YAYIN ETIGI UZERINE

GIRIS ARREST-03 MI-2003 ARITMI-03 SOLUNUM-03 Photo Page AMBLNSKAZA MUKERRER ASILSIZ VAKAREDDI ILETISIM ASKER TRAFIKAZA-03 YENIDOGAN DOGUM-03 BAGLANTILAR OLAY YERI AFET AFET2 OLUM-03 SIGARA KANSER ENFEKSIYON KANSER KANSER SIKLIGI GSMH KANSER KANSER ONYIL SITMA KANSER HAVA KANSER KALP KANSER MESLEK KANSER ENDOKRIN KANSER RADYOLOJI KANSER HLA DUZENI KADIN ACIL-03 BEBEK TRIAJ ZEHIRLENME-03 PSIKIYATRI-03 MEVSIM-02 MEVSIM-03 MEVSIM-04 HLA GENLERI KANSER-02 KANSER-03 TRAVMA-02 HODGKIN S DISEASE BREAST BRCA PARAMEDIK-04 ISDOYUMU OZURLU1-04 OZURLU2-04 OZURLU3-04 ISDOYUMU-01 KARSINOGENEZIS SERVIKS CA KANSER KAYITLARI ERGONOMI ISKAZA(37-99) GRAMSCI TURKCAN ERCAN ERBAS YAYINETIGI AP NEDENLERI CINSELHASTALIK CINSELDAVRANIS SAGLIKFELSEFESI HEKIMLIKFELSEFESI DUNYADAISSAGLIGI OSMANLIISSAGLIGI ULUSLARARASI INSANIN DEGERI ANALJEZIK-02 MESLEKODASI INSANHAKLARI VERIMLILIK DONERSERMAYE PARTIveSAGLIK KURESELLESME About Blog

YAYIN ETIGI

YAYIN ETIGI

Ahmet Haki TURKDEMIR

Giris.1

Yayin Ilkeleri 2

Editörün Yorumu. 4

Bilimsel Yaniltmalar Ve Önlemler 6

Tartisma Ve Degerlendirme. 9

Kaynaklar 12

Giris

Etik kavrami son zamanlarda çok sik kullanilmaya baslanmistir.  En önemli nedeni, teknolojinin gelismesine paralel olarak arastirmaci ve yayin sayisinin artmasi, buna bagli olarak ortaya çikan “yayin kirliligi”dir. Hiç bir topluluk, yolunda giden, herkesi memnun eden süreçler için ilke koymak içgüdüsü ile hareket etmezler. Günümüz türkiye’sinde, etik degerlerin giderek daha fazla aranir hale gelmesi, yasadigimiz  olumsuzlugu net bir biçimde ortaya koymaktadir.

Hiç bir kural, insan topluluklarina ezberletilerek benimsetilememektedir.[i] toplumsal gelismislik ile teknolojik gelisme süreci iç içe kavramlardir.
Bu kavramlardan biri digerini etkiler. Gelismis toplumlar teknoloji yaratir. Teknolojik imkanlara kavusan toplumlar gelisir.
[ii]

Planlanan ve uygulanan arastirma sonlandiginda, arastirma, sonuçlarini tanimlayarak ve yayinlanmasi için bir dergiye gönderilecegi makale hazirlama zamani gelmistir. Verilecek kararlar editörün makaleyi nasil görecegini ve yayinlamaya deger bulup bulmadigi konusundaki görüsünü de etkileyecektir. Arastirmanin degeri ve destek alabilme sansi kismen, herhangi bir dergide makale olarak nasil sunulduguna baglidir.[iii]

Yayin ýlkeleri

Ocak 1978'de ýngilizce yayinlanan bazi biyomedikal dergilerin editörlerinden bir grup british colombia'da vancouver'da toplanarak, dergilere gönderilecek metinlerde aranacak özellikleri belirlemislerdir. Vancouver grubu sonralari ýnternational committee of medical journal editors (uluslararasi tibbi dergi editörleri kurulu)'e dönüsmüstür. Bu kurulun "biyomedikal dergilere gönderilecek metinlerde aranan ortak kosullar" olarak yayinlandigi bildiri özetine göre; metni olusturan ögeler sunlardir;[iv]

Baslik sayfasi

Özet ve anahtar kelimeler

Ana metin (giris, materyal ve metot (etik, istatistik),

Bulgu-sonuçlar,tartisma-ýmrad)

Tesekkür

Kaynaklar tablolar åžekil ve alt yazilar

Metinler tüm yazilarin imzaladigi bir üst yaziyla gönderilmelidir. Bu yazida sunlar bulunmalidir;

Çalismanin herhangi bir bölümünün, daha önce baska bir yerde yayinlanmamis yada baska bir yere yayinlanmak üzere teslim edilmemistir olmasina iliskin bilgi;

Çikar çatismasina yol açabilecek mali ya da diger iliskilerin açiklamasi;

Metnin tüm yazarlarca okundugunu ve onayladigini, yazarlik hakkinin dogabilmesi için yukarida belirtilen sartlarin gerçeklestigini ve her bir yazarin metninin dürüst çalismaya dayandigina inandigini belirten bir belge;

Yazinin bilimsel ve etik sorumlulugunu üstlendiklerine ait ifade;

Yayin için kabulü halinde yayin haklarini dergiye devrettiklerine ait ifade;

Düzeltmelerin yapilmasi ve baski provalarinin gözden geçirilmesi ile ilgili olarak diger yazilarla iletisimi saglamaktan sorumlu yazarin adi, adresi ve telefon numarasi. Mektupta, metinin söz konusu dergi için hangi makale tipine uydugu ve yazar(lar)in renkli resimlerin basim masraflarini karsilamaya istekli olup olmadiklari gibi editöre yararli olabilecek ek bilgiler de verilmelidir.[v]

Baska bir yerde yayinlanmis materyalin yeniden basilmasi, taninabilecek kisilerin resimlerinin ya da duyarli kisisel bilgilerinin kullanilmasi ya da katkilarindan dolayi kisilerin adlarinin belirtilmesi için alinmis izinlerin birer sureti de metinle birlikte gönderilmelidir.[vi]

Editörün yorumu

Arda ve arkadaslarinin 2000 yilinda 47 dergi editörüne gönderdikleri anketin degerlendirmesine dayanan çalisma asagidaki tabloda (tablo1) verilmistir.

Tablo 1 editörlerin degerlendirmesine göre yayin etigine uymayan durumlar*

*arda, b., bilimsel bilgi üretiminde yayin etigi*, 2001 ulusal tibbi etik kongresi’ nde sunduklari tip dergi editörlerinin yayin etigi konusundaki düsünceleri baslikli çalismaya dayanmaktadir.

Bu çalismada dergi editörleri etik ilkeler dogrultusunda davrandiklarini gösteren ifadeleri yüksek düzeyde kullanmislar ancak bu konuda ilkeler olusturmada yetersizlikler içerdikleri anlasilmaktadir. Bunun üzerine arda’nin çikarimlari söyle siralanmaktadir:

“dergilerin büyük ölçüde reklamlar araciligi ile ilaç endüstrisi tarafindan beslenerek desteklendigi açikça görülmektedir...

Dergi editörlerinin yüzde 93 tarafindan, dergide makale yayinlanmadan önce yazarlardan imzali basvurularinin istendigi ifade edilmistir...

Dergi editörlerinin yüzde 63 oraninda arastirmaci/yazarlardan, arastirmalari ile ilgili etik kurul onaylarini istediklerini belirtmistir.

1993 yilinda tübýtak tarafindan tip dergilerinde arastirmalara yer verilmesi ile ilgili olarak belirlenen kurallarin dergilerin içerigine yansidigi, bu çalismada da ortaya çikmaktadir.

“bir dergide yayin etigine uymayan durumlar” basligi altinda, editörlerin degindikleri baslica durumlar, “baskalarina ait bilgi, vaka ya da verilerin izinsiz ve kaynakçada gösterilmeden yayinlanmasi” ve “baskalarina ait eserlerden yine kaynak verilmeksizin alinti yapilmasi” birlestirildiginde, bu oran ancak % 40 çikmaktadir...

Editörlerden % 95’i, danismanlarin izlemek zorunda olduklari degerlendirme ölçütlerinin var oldugunu ifade etmis olmakla birlikte, konu irdelendiginde, bunlardan bir kisminin yanitsiz birakilmasi ya da “serbest birakiliyor” gibi cevaplar alinmasi düsündürücüdür.

Verilen yanitlardan editörlükle ilgili bir görev tanimi için net bir çerçeve olusturulmasi mümkün olamamaktadir.

Yine, editöryal yetki ile ilgili olarak da “yazim hatalarini düzeltmek”ten “referanslari çikartabilme” ve “her asamada müdahale edebilmeye” kadar varan yanitlarla karsilasilmistir.

Yayin kurullarinin görev tanimlari ile ilgili belirsizlik de editörlük konusundaki durumla benzerlik göstermektedir.

Burada vurgulanmasi gereken bir baska nokta ise, son yillarda akademik yükseltilmelerle ilgili olarak gündeme getirilen dis yayin zorunlulugunun, ülkemizdeki bilimsel yayin ortamina ekleyebilecegi yeni sorun alanlarinin dikkatle ve yeterince degerlendirilmesinin geregidir.

Yayin etiginin sadece arastiricilarin disiplinli ve dürüst çalismalarina indirgenemeyecegi, bir çok degiskenle belirlenen bu ortak tablonun öteki degiskenleri olan editörlük, hakemlik, yayin politikalari…. Gibi ögelerin de etik açidan sorgulanmasi gerektigi açiktir.”[vii]

Bilimsel yaniltmalar ve önlemler

“bilimsel yaniltmanin genelde 2 biçimi oldugu bilinmektedir. “özensiz arastirma” veya “disiplinsiz arastirma” adi verilen seklinde aslinda kötü niyetli olmayan ancak bilimsel metodolojiye uymayarak yanlis sonuçlara ulasan arastirmacilar tanimlanmaktadir. Bilerek yapilan yaniltici yayinlar için ise “bilimsel sahtekarlik”,”bilimsel yalancilik”,”bilimsel saptirma” gibi basliklar kullanilmaktadir.”

Diyen ruacan yayinlardaki bilimsel yaniltmalari su basliklarda gruplandirmistir:[viii]

I. Yazarlik hakki sorunlari (sorumsuz yazarlik)

Iý. Korsanlik (plajerizm)

Iýý. Uydurmacilik (fabrikasyon)

Iv. Çoklu yayin (duplikasyon)

V. Bölerek yayinlama (salamizasyon)

Vý. Insan-hayvan etigine saygisizlik

Výý. Kaynaklarin tarafli seçilmesi

Výýý. Tarafli yayin (çikar çatismasi)

Bilimsel yalanciligin önlenmesinde üç genel yaklasimin yararli ve önemli oldugu üzerinde durulmaktadir:[ix]

Arastiricilarin egitimi ve ögretimi:

Egitim kurumlarinda arastirma yapan gruplara etik standartlarin ögretilmesi gerekmektedir. Her bir danisman ikiden fazla ögrencinin sorumlulugunu almamalidir. Arastirma verilerinin her zaman incelenmeye hazir, düzenli ve eksiksiz, kurumca tasdikli defterlere yazilmasi ve dökümanlarin avrupa birligi etik kurul standartlarina göre en az bes yil süreyle saklanmasinin geregi üzerinde önemle durulmalidir. Veri analizleri ve istatiksel hesaplar ile danismanlik hizmetlerinin konunun uzmanlarinca yapilmasina özen gösterilmelidir. Arastirmalarin yayina gönderilmeden önce verilerinin tamaminin üst düzeyde ve arastirmanin yürütülmesinden sorumlu üyeler tarafindan incelenmesi gerekmektedir. Yayinda ismi olan her birey çalismayi etraflica ve titizlikle okumali, kanitlayici bilgileri (author's copyright form) imzalamali ve ilk yazara yayin hakki için yetki vermelidir. Yayinlarda uygun sitasyonlar açik bir ifadeyle yapilmali ve yayinlarin seçimine titizlikle dikkat edilmeli ve kaynak arastiricinin dosyasinda bulunmali ve incelenmis olmalidir. Arastirma verilerinin yayinlarda ve metod kayitlarinda diger arastiricilar tarafindan da kolaylikla tekrarlanabilmesine ve bagimsiz denetime imkan verebilecek sekilde sunulmasi gerekir.

Ayrica, arastirma yürüten kurumlarda bilimsel denetim ve degerlendirme kriterlerinin saptanmasinin uygulanan arastirmalarin kalitesini olumlu etkileyecegi ve bilimsel yaniltmalari engellemede önemli rol oynayacagi düsünülmelidir.

Bilimsel yalanciliga neden olabilecek bazi baskilarin azaltilmasina yönelik tedbirler:

Yayin yapma konusunda genç arastiricilara "gereksiz" baskidan kaçinilmalidir. Kurumlarda arastiricilara ve genç adaylara yayin sayilarinin degil, yayinlarinin kalitesini (nitelik) çok önemli oldugunun egitiminin verilmesi geregi ve önemi üzerinde durulmalidir.

Arastiricilar üzerindeki mali baskilarin azaltilmasi ve düzenlenmesi:

Firmalarin kurumlar içindeki arastirmalara verdikleri mali desteklerin ve bütün sözlesmelerin kurumun mali ve idari organlarinca denetimi altinda ve bilgisi dahilinde olmasina özen gösterilmelidir. Bütün mali desteklerin kurumun etik ve idari yetkili gruplarinca onaylanmasi ve kayit altina alinmasi gerekmektedir.

Yayinin bilimsel literatürden ve bütün indekslerden editör tarafindan geri çekilmesi (retraction) bir bilim insanina bilim dünyasinin verilebilecegi en agir ceza seklidir.

Bilimsel yaniltma ve bilimsel yalancilik sorusturma komisyonunca tesbit edilen ögretim elemani ve ögretim üyesinin ayni kurumda çalismasi genelde ögrencilere verecegi örnek (ideal "role-model" kavrami) ve ögretim üyeleri ile olan güvenden yoksun iliskileri nedenleriyle disiplin suçlari arastirma komisyonu'nun vermesi gereken kararlari özeti asagida sunulmustur :

Yazili ýhbar üzerine yönetimce olusturulan sorusturma komisyonlari bir akademisyeni suçlu bulduklari taktirde etrafli ve gerekçeli raporlarini kurum yöneticilerine, sikayeti baslatan arastiricilara ve kisiye vermekle sorumludur. Uygun tip literatüründe "anonim" nitelikte veya editorial türde bir yazi ile olayin bilim dünyasina duyurulmasi gerekmektedir.

Kurum yöneticilerinin uygulamasi gereken bazi kurallar tanimlanmistir:

Suçu sabit görülen ögretim eleman (lari)nin yazili istifasinin istenmesi, kurum ile ilisiginin kesilmesi, çalismasini baska bir çalisma içine naklinin engellenmesi, arastirmalardan en az 3 yil süreyle men edilmesi ve yeni hiçbir mali destek verilmemesi, teorik mezuniyet-öncesi ve mezuniyet-sonrasi dönemde egitime katilmamasi, almis oldugu mali proje desteklerini geri vermesinin istenmesi, hiçbir idari göreve tayin edilmemesi, varsa idari görevlerinin iptali, üyesi bulundugu veya katildigi ulusal/uluslar arasi bilimsel dernek, birlik ve toplantilara adayin "bilimsel yalancilik" yaptiginin bildirilmesidir.

DEGERLENDIRME

Bir arastirmanin ya da derlemenin planlama asamasindan baslayarak, yayinlanmasina kadar olan süreçte karsilasilan bir çok sorunla karsilasilmaktadir. Bunlari gruplandiracak olursak:

1.      Arastirma ve arastirmacilardan kaynaklanan sorunlar: arastirmanin planlanmasi, desteklenmesi, finansmani, uygulanmasi, verilerinin toplanmasi, sonuç raporunun hazirlanmasi ve yayin haline getirilmesi asamalarindan olusmaktadir.

Arastirmacilarin arastirma uygulamalari ile ilgili sorumluluklari bir ölçüde etik kurullar araciligi ile çözülebilmektedir. Ancak yayin asamasina gelindiginde yayinin kimin ismiyle yayinlanacaginin belirlenmesi önemli bir sorundur. Örnegin laboratuar çalismasini baskalarinin yaptigi bir arastirmanin yazari olarak kimin ismi ilk sirada yer alacaktir? Ya da dosya incelemesine dayanan retrospektif bir arastirmada verileri derleyerek, kaydedenlerin yeri ve rolü ne kadardir? Amir konumunda bulunan birinin isimleri rastgele dagitmasi yeterince adil midir? Çalisilan birimlere bunun bir yayin olacagi söylenmeden toplanan verilerin yayinlanmasi asamasinda sadece verileri degerlendirenlerin adiyla makale haline getirilmesi diger arastirmacilarin haklarinin çignenmesine yol açmaz mi? Ya da laboratuar asamasinda ve verilerin derlenmesinde yer almamis birinin tüm verileri kendi adina yayina hazirlamasi çalinti olmasina yol açmamakta midir?

2.      Yayincilardan kaynaklanan sorunlar: yayin ilke ve sorumluluklari, yayin politikalari, yayin olanaklarinin kullanilmasi, destekleyen (reklam verenler dahil) kesimler, yayin kalitesi, dagitimi, güvenilirligi gibi,

Herhangi bir yayin (dergi, gazete, web sayfasi vb) yerel ya da genel sermaye grubundan (ister kamu, isterse özel olsun) bagimsiz olarak çikamamaktadir. Bu durumda yayin araçlarinin kontrolü en basindan belirli bir sermaye grubunun denetimi altindadir. Bu asamada bilimsel bir makalenin herhangi bir bilimsel yayin olarak yer almasi yayin aracinin sahiplerinin isteklerine göre yönlenmektedir. Bu noktada yayin araçlarinin yayinlara yönelik ilke ve kurallarini olusturmalari gereklidir. Bu ilkelerden daha da önemlisi yayin politikasi ve kendisine koydugu ilkesel sinirlamalardir. Makalelerden ücret alinmasi, yayin haklarinin yayin kurulusuna devredilmesi, yayinlarin piyasaya sunulmasi, bulundurulacagi kütüphaneler, piyasadan habersizce çekilmesi, ulasilabilirligi vb sorunlar bir arastirma sonucunda olusturulan makalenin ulasilabilirligi ve bilim alanindaki degerini sinirlayan önemli unsurlardandir.

3.      Editörden kaynaklanan sorunlar: bir yayin sorumlusunun ilke ve görevlerinin makale seçimi üzerine olan etkileri, güvenilirligi, tarafsizligi, müdahele yetkisi;

Herhangi bir yayinin editörlügü yürüten kisinin niteligi ve hangi özellikleri ile bu görevi sürdürdügü, güvenirligi ve tarafsizliginin güvencesini belirleyen ilkelerinin varligi yayinlanacak makalelerin niteligini de etkileyebilmektedir. Editörün seçilme ve görev degisikliginin ilkeleri onun makalelere yaklasimina da etki edecektir. Çok okunur olma, sik atifta bulunulma gibi popülerlik istegi, bazi makalelerinin yayinda yer almasinda olanak saglarken, önemli olmasina ragmen popüler bir konuyu ele almayan bazi makalelerin yer almasini geciktirebilecektir. Bu durumda makale seçim ölçütlerinin nesnel olarak belirlenmis olmasi yayin asamasinda editöre nesnellik kazandirmakla birlikte, editör seçim ve görev süresinin önceden belirlenmis olmasi tarafsizlik da kazandiracaktir. Gönderilen makalelerle ilgili arsivleme yapilmasi ve bunlarin merkezi denetime açilmasi ayni konudaki farkli yayinlar karsisinda nesnel tavir alinmasina neden olacaktir. Ayrica herhangi bir gerekçe ile yayinlanmayan bir arastirmanin farkli versiyonlarinin, farkli arastirmacilarca tekrarlanmasini ya da asirilmasini önleyecektir.

4.      Yayin danismanlarindan kaynaklanan sorunlar: danismanlarin güvenilirligi ve yeterliligi, yayin inceleme ilkelerinin belirlenmesi, sonuç ve degerlendirmeler üzerine müdaheleleri, yayin-arastirma yönlendirmeleri olarak sayilabilir.

Yayin kurumlarinin belirleyecegi danismanlarin sayi ve niteliklerinin belirlenmis olmasi, yayinlarin hem itibarini artiran, hem de yayin ilkelerinin olusturulmasina yardimci bir mekanizmadir. Danismanlara gönderilecek makaleler için kabul ve red ölçütlerinin olusturulmasi ve bunlara uyulmasinin denetlenmesi yayinlari degerlendirmede nesnellik ve tarafsizligi artiracak bir ölçüttür. Yine danismanlarin bilimsellik, orjinallik gibi ölçütlerin yani sira geçerlilik ve güvenilirliginin de danismanlarca degerlendirilmesinde yer almasi önemli bir konudur. Bu durumda ilgili bilim dalindan bir danisman tarafindan makalenin orjinalliginin degerlendirilmesi saglanirken, bir baska bilim dalindan danisman tarafindan bilimsel ilkelere uygunlugunun degerlendirilmesi uygun bir yöntem gibi görünmektedir. Danismanlarin ücretli çalistirilmasi bir baska sorun olarak karsimiza çikabilmektedir. Ayrica danismanlar tarafindan red edilen bir makalenin benzerinin baska bir yayinda ayni danisman tarafindan yayinlanmasini denetleyecek mekanizmalar da olusturulmalidir.

5.      Tüm bu asamalardaki kisilerin birbirleri ile olan iliskileri.

Bilimsel makaleyi olusturan kisinin niteligi, taninmisliginin editörler ve danismanlar üzerine olan etkileri kaçinilmaz olarak karsimiza çikmaktadir. Bu durumda makalenin niteligi ikinci plana düsmekte ve yazari ön plana çikmaktadir. Ya da bilimsel rekabetin getirecegi olumsuzluklardan etkilenme söz konusu olabilecektir.

6.      Bilim üretim mekanizmalari

A- “bilimsel reklamlar”in varligi, bilimsel arastirmalarda ve yayinlardaki çalismalari olumsuz etkileyebilmektedir. Örnegin sars’in çikmasi ile beliren sars konusundaki kisitli verilere ragmen yapilan yayinlarin patlamasina neden olmustur. Bir anda diger arastirmalar bir kenara itilmis, herkes sars uzmani kesilmistir.

B- yine benzer sekilde “bilim modalari” yayinlarin içerigini ve sayisini etkilemektedir. Örnegin biyoteknoloji alani son zamanlarda daha çok ragbet gören bir alan olarak bu konudaki çalismalarin ya da yayinlarin artmasina neden olmustur.

C- bilim dili, önemli yayin sorunlarindan biridir. Dile hakim olunmadan bilimsel olarak yeni kesfedilen kavram ve yeni olusturulan degerlerin tartisilmasi olanaksizdir. Bunun çözümü baskalarinin dilinin kabul görmesinden çok bilgi kaynaklarinin yayginlastirilmasini saglayacak mekanizmalarin olusturulmasidir. Bilim dilinin yerellestirilmesi, ilgili konuda gelismelerin yerel düzeyde de yapilmasina olanak saglayacak, yani sira bilimsel kavram ve degerlerin zenginlesmesine olanak saglayacaktir.

D- laboratuarin sahaya egemen olmasi, bilimde laboratuar çalismalari ya da vaka yayinlarinin saha çalismalarindan daha çok yer almasi bilimdeki kesfetme arzusunun bir yansimasi üzerine çikan yanilsamadir. Laboratuarda yapilan arastirmalarin yayinlarda daha çok yer almasi, kesiflerin çoklugunu degil, arastirmalarin yetersizliginin ve siglinin göstergesidir. Örnegin laboratuar çalismasi ile bir genin belirlenmesi üzerine çok sayida makaleye ulasilirken, ayni konuda yapilan saha çalismalari ve bu belirlenen genin etkilesimleri üzerine yayinlara neredeyse ulasilamamaktadir. Bu durumda bilimsel gelismeler daraltilmakta, yayinlarin tek düze hale gelmesine neden olmakta, orjinalligi ortadan kaldirmaktadir.

E- bilim politikalarinin olusturulmasi, bilimsel mantigin kurgulanmasi; bir çok yayinda ihmal edilen yayin türleridir. Gerekli derlemelerin ve gözden geçirmelerin (review) yayinlarda yetersiz olarak yer almasi, arastirmalarda elde edilen sonuçlarin yorumlanmasini engellemekte ve bilimsel gelismelerin önünü kapatarak, tekrarlara neden olmaktadir. Bilimsel elestiriler ise yok denecek kadar azdir. Belli bazi yabanci yayinlarda rastlanilabilmektedir. Bu durum yapilan yayinin mutlak bilimsel oldugu inancini pekistirmektedir. Oysa bir çok makalenin sinirli ve dar bir alanda, siklikla da laboratuar kosullarinda geçerli oldugu görülmektedir. Buradan yola çikilarak bilimsel öngörüler olusturulmasi olanaksizlastirilmaktadir. Bu ise “bilimsel mankafalilik”a yol açarak, nereye ulasacagi bilinmeyen arastirmalar ve yayinlara neden olmaktadir. Yazarina ve yayincisina bagli olarak ayni veriler birbirine tümüyle zit sonuçlara ulasilmasina ya da çok farkli verilerden yola çikilarak ayni sonuca ulasildigini gösteren yayinlarla karsilasilmaktadir.

F- bilimsel “ayrimcilik” yanilgisi; yayinlarda sik görülen bir yanilgidir. Siklikla digerinden farkli oldugu bulunan seyler üzerine kurgulanmis yazilarla karsilasilmaktadir. Temel nedeni yayin politikalari olmakla birlikte arastirmaci ve yayincilarin (editör ve danismanlarin) egilimlerinden kaynaklanmaktadir. Bunun sonucunda digerlerinden farkli olan öne çikartilmakta, farksizlik bulan arastirmalar ihmal edilmektedir. Bunlar makale asamasinda, degerlendirme ve yayin asamasinda oldugu gibi tartisma asamasinda da görmezden gelinmektedir.

Others



[i] Sönmez, Ahmet; http://www.antrak.org.tr/gazete/biliÅŸim etiÄŸi.htm, 24.5.2003

[ii] Sönmez, Ahmet; http://www.antrak.org.tr/gazete/biliÅŸim etiÄŸi.htm, 24.5.2003

[iii] http://www.turkiye-klinikleri.com/Makale_Yazim_Klavuzu.asp?Sayfa=1, 25.5.2003

[iv] http://www.turkiye-klinikleri.com/Makale_Yazim_Klavuzu.asp?Sayfa=2, 25.5.2003

[v] http://www.turkiye-klinikleri.com/Makale_Yazim_Klavuzu.asp?Sayfa=5, 25.5.2003

[vi] http://www.turkiye-klinikleri.com/Makale_Yazim_Klavuzu.asp?Sayfa=5, 25.5.2003

[vii] Arda, Berna; Bilimsel Bilgi Üretiminde Yayın EtiÄŸi, Ankara, Mart, 2003

[viii] Ruacan, Sevket; Bilimsel Arastirma ve Yayinlarda Etik Ilkeler; Ankara, Mart, 2003

[ix] Prof. Dr. Emin Kansu ve Prof. Dr. Sevket Ruacan, BILIMSEL YANILTMANIN (SCIENTIFIC MISCONDUCT) : TÜRLERI, NEDENLERI, ÖNLENMESI VE CEZALANDIRILMASI, Bu makale aynen Cumhuriyet -Bilim ve Teknik Dergisi'nde (28.10.2000 tarihli sayisi) ve Sendrom Dergisi'nde ( 2000 yili) ayni Sekliyle yayinlanmistsr. http://www.hutbat.tip.hacettepe.edu.tr/beta/index.phpBILIMSEL YANILTMANIN (SCIENTIFIC MISCONDUCT)  TÜRLERI, NEDENLERI, ÖNLENMESI VE CEZALANDIRILMASI.htm, 24.5.2003

My Contact Information

Links to Other Sites