SIVIL TOPLUM ORGUTLERI (MESLEK ODALARI)

GIRIS ARREST-03 MI-2003 ARITMI-03 SOLUNUM-03 Photo Page AMBLNSKAZA MUKERRER ASILSIZ VAKAREDDI ILETISIM ASKER TRAFIKAZA-03 YENIDOGAN DOGUM-03 BAGLANTILAR OLAY YERI AFET AFET2 OLUM-03 SIGARA KANSER ENFEKSIYON KANSER KANSER SIKLIGI GSMH KANSER KANSER ONYIL SITMA KANSER HAVA KANSER KALP KANSER MESLEK KANSER ENDOKRIN KANSER RADYOLOJI KANSER HLA DUZENI KADIN ACIL-03 BEBEK TRIAJ ZEHIRLENME-03 PSIKIYATRI-03 MEVSIM-02 MEVSIM-03 MEVSIM-04 HLA GENLERI KANSER-02 KANSER-03 TRAVMA-02 HODGKIN S DISEASE BREAST BRCA PARAMEDIK-04 ISDOYUMU OZURLU1-04 OZURLU2-04 OZURLU3-04 ISDOYUMU-01 KARSINOGENEZIS SERVIKS CA KANSER KAYITLARI ERGONOMI ISKAZA(37-99) GRAMSCI TURKCAN ERCAN ERBAS YAYINETIGI AP NEDENLERI CINSELHASTALIK CINSELDAVRANIS SAGLIKFELSEFESI HEKIMLIKFELSEFESI DUNYADAISSAGLIGI OSMANLIISSAGLIGI ULUSLARARASI INSANIN DEGERI ANALJEZIK-02 MESLEKODASI INSANHAKLARI VERIMLILIK DONERSERMAYE PARTIveSAGLIK KURESELLESME About Blog

TURK TABIPLERI BIRLIGI

 “TURKIYE’NIN YONETIM YAPISI ICINDEKI SIVIL TOPLUM ORGUTLERI:
KAMU KURUMU NITELIGINDEKI MESLEK KURULUSLARI(Turk Tabipleri Birligi Ornegi) ”

Ahmet Haki Turkdemir
Kasim 2001, ANKARA
Onsoz
OZET
Anahtar Kelimeler

ICINDEKILER

Tablolar
TABLO 1: TMMOB CALISMA GRUPLARI LISTESI 35
TABLO 2: 1953 YILINDA TURKIYE'DEKI TIP MENSUP SAYILARI: 53
Yasalar
1136 sayi ve 19.03.1969 tarihli Avukatlik Kanunu
6643 sayi ve 25.01.1956 tarihli Turk Eczacilar Birligi Kanunu
507 sayi ve 17.07.1964 tarihli Esnaf ve Kucuk Sanatkarlar Kanunu
6235 sayi ve 27.01.1954 tarihli Turk Muhendis ve Mimar Odalari Birligi Kanunu
5590 sayi ve 8.03.1950 tarihli Ticaret Borsalari, Ticaret ve Sanayi Odalari Kanunu
6343 sayi ve 9.03.1954 tarihli Turk Veteriner Hekimleri Birligi Kanunu
6964 sayi ve 6.05.1957 tarihli Ziraat Odalari ve Ziraat Odalari Birligi Kanunu
3224 sayi ve 7.06.1985 tarihli Turk Dis Hekimleri Birligi Kanunu
1512 sayi ve 5.05.1972 tarihli Noterlik Kanunu
3568 sayi ve 13.06.1989 tarihli Turkiye Serbest Muhasebeci ve Mali Musavirler Birligi Kanunu
6023 sayi ve 31.01.1953 tarihli Turk Tabipleri Birligi Kanunu

Sivil Toplum ve Yerel Yonetim
Montesquieu ve Machiavelli gibi dusunurlere gore “ara yapilar, ara tabaka ya da kuruluslar” biciminde algilanan sivil toplum, Hegel’e gore “merkezi devletten bagimsiz olarak hareket edebilen, mulkiyet haklarina dayali ve ozunu orgutlenme ozgurlugunun olusturdugu” bir yapilanmayi anlatmaktadir. Marx’a gore sivil toplum “maddi varlik kosullari, tum tarihin gercek kaynagi, ocagi ve sahnesi”dir. Durkheim’da “ikincil yapilar”, Weber’de “ozerk yetkili tuzel kuruluslar” anlamina gelmektedir. Gramsci ise “genellikle ozel diye anilan organizmalar butunu ve bir ust yapisal ugrak” olarak gormektedir .
Kamu burokrasisi disinda kalan tum aktorler sivil toplumu olusturmaktadir. Sivil toplum alanindaki aktorler birbirleriyle yatay iliski kurarak guc birligi olusturarak siyasi otoriteyi yonlendirebilirler.
Sivil toplum dusuncesi yalnizca toplumun butunu icinde ele alinabilir. Buna gore:
Vatandaslarin siyaset alaninda daha fazla etkin olabilmeleri ve belli sorumluluklar alabilmeleri icin devletin merkezden yonetim niteliginin kaldirilmasi,
Pazardaki heterojenligi (ozel ve resmi boyutlarda) arttiracak sekilde ekonominin toplumsallastirilmasi,
Tarihi kimlikleri anlamanin birden fazla sekilde anlasilabilmesi icin milliyetciligin cogulcu ve yerel bir nitelik kazanmasi gerekir .
“Yonetisim, gunumuzde amaclanan yonetim seklidir. Cok aktorlu yonetimde kararlar bir kisi-kurum tarafindan alinip, uygulanmaz. Konuyla ilgili olanlarin katilimi ile ortak fikre varilarak, guc birligi olusturularak gerceklestirilmelidir. Yonetime katilimi saglayabilmek icin aktorlerin yapabilir kilinmasi gereklidir. Mevcut kurallar ve zihniyet degistigi duzeyde gerceklesir. Yalniz kurallarin ve yonetim kademesindeki kisilerin tutumlari, gorus degil, tum toplumun zihniyetinin degismesi gerekir .”
Yerel Yonetim
Yerel yonetim konusu uzerindeki dusunsel ipotegin sahibi liberal yaklasimdir . Bu yaklasim varsayimlari araciligi ile bilimsel calismalari, sonuclari araciligiyla da politika uretme surecini yonlendirmektedir.
Liberalizmin ilk savi sudur: Yerel yonetimler demokrasinin temelidir, kokenidir. Bu sav uc ayri “temel” anlayisina dayandirilmistir. Birincisi olcek sorunudur, cunku; butun bir toplumun en kucuk yerlesme birimlerinden baslayarak kurulmustur. Bu nedenle yerel yonetim, yerel halkin kendi kendisini dogrudan yonetmesine olanak veren bir yapidir. Ancak medeni haklar bakimindan esit bir yerel halk, uretim iliskilerindeki konumlari farkli insanlardan olusan “yerel halk” karsisinda etkisizdir .
Ikincisi; egitim sorunu ile ilgilidir. Cunku bu kurumlar toplumsal butunun en ucra koselerinde ve ulkenin en geri kalmis yorelerinde siyasal modernlesmenin bir araci, temsili demokrasinin kurallarini halka yasayarak ogreten bir okuldur. Ancak bu savin da kuruma seckinci bir amac yuklemek disinda herhangi bir katkisi yoktur.
Ucuncusu; tarihsel gelisme baglaminda demokrasinin kokenidir. Cunku; Bati Avrupa demokrasileri baslangici onikinci yuzyila kadar uzanan zengin bir yerel yonetim geleneginin urunudur. Ulkemiz gibi azgelismis ulkelerde birbucuk yuzyil oncesine giden bir taklitcilik olarak bulunmaktadir. Ancak, Bati ulkelerinde yerel yonetimler, onikinci yuzyildan itibaren ortaya cikan ve merkezilesmis devlet gucunun olusumuna engel olan ortacag kent yonetimleri radikal bicimde tasfiye edildikten sonra, ondokuzuncu yuzyilda, devlet tarafindan ve yukardan asagi kurulmuslardir.
Bu cercevede bakildiginda “Bati ve Dogu yerel yonetim pratikleri liberal yaklasimdan bir kez kurtarilinca, her iki dunyada da yerel yonetimlerin eszamanli degil ama, sosyo-ekonomik gelisme surecindeki belli asamalarda benzer ve ortak dinamikler tarafindan yonlendirildigi ortaya cikmaktadir ”.
“Turkiye’de yerel yonetim kurumu, kendisine verilen sosyo-ekonomik islevi, ikincil bolusum iliskileri ekseninde ustlendigi rol araciligi ile getirmektedir. Ikincil bolusum iliskileri sermaye gruplari ile toplumsal ara tabakalari sahneye cikarir. Gerek mal ve hizmet alimi yoluyla dogrudan kaynak aktarma, gerek sermaye acisinda “odenmemis maliyet” olan dolayli kaynak aktarimi, gerekse toprak rantinin paylasimi yerel yonetim kurumunu bu kesimler ile bire bir iliskiye sokmaktadir. Kurumun toplumsal temeli bu ilk halkadir ve mevcut kapitalist yapi gecerli oldukca, yerel yonetim kurumu bu halka iliskilerinden alikonulamaz...... Bu semada ister o yorede yasayan herkes, ister o yorede yasayan yoksul kitle anlaminda kullanilsin, yerel halk terimi yalnizca bir tur zemindir; kavram ya da kategori olarak herhangi bir degeri yoktur. Kapitalist toplumda yerel yonetim kurumunun gucu ya da gucsuzlugu, ... ilk ve ikinci sosyo-ekonomik halkalarla iliskilerinde ortaya cikar. Ayni iliskiler, yerel yonetim demokrasi ikilisine ve yerel yonetimlerin anti-kapitalist bir toplum tasarimi icin uygun platformlar olup olmadigina da isik tutar.
Yerinden yonetimler, “...her seyden once devlet aygitinin bir parcasidir; hukuksal varligi, kaynaklari, kaynak yonlendirme gucu devlet gerceginden dogar. Konu bu boyutuyla kamu yonetimi disiplininin ilgi alanina girmektedir. Ancak kaynaklarin hizmetler arasinda dagitimi, kamudan ozele kaynak aktarimi, aktarilan kaynaklarin cesitli toplumsal kesimler arasinda yeniden bolusumune mudahele ... yerel yonetimleri ekonomi politigin ilgi alanina tasimaktadir. Bolusum iliskilerine mudahalenin niteligi, siyasal karar mekanizmalarinca belirlenir, yerel yonetimler bu politikalarin uygulayicisi olan uzantilaridir. “
Baski gruplari
Baski gruplari, belirli bir fikir, mesleki cikar ve isteklerinin gerceklesmesi amaciyla olusturulan, siyasi iktidari etkileyerek amaclarini gerceklestirmeye calisan orgutlu kuruluslardir . Baski gruplarinin amaci iktidari ele gecirmek degil, iktidari etkileyerek isteklerini elde etmektir.
Baski gruplari, uyelerinin cikarlarini korumak icin hicbir ozveriden kacinmamaktadir. Temsil ettikleri cikarlari savunma cabalari sirasinda devlet mekanizmasini bu konularda aydinlatmakla kamu hizmetini de yapmaktadir .
Baski gruplarinin islevlerini belirtmek istersek, bulunduklari orgutun dileklerinin duzenli bicimde belirlenmesini ve siyasal sistemin kurallarina uygun olarak ifadelendirilmesini saglar. Toplumda beliren isteklerin aliciligi islevini yerine getirerek bir kursu olmaktadir. Kendi uzmanlik ve bilgi alanlarinda orgutlendikleri ve calistiklari icin yeni talepler gelistirmektedirler. Baski gruplari orgutlu bir uyusum araci olmaktadir ancak cikarlarina ters gelen durumlarda uyumsuzluk yaratabilmektedirler .
Baski gruplari iktidari etkileyerek isteklerini gerceklestirmektedirler. Etkileme ve baski yontemleri ise; ikna yoluyla, tehdit yoluyla, para vererek, siyasal partilere ve adaylara para yardimi yapilmasi, rusvet verilmesi, hukumet faaliyetlerinin baltalanmasi, dogrudan hareket (grev vb) ile kamuoyunu etkilemeye calismalaridir. Demokratik toplumlarda onemli olan kamuoyunda yapilan propaganda ile istenilen yonde yonlendirme ve hakli oldugu kanisini yayginlastirma yontemleri daha sik kullanilir. Bu sekilde de etkin olan kamuoyunun destegiyle siyasal iktidara baskinin gucu artar. Kamuoyunu etkilemek icin basin ve yayin yoluyla propaganda kullanilmaktadir , .
Ortak maddi cikarlar etrafinda birlesen baski gruplari , , , :
Isveren kuruluslari; ticaret odalari, sanayi odalari, isveren sendikalari, sirketler,
Isci kuruluslari; sendikalar, konfederasyonlar,
Tarim sektoru; ciftci birlikleri, tarim kooperatifleri, ziraat odalari,
Memur sendikalari,
Esnaf kuruluslari,
Tuketici kooperatifleri,
Meslek kuruluslari; barolar, tabip odalari, muhendis odalari, mimar odalari vb,
Ortak tutumlar (fikir-deger) etrafinda birlesen baski gruplari:
Insan haklari,
Kadin dayanismasi,
Dogal hayatin korunmasi,

KAMU KURUMU NITELIGI

Kamu Kurumu Niteligindeki Meslek Kuruluslarinin Tanimi ve Amaclari
Insanlar ihtiyaclarini karsilamak ve hayatlarini devam ettirebilmek icin birlikte yasamak ve calismak zorundadirlar. Bu zorunluluklar cesitli ekonomik ve toplumsal kurum ve kuruluslarin olusmasina neden olmustur. Gunumuzde bu kuruluslar dernek, sendika, baski grubu, oda, federasyon, orgut ve birlik gibi isimler altinda toplanmistir .
Birlik en basit ifadesi ile; belli bir toplulugun yararlarini korumak amaciyla olusturulan kuruluslarin adidir. Baska bir bicimde soylenecek olursa; “birlik, organize olmus sosyal gruplarin genel adidir” .
Sosyal grup ise bir arada bulunan, ortak ozellige ve hukuki kisilige sahip birimlerden olusur. Sosyal gruplarin birlik olabilmesi icin organize olmasi gerekir, bu ise ancak sosyal iliskilerin kurumlasmasi ile mumkun olmaktadir.
Orgut; “Is ve islev bolumu yapilarak bir otorite ve sorumluluk hiyerarsisi icinde, ortak ve acik bir maksat ya da amacin gerceklestirilmesi icin bir grup insanin faaliyetlerinin akilci esgudumudur. , ” Sosyal orgutler, acik ve ortak amaclarin gerceklestirilmesi icin, insanlarin akilci olarak planlamaksizin aralarindaki etkilesmelerinden, kendiliginden ya da zimnen ortaya cikan esgudum kaliplaridir. Dogal orgut deyimi, bicimsel orgutun uyeleri arasinda, planin gerektirmemesine ragmen ortaya cikan esgudum kaliplarini ifade etmektedir .
Birey; yetenek, kuvvet, zaman ya da tahammul gucunun yetersizligi yuzunden ihtiyaclarini karsilamak icin baskalarinin yardimina guvenmesi gerektigini gorur. Insanlar cabalarini biraraya getirince, tek baslarina yapabileceklerinden daha fazlasini yapabileceklerini anlarlar .
Birlik; “birden fazla kisi ve gruplarin biraraya gelerek gayelerini gerceklestirmek ve bu amacla tespit edilen ozel gorevlerini yerine getirmek maksadi ile belirli kanunlar, yonetmelikler ve daha baska esaslar cercevesinde olusturduklari kuruluslar”a verilen isimdir . Gunumuz modern toplum yapisinda birlikler uc temel alanda ortaya cikarlar:

Kulturel Birlikler: Toplumda kultur, sanat, fikir ve dini alanlarda organize olmus dernek, vakif ve benzeri kuruluslar kulturel birlikler olarak adlandirilmaktadir. Bu birlikler belli kultur degerlerinin korunmasi ve gelistirilmesi ile belli sanat, fikir ve dini akimlarin korunmasi, yayginlastirilmasi ve gelistirilmesini amac edinirler. Etkinlikleri genellikle belirlenen amaclarla sinirli olup, politik ve ekonomik acidan fazla onem tasimazlar. Ancak bazen bu birliklerin siyasal sistemden cesitli talepleri olabilmektedir.
Politik Birlikler: Toplumda guc ve iktidar kullanan yani toplum yonetimine yonelik olarak faaliyette bulunan parti ve benzeri orgutlenmelerden olusurlar. Bunlari siyasi partiler olarak da ele almak mumkundur. Devlet organinda belli bir karar almaya yonelik istek olusumunda partiler vazgecilmez unsurlardir.
Ekonomik Birlikler: Ortak cikarlarini gerceklestirmek amaciyla, ekonomik birimlerin olusturduklari organizasyonlardir. Bunlar ekonomik guc ve iktidar elde ederek, gerek ekonomik surecin akisini, gerekse ekonomi politikasindaki karar surecini kendi istek ve amaclari dogrultusunda etkilemeye calisirlar. Bunlarin temel ozelliklerini uc noktada toplayabiliriz. (I) Ilke olarak ekonomik ve sosyal cikarlara dayanir. (II) Amacini gerceklestirmek icin etkin bir organizasyon yapisina sahiptir. (III) Organizasyonlarina dayanarak sosyal ve ekonomik cikarlarini fiilen korurlar.
Ekonomik birlikler yalnizca mesleki ve sektorel birliklerle, bunlarin olusturdugu federasyonlari degil, ayni zamanda isci ve isveren sendikalari ile kooperatifleri ve hatta bizzat piyasada faaliyet gosteren kartel, trost, holding vb kuruluslari da kapsamaktadir.
Bir amaca hizmet etmek icin orgutlenme istegi, zamanla baslica iki ture ayrilabilecek bir tuzel kisilik kavrami dogurmustur: Bu tuzel kisiliklerin birisinde, amaca hizmet icin biraraya gelen insan toplulugu temel unsurdur, tuzel kisilik bu topluluga taninir. Ikinci turde ise, bu hizmete tahsis edilen mal toplulugunun zamanla ayri bir kisiligi oldugu dusunulur ve onu da yine en az bir gercek kisi, bir “insan” temsil eder. Boylece “tuzel kisilik” kavrami, insanligin hukuk alanindaki temel ihtiyaclarini karsilayan buluslardan birisidir. Tuzel kisilik kavrami, surekli ve ortak amaca “kisilik” giysisini giydirir ve boylece amaca hizmet edenlerin dogal omurlerinin sona ermesi olgusundan etkilenmeksizin amacin surdurulmesi de guvenceye baglanmis olur .
Turkiye’de meslek kuruluslarini “dernekler” ve “odalar” olmak uzere iki grupta ele almak mumkundur. Bu iki grup kurulus, temelde belli bir meslegin uyelerini bir orgutsel cati altinda toplamalari bakimindan benzesir. Ancak aralarinda kuruluslari, devlet ile olan iliskileri ve uyelik kosullari bakimindan cok temel farklar vardir .
Yapilan bir arastirmada onde gelen 1793 sivil toplum kurulusu saptanmis, bunlarin 949’u (%52), dernek, 538’i (%30) vakif, 93’u sendika (%5), 152’si (%8) meslek odasi, 32’si (%2) kooperatif ve 30’u (%2) yurttas girisimi oldugu tespit edilmistir .
Odalar, hukuk dilinde “kamu kurumu niteliginde meslek kuruluslari” olarak bilinen, bazi kamu gorevleri ile yukumlu ve buna bagli olarak kamu hukukundan  dogan haklara sahip olan kurumlardir. Bir meslek kurulusunun dernek olmaktan cikip “oda” haline gelmesi, bu meslegin faaliyet alaninda devletin yerine getirmekte oldugu ve olacagi bazi gorevleri ve buna es dusen yetkileri devralmasi ve boylece ozel bir kurulus tanimindan cikarak, bir kamu meslek kurumu niteligini kazanmasi anlamina gelir. Bu ise ancak ozel bir yasa cikarilmasi yoluyla gerceklestirilebilir. Meslek odalari, kanunla kurulmus; hukuki yapilari ve organlari yasayla belirlenmis; meslek grubunun ozel menfaatlerini gozetmenin yani sira, meslegin faaliyet alaninda kamu yararini korumak, bu amacla yapilacak duzenlemeleri ve denetimi gerceklestirmekle sorumlu kilinmis kuruluslardir .
Odalar ve mesleki dernekler, devlet ile olan iliskileri yani sira ve buna bagli olarak uyelik kosullari bakimindan da onemli farklar gosterirler. Mesleki dernekler gonullu kuruluslar olup, bunlara uyelik zorunlu degildir. Odalara ise “kayit” sarti vardir; odasi olan bir meslekte uye olmadan mesleki faaliyette bulunmak yasaklanmistir. Boylece meslek odasina kaydolmak, ayni zamanda o meslekte calisma hakkina sahip olmak anlamina gelir. Bu tur bir kayit zorunlulugun varligi, odaya meslege giris kosullarini belirleme ve denetleme olanagini verir. Oda, kaydolmadan mesleki faaliyette bulunanlar hakkinda yasal islemler baslatabilecegi gibi, meslek ahlakina uygun olmayan davranislari saptanan uyelere meslekten ihraca kadar giden disiplin cezalari uygulayabilir .
Odalar ve mesleki dernekler arasinda yukaridakilere ek olarak gelir kaynaklari bakimindan da onemli ayriliklar vardir. Odalar kamu adina mesleki faaliyetleri denetlemekle sorumlu kuruluslar olarak, uye odentilerinin yani sira kayit ucretleri, para cezalari cesitli resim ve harclar, gerekli resmi belgelerin duzenlenmesi karsiligi ucretler gibi bazi kamu hukukuna dayanan gelir kaynaklarina sahiptir .
Gunumuz Turkiye’sinde ana hatlariyla tanimlanan ve “oda” olarak bilinen kamu kurumu niteligindeki meslek kuruluslarinin belli basli ornekleri Ticaret ve Sanayi Odalari, Ticaret Borsalari, Barolar, Tabip Odalari, Muhendis ve Mimar Odalari gibi kuruluslardir. Farkli donemlerde, degisik kurulus kanunlariyla olusturulan bu odalarin yasa ile belirlenen organlari ve teskilatlanmalari, meslegin ozelliklerini ve tarihsel gelisiminin ozgullugunu yansitir. Ancak genel duzeyde, tum bu kuruluslarin teskilatlanmasinda ortak bazi ozellikler tanimlamak mumkundur. Bunlardan ilki, yerel duzeyde en kucuk birimler olan temsilcilik ve subelerden, oda ve odalar birliklerine kadar uzanan bir yapilanmadir. Bu yapilanmada temel tasini olusturan “oda”, genellikle belli bir yore (cogu kez il) sinirlari icinde calisan meslek erbabini biraraya getirir. Birlikler ise, en ust duzeyde, yerel birimleri ulusal duzeyde temsil eden kuruluslardir. Boylece bir meslek grubunun odalar bunyesinde toplanmasi, ayni zamanda ulke capinda orgutlenmesini beraberinde getirmektedir. Vurgulanmasi gereken bir ikinci ve cok onemli ortak ozellik, odalarin bazi kamu gorevleri ile yukumlu, uyeler ustunde kamu hukukundan dogan bazi haklara sahip olmalarina karsin, temsili kuruluslar olarak orgutlenmis olmalaridir. Gerek odalarin, gerek odalar birliklerinin idari organlarinin kendi uyeleri arasindan ve uyeleri tarafindan secilmesi, cok temel ve demokratik yonetim ve isleyisi ongoren bir ozelliktir. Bu ozellik Anayasa’da da yer alarak, devletin, bir yargi organinin kararina dayanmadan, odalarin secilmis organlarini gorevden alamayacagini belirtmistir .
Ayni anda hem kamu hizmetlerinin yerinden yonetiminin bir uzantisi, hem de bir meslegin ozel menfaatlerinin koruyucusu olan, kamu hukukundan dogan bazi yetki ve haklarla donatilmis olmakla birlikte temsili kurulus niteliklerini tasiyan odalar, Cumhuriyet Turkiye’sinde devlet ile sivil toplum arasindaki iliskilerin sekillenmesinde onemli bir halka olusturmaktadir .
Meslek kuruluslarinin, kurulus kanunlari incelendiginde hepsinin amacinin meslek sahiplerinin hak ve yetkileri yonunden gerekli girisimleri yapmak, mesleki denetimi saglamak oldugu gorulmektedir.  Ancak 12 Eylul oncesinde, bazi meslek kuruluslari mesleki sorunlarin cozumlenmesinin genel yurt sorunlarinin cozumune bagli oldugunu ileri surerek tum ekonomik, sosyal konularda gorus bildirmek, bildiri yayinlamak, toplanti ve gosteri duzenlemek oldugunu ileri surmuslerdir. Ayni meslek mensuplari siyasal egilim ve goruslerine gore gruplasmislar ve kendi egilimlerinde olanlarla mesleki kurulusun yonetimini ele gecirmek, diger kesimi de kongrelerine bile sokmayacak girisimler yapmislardir .
Meslek kuruluslarinin ve derneklerin gercek amaclari uyelerinin mesleki cikarlarini korumaktir. Ayrica siyasi gorusu ve egilimi ne olursa olsun, tum meslek mensuplarini ayni cati altinda toplamak ve mesleksel dayanismayi gerceklestirmektir. Meslek kuruluslarinin bu amaci gerceklestirebilmeleri ancak politika disinda kalmalari ile mumkundur. Meslek kuruluslari dayanisma halinde bulunduklari ve meslek sorunlari etrafinda birlestikleri zaman sorunlarinin cozumlenmesi kolaylasir .
Meslek kuruluslari, bir siyasal partiyi ve onun yoneticilerini yanlarina ve karsilarina almaksizin genel olarak yurt sorunlari uzerindeki gorus ve dusuncelerini bildirebilirler. Bu durum mahkeme kararlari ile de kanitlanmistir. Bunun disinda politika yapmak isteyenler icin, bulunduklari mesleki kurulusu arac olarak kullanmaksizin, siyasal partiler, basili organlar ve politika meydanlari aciktir. Meslek kuruluslari meslegin gelismesi icin birlesme ve dayanisma yeridir. Bu kuruluslari politika araci olarak kullanmak, hem o meslege zarar verir ve ayrica vatandaslarin siyasal gorus disinda biraraya gelebilme olanaklarini da ortadan kaldiracagi icin, ulkenin cikarlari ve milli dayanisma ve butunluk acisindan sakincalidir. Siyaset yapmak isteyenler gudecekleri politikayi, meslek orgutunu arac olarak kullanmak yerine, tuttuklari siyasal partinin kadrolarinda yer alarak savunabilirler. Meslek kuruluslarini demokratik rejimin tum kurallari ile islemesi yonunden demokratik terbiye ve egitim kuruluslari saymak gerekir. Degisik siyasal gorus ve dusuncede olan kisiler, meslek sorunlarini biraraya gelerek olgun ve insancil bir tutum icinde tartisabilirler .
Derneklerin ve mesleki kuruluslarin siyasetle ugrasamayacaklari konusunda kesin ve acik hukumler vardir.
Mesleki kuruluslara uyelik, kamu kurum ve kuruluslari ile iktisadi tesebbuslerinde asli ve surekli olarak calisanlar icin istege birakilmistir.
Tum mesleki kuruluslarin secimlerinin yargi gozetimi altinda gizli oy, acik tasnif sistemine gore yapilmasi kabul edilmistir.
Tum uyelerin genel kurul toplantilarina katilmalari ve oy kullanmalari zorunlulugu getirilmistir. Ozursuz toplantiya katilmayan ve oy kullanmayanlar hakkinda mesleki kuruluslarin yonetim organlarinca para veya disiplin cezasi ile cezalandirilmasi ongorulmustur.
Mesleki kuruluslarin yeni sisteme intibaklari icin ilk genel kurul ve secimlerin yapilacagi tarihler, ayri ayri 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86 ve 87sayili kanun hukmunde kararnamelerle tespit edilmistir .
Meslegimiz 1. ve 2. Mesrutiyet zamanindan Cumhuriyetin ilanina kadar 66 yil tek bir tuzuk ile idare edilmistir. Cumhuriyetin ilanindan 4 yil sonra 964 sayili kanun (24 Ocak 1927 de kabul edilmis) ve 26 yil sonra da 6197 sayili kanun cikmistir. Bu zaman zarfinda meslegimiz muhtelif tesekkullerden olan Ettiba Odalarina, Ticaret ve Sanayi Odalarina baglanmistir. 2.2.1956 tarih ve 9223 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan 6643 sayili Turk Eczacilari Birligi Kanunu ile meslegimiz tarihi huviyetine kavusmustur. 1961 Anayasasi'nin 122. maddesi ve 1982 Anayasa’sinin 135. maddeleri ile kamu kurumu niteliginde meslek kurulusu olarak tanimlanarak Anayasal bir kurum huviyetini almistir.
Tarihsel Gelisim
Gerek Bati’da, gerekse Dogu’da, gecen yuzyila kadar tuzel kisilik kurami fazla islenmis ve gelistirilmis bir kuram degildi. Mal toplulugu turunden olan tuzel kisilikleri ve bu arada vakiflari bir yana birakirsak, devlet tuzel kisiligi disinda, gerek Bati’da gerek Islam aleminde kisi toplulugu olarak ozellikle tarikatlar ve esnaf birlikleri ilgimizi ceker. Bati’da Hristiyanlik guclu bir Roma Devleti ile karsilasip ayri bir cemaat (kilise) biciminde orgutlenme yolunu tutmus, Islam ise dogrudan dogruya “devlet”i kurma yoluna girmistir. Islam Alemi’nde devletten ayri ve tarikatlarin uzerinde bir “muminler toplulugu kisiligi” olmamistir. Resmi gorus, devleti bu gozle gormek ve gostermek istemis, bunu kabul etmeyenler sadece “tarikat” veya “vakif” kurumlarindan yararlanarak, bazen tarikatlari vakifla, diger bir deyisle malvarligi ile de takviye ederek ayri amac topluluklari meydana getirmeye calismislardir. 12.yy sonunda “Seyh-ul-Israk” Suhreverdi, gelenekler arasina girebilmis tarikat ve esnaf birlikleri –ki bu esnaf birlikleri de o donemde bir tur tarikat sayilabilirlerdi- anlayisinin disinda ve uzerinde, “devlet”e rakip gorunebilecek bir “inananlar”, bir “Israkiyyun” toplulugu kurmak ve bu devletten ayri ve bagimsiz bir tur –Bati anlaminda- “kilise”nin basina da “kayyim bilkitab” adi ile bir yonetici getirmek istemis, fakat bu tesebbus Suhreverdi’nin idami ile sonuclanmistir (1191). 18.yy baslarinda Ingiltere’de “Masrik” (Orient) gibi seklen benzer terimler kullanan bir tesebbus, belki de bu tarihi tecrubeden ders almis olarak geleneksel bir kurulusun, bir esnaf orgutunun icinde yuvalanarak kilise ve devlete karsi esrarli bicimde gelisecektir. Suhreverdi’nin kullandigi bazi terimlerle benzerlik, amac ayri da olsa, biraz sonra yine deginilecek olan bu “Mason orgutu”nun Suhreverdi dusuncesinden ve hic degilse baslangicta bicimsel de olsa etkilenip etkilenmediginin arastirilmasini ilgi cekici kilmaktadir.
Suhreverdi’nin basarisizliga ugrayan hareketi sirasinda, cagdasi olan Abbasi halifesi de tarikat gorunumunde olan meslek orgutlerini kendi baskanligi altinda birlestirmek ve boylece devlet denetimi altina almak icin ugrasiyordu (1180-1225). 13.yy ise Mogol kasirgasi donemi olacak, Islam ulkelerindeki butun kurumlar, Abbasi hilafeti de basta olmak uzere, buyuk bir sarsinti gecirecektir .
14.yy’in ikinci yarisindan beri gittikce guclenen Osmanli Devleti guclu bir merkezi yonetim kurmak isteyecek, devlet vesayeti altina girmemek icin direnen kisi topluluklarindan kuskulanilacaktir. Iran’da Safevi yonetiminin kurulusu bu kuskuyu busbutun guclendirecek ve mesrulastiracaktir. Haci Bayram-i Veli’nin daha II.Murad doneminde tutuklanarak Edirne’ye getirilisi, aradan yuzyil gecmeksizin Bayramiye tarikatinin Melamiye kolundan gelenlerin takibi ve idami yonunde adeta bir gelenegin dogusu ornek olarak verilebilir. 1529’da Istanbul’da Celebi Seyh Ismail Masuki, 1561-1562’de ayni yoldan Hamza Bali, yuzyil sonra 1662-1663’de Sutcu Besir Aga idam edilmistir. Tarikatlar merkezi yonetimin denetimi altinda tutulmaya calisilirken esnafin baslangicta tarikatlar gorunumunde olan orgutleri (futuvvet orgutleri, ahi birlikleri) de “laiklestirilmis”, “loncalastirilmis”, idari vesayet altina alinmistir. Hukumet ile esnaf arasinda temasi saglayan “kethuda” esnaf tarafindan secilse bile, hukumetin bu secimi tasdik etmesi gerekiyor, kethudanin hukumet tarafindan dogrudan dogruya tayin edildigi de oluyordu. Kethuda’dan sonra gelen “yigitbasi”ni ise esnaf seciyor, esnafin dilekleri yigitbasi tarafindan kethudaya, kethuda araciliyla da hukumete iletiliyordu. Boylece Osmanli hukukunda kisi topluluklarini duzenleyen kurallarin ser’i degil orfi olduklarini, toreye dayandiklarini soyleyebiliriz .
Orfi (toresel) kurallar ise toplum icinde guclunun, gucu elinde tutanin topluma benimsettigi kurallardir. Guc dengesi degistikce bu kurallar da degisir. Osmanli yoneticileri, cagdas gelismelere ayak uyduramadigimizi sezdikce, Bati’dan gelen “orfler”e kapi biraz daha acilacaktir. 18.yy Bati’sinda Fransiz Ihtilali’nin dogum sancilari cekildigi yuzyildir. Bu arada Bati’da “Mason orgutu” kurulmus ve hizli bir gelisim surecine girmistir. Eski donemin kurum ve dusuncelerinin zararina burjuva sinifinin uluslar arasi dayanisma gucunun sozcusu olmak uzeredir. Ayni sekilde Osmanli toplumunun baskentinde “frenk” kesimi olan Galata Persembe Pazari’nda “Lale Devri”nin ilk mason locasi kurulacaktir. Bu orgut yine ozellikle Fransiz Ihtilali’nden sonra Osmanli egemenliginden kurtulmak isteyen topluluklar icin de ornek bir “gizli orgut” semasi verecek, Ittihad ve Terakki icin de ornek olusturacaktir .
Masonlugun buyuk gelisme gosterdigi 18.yy sonlarinda Bektasi tarikatinin de buyuk bir gelisme  gostermesi arasinda bir ilgi olabilir. Boylece 19.yy’da geleneksel “tarikat” topluluklari yaninda Osmanli ulkesinde en onemli ve gorunuste eski-ozde yeni tuzel kisilik olarak Bati kokenli ve cesitli Bati ulkelerinin sermayeleri arasindaki rekabeti yansitir bicimde milli adlar tasiyan localara bolunmus olarak Mason orgutunu goruyoruz.
Barolarin Gelisimi:
Turkiye'de Barolarin kurulusuna olanak saglayan ilk duzenleme "Mehakim-i Nizamiye Dava Vekilleri hakkinda Nizamname" ile yapilmistir. Yasa duzeyindeki bu tuzuk "avukatlik meslegini", meslege giris/ihrac, disiplin ve benzeri acilardan duzenlenmis; vekalet ucretine iliskin kurallar, tarifeler ongormus; hayit ve liste sistemini getirmis; avukatlari siniflara ayirmis, bunlarin yaninda ilk kez "Meslek Orgutu"nu olusturulmustur. 16 Zilhicce 1292 (13 Ocak 1876) tarihli bu tuzuk 30-40.maddeleri arasinda "Dava Vekilleri Cemiyetinin Suret-i Teskil ve Vezaifi Beyanindadir" basligi altinda getirilen duzenlemeyi, her ne kadar belgede Cemiyet kelimesi kullanilmissa da, "Baro"nun kurulusuna  olanak saglayan ilk resmi belge saymak mumkundur.
1876 tarihli Nizamnamenin 31'inci maddesinde yer alan hukmunu yerine getirmek uzere Istanbul'da bulunan dava vekilleri ilk toplantilarini (24 Mart 1294) 5 Nisan 1878 Cuma gunu yaptilar. Yapilan bu ilk toplantida Meryem kuli baskan, Mehmet Sehri baskan yardimcisi Karabet Gurcu katip ve sandik eminligi gorevleri ile dernek yonetim uyeligine secildiler.
Istanbul Barosunun merkezinin neresi oldugu ve genel kurul toplantilarinin nerede yapildigi Av. Ali Haydar Ozkent'ten ogreniyoruz: "Bu cemiyetin merkezi bir zamanlar Galata'da eski borsa binasina bitisi Calyan haninin yanindaki (Yildiz) haninda bir odada idi. Umumi ictimalar, eskiden Bizans lokantasi adini tasiyan lokantanin ustundeki (Artin aganin lokantasinda) yapilmistir. 1309 (1893) tarihlerinde Baro, Adliyenin ust katindaki merdiven basinda camekanli odadir".
"Baro" ve "Muhami (Avukat)" sozcuklerinin metinde yer aldigi ilk hukuki duzenleme ise, 3 Nisan 1340 (16 Nisan 1924) tarih ve 460 sayili "Muhamat Kanunu"dur.Savunma mesleginin kapsamli ve yasal temelini olusturan bu ilk belge oncesi donemde bes ilde "Dava Vekilleri Cemiyeti"nin kurulmus oldugu da bilinmektedir. Ancak, kaynaklarda Istanbul, Izmir ve Bursa disinda il isimlendirmesine rastlanmamasina ragmen, ismi gecmeyen ilerden birisinin siyasi konumu geregi Ankara olmasi kuvvetle muhtemeldir. 
Baronun kimi levha ve belgelerinde de 1924 oncesi donemdeki mesleki tesekkulden ve Salih Sirri'nin bu tesekkulun baskani oldugundan soz edilmektedir. Ancak, avukatligin ve baronun ulke genelinde ve yasa duzeyinde normatif temele oturtulmasini saglayan Muhamat Kanunu ile baslayan donemde Ankara Barosu'nun 1 Temmuz 1340 (14 Temmuz 1924) tarihinde kurulmus oldugu kesin olarak belirlenmis bulunmaktadir.
Ilk genel kurul toplantisina katilan 63 dava vekilinin adlari "Dersaadet dava vekilleri fihrist esamisdir" baslikli listede yazilidir. Ikinci genel kurul toplantisi 1296 (1880) yilinda yapilmistir.1880 yilina ait ikinci levhada yazili olanlar (105) kisidir. Bu toplantida yapilan secim sonunda birinci baskanliga Rosalato Fransuva (Rus vatandasi), ikinci baskanliga Nazaret Haceryan, uyeliklere de Karakin Melikyan, Edavarda Id (Ingiliz vatandasi), Mehmet Ali, Manuk Narliyan getirilmistir.
1908 tarihinde ikinci Mesruyetin ilanindan sonra Istanbul dava vekilleri Divanyolunda o zaman "Arif'in Kirathanesi"denilen buyuk kahvehanede toplanip,hukuk ve nuvvap mektebi mezunlari ile basit bir imtihan sonunda elde edilmis ruhsatname sahibi olanlardan basvuranlarin adlarini kaydedip bir levha duzenliyorlar. Bugunku Istanbul Barosunun esasi ve baroya dahil avukatlarin sicilleri ve numara siralari bu kayda dayanmaktadir.
Bu toplantida 125 dava vekili hazir bulunmus, baskanliga ihtiyar Edip Efendi secilmistir. Konusulan sozler su iki noktada kisaltilabilir: Meslek hakkinda dava vekillerinin icinde Karamanli tipin cok oldugu dava vekilligi ile muzevirligin es gorulmesi bicimindeki kotu fikirleri kaldirmak icin propaganda yapmak; kanun ve ahlak sartlarini sahip olmayanlarin mahkemelere kabullerine mani olmak, bunun icin de resmi makamlar nezdindeki girisimlere onem vermek.
Bu toplantida Manyesizade Refik Sait Bey baskanliga secilmistir. Manyesizade Refik beyin baskanligi kisa surmus, 1908 yilinin Ekim ayinda Adalet Bakanligina Nazirligina tayini sebebiyle istifa etmis,onun yerine Yusuf Kemal Tengirsenk secilmistir. Bir yil sureyle baskanliktan sonra Avrupaya giden Tengirsek'in yerine 1909 yilinda Mahmut Mahir Bey baskanliga getirilmistir. Mahmut Mahir Bey iki yil baskanlikta kalmis (1909-1911),ondan sonra Kavvaszade Fuat Bey secilmistir. Adliye Nezareti,Fuat Beyin ruhsatnamesinin ikinci sinif olmasi sebebiyle secimi tasdik etmemistir.
Celalettin Arif Bey. Ocak 1920'de acilan mecliste baskanlik gorevinde bulunmus,ancak 16 Mart 1920 tarihinde isgale ugramasindan oturu 11 Nisan 1920 gunu feshedilen meclisten ayrilarak Ankara'ya gitmis, Erzurum milletvekili olarak Turkiye Buyuk Millet Meclisi’ne girmis, ikinci baskanliga secilmis, bir sure Adalet Bakanligi gorevinde bulunmus, 1921’de Roma Buyukelciligine tayin edilmis, 1930’da Paris’te vefat etmistir.
Daha sonra 1920-1925 doneminde baskanlik yapan Lutfi Fikri Bey doneminde yonetim kurulunda Yordanaki Haralambidis ikinci baskan, Giridi Ahmet Saki uye ve katiplik, Korpeyan Mihran uye ve muhasebecilik, Ihsan ve Marko Nahum da uyelik gorevi yapmislardir.
Istanbul’da milli Hukumetin kurulusundan sonra 1924 yilinda Istanbul Barosunda bir tasfiye yapilmistir. Mutareke yillarinda Ermeni Barosu teskil ve yahudi barosu teskiline tesebbus edilmesi, goguslerinde baska devlet seflerinin rozetini tasiyanlarin gorulmesi Ulke isgal altindayken ve hak uzuntu icindeyken bazi avukatlarin yabanci konsolosluklarda is takip etmesi, Turklere kotu muamele etmeleri ote yandan, Osmanli avukatliginin curumesi bu tasfiyenin nedenleri arasinda goruldu.
Eski duzenin tasfiyesi 1924 yilinda cikartilan Muhamat Kanununun gecici maddesinde duzenlenmistir. Bu kanunun gecici maddesine gore Adalet Bakani Mustesari Kenan Omer beyin baskanliginda, Istanbul Cumhuriyet Savcisi Kazim, asliye mahkemesi baskani Fevzi Daim, Istanbul Ticaret Mahkemesi baskani Memduh, Istanbul 4 uncu sorgu hakimi Hatemi, Istanbul avukatlarindan Salahattin Yargi, Refik Ismail Kakmaci, Ramiz Bakanoglu ve Abdurrahman Munip beyleden olusan bir "tefrik Meclisi" kurulmustur. Abdurrahman Munip beyin son kararlar sirasinda istifasi sebebile meclise Av. Hasan Hayri Tan katilmistir.
Tasfiye sirasinda baroya kayitli muhami-avukat sayisi (960) idi. Meclis bunlardan 473'unu cikarmis, 487'sini levhada birakmistir.
Tefrik Meclisi reisi Kenan Omer, sonucu 8 Agustos 1924 tarihli tezkereyle Baroya bildirmis, yapilan tebligat ve gazete ilanlari uzerine Baro Umumi Heyeti, 28 Agustos 1924 Persembe gunu Adliye binasi Cinayet Mahkemesi salonunda toplanmistir. 307 muhaminin hazir bulundugu bu toplantiya Baro baskani Lutfi Fikri Bey acmis, en kidemli hukuk mezunu ve muhami olan Abdurrahman Adil Bey gecici baskan reis secilmistir. Abdurrahman Adil Beyin yaninan Lutfi Fikri ve Sadeddin Ferit Beyleri alarak muzakerelere gecilmesini istemesi uzerine itiraz ve cesitli konusmalar yapilmistir. Daha sonra Abdurrahman Adil Bey bir acis konusmasi yapmistir. Bir cok munakasa ve muzakerelerden sonra secime gecilmis; Baro baskanligina Lutfi Fikri,ikinci reislige Saddedin Ferit, uyeliklere de Mehmet Kuddusi, Hasan Hayri Tan, Halil Hilmi, Celal Sofi, Ali Galip (Tas), Selahattin Neset Yargi, Ihsan, Omer Faruki Dereli ve Ramiz Bakanoglu secilmislerdir.
Yine Av. Ismail Agah Akkan''in raporundan ogrendigimize gore, Istanbul adliye Sarayinin 3 Aralik 1933 Pazar gunu aksami tamamen yanmasina kadar Baroda buyuk bir faaliyet olmamistir. Adliye sarayinin yanmasi ve bina dahilinde bulunan Baro evrak ve esyasindan (Baro kutuphanesi, kiymetli kitaplari, Baro Mecmuasinin butun koleksiyonlari dahil) buyuk bir kisminin ziyaa ugramasindan sonra Baroya ve avukatlara buyuk gorevler dusmustur. Bina dahilindeki mahkemelerde mevcut dava dosyalarinin tamamen yok olmasi sebebiyle bunlarin yenilenmesi icin avukatlarin dosyalarini muhim bir rol oynamis, Istanbul avukatlari buyuk bir ozveri ve gorevseverik gostererek kisa bir muddet icinde dosyalarin buyuk bir kisminin yenilenmesini saglamislardir.
Yangindan sonra ilk olaganustu genel kurul toplantisi,9 Aralik, 1933 gunu Istanbul Halkevi konferans salonunda yapilmistir. Bu toplantida; Hukuk,Ticaret, Icra ve Ceza gruplari olmak uzere yirmibes kisilik bir danisma kurulu teskil edilmis ve bu kurulun goruslerini Adalet Bakanligina bildirmesi kararlastirilmistir. Yangindan kurtarilan Baro evraklari sunlardir: 986 adet sicil dosyasi, 1 yazin makinasi, 1 duvar saati, 3 hali, 2 sicil defteri, 2 varide ve sadira, 6 muhasebe kasa defteri v.s.
Adliye yangindan sonra Galata'da Unyon hanina yerlesen Baronun Bahcekapi'da 4. Vakif hanin 1 inci kat 22*23 numarali odalarina tasindigini, 1934 yilinin son Baro Mecmuasinda Mevcut ilanda ogreniyoruz. Istanbul Barosu, adi umumi heyet toplantisini 30 Aralik 1933 tarihinde Buyuk Postane binasinin ust katindaki koridorlarda yapmistir.
Istanbul'da 13 Ocak 1876 tarihli Mehakimi Nizamiye Dava Vekilleri Hakkinda Nizamname hukumlerine gore kurulmus ve ilk genel kurul toplantisini 5 Nisan 1878 tarihine yapmis bulunan Istanbul Barosu’nun yaninda 8 Razaman 1291 (18759 tarihli " Divani Ahkami Adliyeye Merbut Mehakimi Nizamiye Huzunda Dava Vakaleti Etmek isteyen Ecnebilere Dair Karamame" hukumlerine gore yabancilar tarafindan kurulmus ayri bir baska Baro vardi. Bu baronun uzerende " Status De La Societe Du Barreau De Constantinople yazan 1870 ve 1876 tarihli iki tuzugu de mevcuttu. 53 maddeden olusan ISTANBUL BAROSU DERNEGININ TUZUGU alti bolumdur. 1876 tarihli Tuzugun sonunda 21 Ocak 1876 tarihli itibariyle baroya yazili avukatlarin listesi yer almaktadir.
1876 tarihinde listeye kayitli avukat 33 olup bunun 5’i ingiliz 10’u Yunan, 4’u Italyan, 3’u Fransiz, 6’si Osmanli, 2’si Belcika, 2’si Avusturya-Macaristan, 1’i de Rus vatandasidir. Osmanli vatandasi olanlardan Alexandre Meriem Kouli Istanbul Barosunun ilk baskanligini yapmis, Vicen Servicen, Vicen Hocosyan ve Yorgi Apostolidi de listede dava vekili olarak yer almistir. Bu yabanci baronun 5 fahri uyesi bulunmaktadir. Bu baro yavas yavas eski onemi kaybetmekle birlikte Mesrutiyet ilanina kadar varligini surdurmektedir.
Saglik Odalarinin Gelisimi
Mesrutiyetten Once:
14 Mayis 1839 - Mekteb-i Tibbiye-i Adliye-i Sahane, Karl Ambros Bernard tarafindan II. Mahmut devrinde acildi. Mart 1867 - Mekteb-i Tibbiye-i Mulkiye (Askeri Tibbiye'nin kurulusu) kuruldu. 1870 - Idare-i Tibbiye-i Mulkiye Nizamnamesi, ardindan 22 Temmuz 1871 - Idare-i Umumiye-i Tibbiye Nizamname 3. maddesine gore Belediye Eczaneleri diplomali eczacilar tarafindan idare olunmak uzere acilabilecekti. 1872 - Mekteb-i Tibbiye-i Mulkiye'den ilk eczaci olarak Yasef Moiz'in mezun oldu. 8 Mayis 1885 - Ecza Ticareti Hakkinda Nizamname cikti. 17 Nisan 1888 - Memleket Ettibasi ve eczacilari hakkinda nizamnamenin yayinlanmistir.
Mesrutiyet Devri:
16 Eylul 1905 - Ilk Eczaci Mektebi'nin acilmasi ve mudurluge Dr. Mustafa Munif Pasa'nin atanmasi. 1908 - Eczaci Hamdi, Ethem Pertev, Hasan Rauf ve Besir Kemal Beyler Halic Fenerinde ilk toplantiyi yaparak (250 kisi) Cemiyet kurma karari aldilar. Mart 1911 - Arap harfleriyle cikarilan ilk Eczaci Gazetesinin yayinlanmaya baslamasi. 24 Mart 1911 - Societe des Pharmacients de Empire Ottoman ortadan kalkarak Osmanli Eczacilar Cemiyeti kuruldu. 7 Nisan 1911 - Osmanli Eczacilar Cemiyeti Baskanligi'na Ahmet Refik Bey cogunlukla secildi. Mayis 1911 - Genc Kimyager Gazetesi yayinlanmaya basladi. 1914 - Birinci Dunya Savasi'nin baslamasiyla cemiyetin faaliyeti durdu.
Cumhuriyet Devri:
13 Haziran 1924 - Eczacilar Cemiyeti'nin ilk kongresi.
Eylul 1925 - Kadirgadaki Eczaci Mektebinin Beyazit'a tasinmasi. 1 Aralik 1926 - Kongre'de cemiyetin adi Turkiye Eczacilari Cemiyeti oldu ve bir yardim sandigi kuruldu. 29 Haziran 1928 - Istanbul ve Ankara'daki eczacilarin tartismalari sonucu, Turkiye Eczacilari Cemiyeti'nin adi Istanbul Eczacilari Cemiyeti olarak degistirildi. 19 Mart 1929 - Cemiyet tekrar eski adini aldi ve eczane sahibi olmayan eczacilar cemiyetten cikartildi. 28 Mart 1929 - Turk Farmakolog Birligi'nin kurulus musaadesi Vilayetten alindi. Kurucular; Adil, Behcet, Resad, Cevat Pelin, A. Kemal Tan, Ziya Nuri, Sadullah, Hulki Goknar, Ismet Somer, Nasit Baylav, Muzaffer Dincol, Selahattin Tandal, Ismail Hakki, Hamdi Sanal, Hasan Derman. 22 Agustos 1930 - Turk Farmakolog Birligi'nin ilk kongresi yapildi. Kongre Baskanligina Ecz. Sureyya Bey secildi, kendi yasinin geregi olarak baskanliga Ismet Somer beyi teklif etti. Kabul edildi. Idare Heyetine (gizli oyla): Ismet Somer, Nasit Baylav, Ahmet Hamdi, Muzaffer Haydar (Dincol), Selahaddin Tandal, Suleyman Turan, Hasan Derman, Hulki Goknar ve Hamdi Sanal beyler secildiler. 13 Eylul 1932 - Turk Farmakolog Birligi ve Turkiye Eczacilari Cemiyeti mensuplari arasinda bir yakinlasma ile Turk Eczacilari Farmakologlari adinda kurulan cemiyetin adi Turk Farmakolog Birligi olarak kabul edildi. 31 Aralik 1933 - Darulfunun'un feshi ve Eczacilik Mektebi'nin Tip Fakultesinden ayrilarak Fen Fakultesi'ne baglanmasi. 26 Nisan 1935 - Farmakolog kelimesinin latince olmasi nedeniyle turkcelestirilmesi dusunulerek Birligin adi Turkiye Emgen Kurumu olarak degistirildi. 1935 - Turkiye Eczane ve Laboratuvar Sahipleri Kurumu kuruldu. Ancak bir sene sonra kapandi. 1938 - Turkiye Emgen Kurumu unvani birakilarak Turkiye Eczacilari unvani alindi. Sonradan yine Turkiye Eczacilari Cemiyeti tabiri benimsendi. 10 Nisan 1939 - Turkiye Eczacilari Cemiyeti unvani Kongrede kabul edildi. Cemiyetin ilk kuruculari; Ecz.Besir Kemal Pelin, Ecz.Ethem Pertev, Ecz.Eyyup Sabri Bilgin, Ecz.Halil Asaf, Ecz.Halil Uluer, Ecz.Hasan Rauf, Ecz.Ibrahim Halil Onultan, Ecz.Mehmet Kazim, Ecz.M.Kemal Narman, Ecz.Nahid Halid Tipi, Ecz.Seref Arkan.
1939'dan Gunumuze Kadar Gecen Donem:
1950 - Turkiye Ecza Depoculari Cemiyeti kuruldu. Kuruculari; Antuvan Martayan, Selahaddin Kudman, Vahit Demirkan, Hasan Derman, Bahri Diril, Moiz Parelli, Sarkis Haser. Ayni yil Turkiye Eczacilari Yardimlasma Dernegi, Zuhdi Anit, Necdet Sahin, Sait Hatemi Beyer, Sadettin Evliyazade, Tevfik Isiksal tarafindan kuruldu. 9 Eylul 1954 - Turkiye Eczane Sahipleri Dernegi kuruldu. Kuruculari; Ahmet Cevat Ahiska, Celal Elgun, Ridvan Ozerler, Nail Demirbag, Niyazi Atakan, Kemal Muderrisoglu, Ziya Nuri Aka, Nizameddin Diler, Mukerrem Berksoy. 2 Subat 1956 - Turk Eczacilari Birligi'nin kurulusu; 02.02.1956 tarih ve 9223 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan 6643 sayili Turk Eczacilari Birligi Kanunu ile Eczacilik hakiki huviyetine kavusmustur.
21 Mayis 1956 - Ankara'da Saglik ve Sosyal Yardim Bakanligi Konferans salonunda muhtelif cemiyetlere mensup eczacilarin katilmasiyla, Bakan Dr.Nafiz Korez Baskanligi altinda ilk kongre yapildi. 12 Aralik1960 - Ankara Universitesi Eczacilik Fakultesi kurulus karari Resmi Gazete'de yayimlandi.
4 Subat 1961 - Istanbul'daki Eczaci Mektebi'nin Fakulteye cevrilmesi karari. 9 Temmuz 1961 - Tarih ve 334 sayili Anayasa (1961 Anayasasi). 16 Kasim 1961 - Eczaci Mektebi'nin fakulteye cevrilmesi karari, Istanbul Universitesi Senatosundan gecti. 16 Aralik 1961 - Ankara Universitesi Eczacilik Fakultesi faaliyete gecti. 15 Ocak 1962 - Milli Egitim Bakanligi, Senato kararini onayladi. 4 Kasim 1963 - Istanbul'daki Eczaci Mektebi, fakulte olarak calismaya basladi.
Mimar ve Muhendis Odalarinin Gelisimi:
Avrupa'da ve ABD'de 19. yuzyilin ortalarinda baslayan muhendis ve mimar orgutlenmesi, ulkemizde 2. Mesrutiyetle birlikte baslamistir.
1908'de Istanbul'da cok sayida sivil orgutun kuruldugu bilinmektedir. Bunlardan birisi de Osmanli Muhendis ve Mimar Cemiyetidir. Cemiyet 1912 yilinda etkinliklerini askiya almis ve 1919'da yeniden calismalarina baslamis ve varligini 1922 yilina kadar surdurmustur.
Cumhuriyetten sonra ilk orgutlenmeler Mayis 1926 yilinda kurulan ve merkezleri Ankara'da bulunan Turk Muhendisler Birligi ve Turk Yuksek Muhendisler Birligi adi altinda gerceklesmistir.
Bu orgutu Subat 1927 tarihinde kurulan Turk Yuksek Mimarlar Birligi izlemistir. Birligin amaci "Turk Yuksek Mimarlari arasinda fikri ve mesleki dayanismayi temine, memleket icinde ve disinda Turk mimarisini ve mimarligini tanitmaya, Turk mimarlik sanatinin ve insaat bilgisinin beynelmilel terakkilere gore inkisafina ve Turk yuksek mimarlarinin mesleki, iktisadi ve hukuki menfaatlerini korumak" olarak belirtilmektedir.
Ziraat Odalarinin Gelisimi:
Ziraat Odalari ilk kez 1881 yilinda cikarilan bir tuzukle kurulmustur. 1881-1897 doneminde Ziraat Odalarinin sayisi 99’a yukselmistir. Genellikle bir danisma kurulu niteliginde olan Ziraat Odalarindan beklenilen hizmetler yeterli gorulmemistir. 1912 yilinda cikarilan bir tuzukle Ziraat Odalarinin ilce duzeyinde kurulmasi saglanmistir. Ziraat Odalarina yeterince mali kaynak temin edilemediginden, Odalar kendilerinden beklenen gorevleri yapamamislardir. Cumhuriyet doneminde 1937 yilinda yururluge giren, 3203 Sayili Ziraat Vekaleti Vazife ve Teskilati Kanunu’nun 6 ve 7’inci  maddelerine gore, Ziraat Odalarinin yeniden canlandirilmasina calisilmis ve bu amacla 1940 yilinda bircok Ziraat Odasinin secimleri yapilarak kurulmasina calisilmistir. Ancak, basarili bir sonuc elde edilememistir. Ziraat  Odalarinin, ciftcileri bunyesinde toplayan aktif bir kurulus olmalari icin ozel bir kanuna ihtiyac oldugu anlasildigindan, boyle bir kanunun cikarilmasi yonunde calismalar yapilmistir.
  6964 Sayili Ziraat Odalari ve Ziraat Odalari Birligi Kanunu 1957 yilinda yururluge girmistir. Ancak, kanuna iliskin tuzugun zamaninda cikarilmamasi nedeni ile Ziraat Odalarinin faaliyete gecmeleri 1963 yilindan itibaren baslamistir. Aradan gecen sure icerisinde, 6964 Sayili Ziraat Odalari ve Ziraat odalari Birligi Kanunu2nun bazi maddeleri, 1971 yilinda 1330 Sayili Kanun’la, 1984 yilinda ise 2979 Sayili Kanunla degisikliklere ugramistir. Ciftcilik ile ugrasanlarin yasal kurulusu olan Ziraat Odalari da, diger meslek  kuruluslari gibi hukuki dayanagini Anayasa’dan  alan kamu kurumu niteliginde mesleki kuruluslardir. Nitekim, Anayasanin 135’inci maddesinden anlasilabilecegi gibi “kamu kurumu niteligindeki mesleki kuruluslar” ancak kanunla kurulabilmektedir.   6964 Sayili Kanun’un 1979 Sayili Kanun’la degisik 2’inci maddesine gore, her ilin merkez ilcesi ile bagli ilceler Ziraat Odasinin  faaliyet alani sayilmaktadir.
Yasal Cerceve
Anayasa’nin orgutlenme ozgurlugunu duzenleyen 33. maddesine gore; “Herkes, onceden izin almaksizin  dernek kurma ve bunlara uye olma ya da uyelikten cikma hurriyetine sahiptir.” demekte ve ardindan “Hic kimse bir dernege uye olmaya ve dernekte uye kalmaya zorlanamaz” diyerek kisisel haklari duzenlemektedir.
Yine Anayasa’nin 34. maddesi “Herkes, onceden izin almadan, silahsiz ve saldirisiz toplanti ve gosteri yuruyusu duzenleme hakkina sahiptir” demektedir.
Yeni yapilan duzenleme ile “Dernekler, vakiflar, sendikalar ve kamu kurumu niteligindeki meslek Kuruluslari kendi konu ve amaclari disinda toplanti ve gosteri yuruyusu duzenleyemezler” hukmu kaldirilmistir.
1961 Anayasasi Madde 122: Kamu kurumu niteligindeki meslek kuruluslari, kanunla meydana getirilir ve organlari kendileri tarafindan ve kendi uyeleri arasindan secilir. Idare, secilmis organlari, bir yargi mercii kararina dayanmaksizin, gecici veya surekli olarak gorevinden uzaklastiramaz. Meslek kuruluslarinin tuzukleri, yonetim ve isleyisleri demokratik esaslara aykiri olamaz.
1982 Anayasasi Madde 135: Kamu kurumu niteligindeki meslek kuruluslari ve ust kuruluslari; belli bir meslege mensup olanlarin musterek ihtiyaclarini karsilamak, mesleki faaliyetlerini kolaylastirmak, meslegin genel menfaatlerine uygun olarak gelismesini saglamak, meslek mensuplarinin birbirleri ile halk ile olan iliskilerinde durustlugu ve guveni hakim kilmak uzere meslek disiplini ve ahlakini korumak maksadi ile kanunla kurulan ve organlari kendi uyeleri tarafindan kanunda gosterilen usullere gore yargi gozetimi altinda, gizli oyla secilen kamu tuzel kisilikleridir. Kamu kurum ve kuruluslari ile kamu iktisadi tesebbuslerinde asil ve surekli gorevlerde calisanlarin meslek kuruluslarina girme mecburiyeti aranmaz. Meslek kuruluslari, kurulus amaclari disinda faaliyet gosteremezler; siyasetle ugrasamazlar, siyasi partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemezler. Siyasi partiler, sendikalar ve sendika ust kuruluslari; meslek kuruluslarinin ve ust kuruluslari organlarinin secimlerinde aday gosteremezler ve belirli adaylarin leh veya aleyhlerinde faaliyette bulunamazlar ve propaganda yapamazlar. Kamu kurumu niteligindeki meslek kuruluslari, kanunda gosterildigi sekilde devletin idari ve mali denetimine tabiidir. Amaclari disinda faaliyet gosteren ve siyasetle ugrasan meslek kuruluslarinin sorumlu organlarinin gorevine, kanunun belirttigi merciin istemi uzerine, mahkeme karari ile son verilir ve yerlerine yenileri sectirilir. Turk Devletinin varlik ve bagimsizliginin, ulkenin ve milletin bolunmez butunlugunun, toplumun huzurunun korunmasi ve Devletin Anayasa'da belirtilen temel niteliklerini tehdit edici faaliyetlerin onlenmesi bakimindan gecikmesinde sakinca bulunan hallerde mahallin en buyuk mulki amiri bu organlari gecici olarak gorevden uzaklastirabilir. Gorevden uzaklastirma karari; uc gun icinde mahkemeye bildirilir. Mahkeme gorevden uzaklastirma kararinin yerinde olup olmadigina en gec on gun icinde karar verir.
1982 Anayasa’sinin 135 inci maddesinin uc, dort, bes, alti, yedi ve sekizinci fikralari 23.7.1995 tarih 4121 sayili Kanunla asagidaki sekilde degistirilmistir:
Bu meslek kuruluslari, kurulus amaclari disinda faaliyette bulunamazlar. Bu meslek kuruluslari ve ust kuruluslari organlarinin secimlerinde siyasi partiler aday gosteremezler. Bu meslek kuruluslari uzerinde Devletin idari ve mali denetimine iliskin kurallar kanunla duzenlenir. Amaclari disinda faaliyet gosteren meslek kuruluslarinin sorumlu organlarinin gorevine kanunun belirledigi merciin veya Cumhuriyet savcisinin istemi uzerine mahkeme karariyla son verilir ve yerlerine yenileri sectirilir. Ancak, milli guvenligin, kamu duzeninin, suc islenmesini veya sucun devamini onlemenin yahut yakalamanin gerektirdigi hallerde gecikmede sakinca varsa, kanunla bir merci meslek kuruluslarini veya ust kuruluslarini faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin karari, yirmidort saat icerisinde gorevli hakimin onayina sunulur. Hakim, kararini kirksekiz saat icinde aciklar; aksi halde, bu idari karar kendiliginden yururlukten kalkar.
Anayasa’nin (1982) 108. maddesi ile idarenin hukuka uygunlugunun, duzenli ve verimli sekilde yurutulmesinin ve gelistirilmesinin saglanmasi amaciyla, Cumhurbaskanligina bagli olarak Kurulan Devlet denetleme Kurulu, Cumhurbaskaninin istegi uzerine, tum kamu kurum ve kuruluslarinda ve sermayesinin yarisindan fazlasina bu kurum ve kuruluslarin katildigi her turlu kurulusta, kamu kurumu niteliginde olan meslek kuruluslarinda, her duzeydeki isci ve isveren meslek kuruluslarinda, kamuya yararli derneklerle vakiflarda, her turlu inceleme, arastirma ve denetlemeleri yapar, demektedir.  Buna gore Kamu Kurumu niteligindeki meslek kuruluslari Devlet denetleme kurulu denetimine tabidir.
Anayasa’nin 129. maddesinde “Memurlar ve diger kamu gorevlileri Anayasa ve kanunlara sadik kalarak faaliyette bulunmakla yukumludurler.... Kamu kurumu niteligindeki meslek kuruluslari ve bunlarin ust kuruluslari mensuplarina savunma hakki taninmadikca disiplin cezasi verilemez.” Kamu kurumu niteligindeki meslek kuruluslari mensuplarina savunma hakki taninmadikca ceza verilemez denilerek bir tur koruma altina alinmislardir. Maddenin devam eden kisminda ise bu kisiler aleyhine dava acilamayacagi ve kurum aleyhine dava acilabilecegi belirtilmektedir.
Kamu Kurumu Niteligindeki Meslek Kuruluslari
Barolar (TBB)
Barolar, 1136 sayili 19.03.1969 tarihli “Avukatlik Kanunu” ile duzenlenmistir. Avukatlar stajyerliklerinden itibaren baroya baglidirlar. Avukat olabilmek icin baronun staj bitim belgesini onaylamasi gereklidir. Diger kamu kurumu niteligindeki kamu kuruluslarinda oldugu gibi avukatlarinda baroya uye olma zorunlulugu vardir.
Barolar 1136 sayili Kanunda yazili esaslar uyarinca avukatlik meslegine mensup olanlarin, ortak ihtiyaclarini karsilamak, mesleki calismalarini kolaylastirmak, avukatlik mesleginin genel yararlara uygun olarak gelismesini saglamak, meslek mensuplarinin birbirleri ile ve is sahipleri ile olan iliskilerinde durustlugu ve guveni hakim kilmak uzere meslek disiplinini ve ahlakini korumak amaci ile kurulan tuzel kisilige sahip kamu kurumu niteliginde meslek kuruluslaridir.
Kurulus amaclari ve Kanunda belirtilenler disinda hicbir faaliyet gosteremezler, kendilerine Kanunla verilen gorevlerin yerine getirilmesiyle ilgili olmayan toplanti ve gosteri yuruyusu duzenleyemezler, siyasetle ugrasamazlar, siyasi partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemezler, siyasi partilere maddi yardim yapamazlar, onlarla siyasi iliski ve isbirligi icinde bulunamazlar, milletvekili ve yerel yonetimlerin secimlerinde belli adaylari destekleyemezler (md.76).
Bolgesi icinde en az onbes avukat olan her il merkezinde bir baro kurulur. Baro kurulmayan yerlerin en yakin baroya baglanmasina veya bunlarin birlestirilerek bir baro kurulmasina ve merkezlerin belirtilmesine Turkiye Barolar Birligi karar verir. Barolar, kuruluslarini Turkiye Barolar Birligi’ne bildirirler. Turkiye Barolar Birligi’de keyfiyeti derhal Adalet Bakanligi’na bildirir ve barolar bu bildirme ile tuzel kisilik kazanirlar (md. 77).
Barolarin organlari; baro genel kurulu, baro yonetim kurulu, baro baskanligi, baro baskanlik divani, baro disiplin kurulu, baro denetleme kurulundan olusur.
Dis Hekimleri Birligi (TDHB)
Dis tabipleri, meslek kurulusu olarak, bugune kadar 6023 Sayili Kanunla kurulan "Turk Tabipleri Birligi" icinde yer aliyor ve kanundaki belli kontenjanlar oraninda Tabip Odalari organlarinda gorev sahibi olabiliyorlardi. 1953 yilindan beri yururlukte olan "Turk Tabipler Kanunu" zamanla gunun ihtiyaclarina cevap veremez hale gelmis ve bu sebeple 6909 Sayili Kanunla degisiklige ugradiktan sonra, sirasiyla 1970, 1974 ve 1978 yillarinda yeni kanun tasarilari, basta secimler olmak uzere, meclislerin yenilenmesi gibi cesitli nedenlerle kaduk olmustur. Genelde tum tabiplerin ozelde ise dis tabiplerinin halkin sagligi ve meslekte hizmet vermek acisindan, yeterli gormedikleri 6023 Sayili Kanun ve yarattigi sorunlar her gun artmistir. 3224 sayi 7.06.1985 tarihinde kabul edilen Turk Dis Hekimleri Birligi Kanunu ile kurumsallasmistir.
Sinirlari icinde Odalara kayitli en az yuz dishekimi bulunan her ilde bir Oda kurulur. Yeter sayida dishekimi bulunmayan illerdeki dishekimlerinin hangi illerdeki dishekimleri ile birlestirilerek yeni bir Oda kurulacagi ve merkezinin hangi il olacagi veya bu gibi illerdeki dishekimlerinin hangi ildeki Odaya baglanacagi ulkenin cografi ve ulasim durumu ile dis hekimlerinin toplu olarak bulunduklan iller goz onune alinarak Birlik Merkez Yonetim Kurulu'nun onerisi uzerine Birlik Genel Kurulunca kararlastirilir. Odalar, merkezlerinin bulundugu ilin adini tasir. Yeni kurulacak odalarin kurucu uyeleri Birlik Merkez Yonetim Kurulunca atanir. Yeni kurulan odalar en gec uc ay icinde organlarinin secimini yaparlar. Bu secim, Odanin kuruldugu yilin bu kanunda yazili ayinda yapilmis sayilir ve kanuni sureler buna gore hesaplanir. Odalar, kuruluslarini Birlik Merkez Yonetim Kurulu araciligiyla Bakanliga bildirmekle tuzelkisilik kazanirlar (md.4).
 Kendisine bagli 31 dishekimleri odasi ile calismalarini surdurmektedir.  Turkiyede 20.000 civarinda dishekimi mevcuttur.  3250 kisiye 1 dishekimi dusmektedir. Muayenehane acmak isteyen dishekimleri Turk Dishekimleri Odalarina uye olmak zorundadir. TDB'ye uye dishekimi sayisi 17.012 dir.
Odalarin organlari; Oda Genel Kurulu, Oda Yonetim Kurulu, Oda Disiplin Kurulu, Oda Denetleme Kurulundan olusur (md.5). Odalar, ihtiyaca gore faaliyet alanlari icindeki il ve ilcelerde temsilcilikler kurabilirler. Oda temsilcilerinin atanma usulleri ile gorev, yetki ve sorumluluklari bir yonetmelikle duzenlenir.
Oda Yonetim Kurulunun olusumu; Oda Yonetim Kurulu, iki yillik bir donem icin Genel Kurulca uyeleri arasindan secilen ucyuz uyeye kadar bes; ucyuzden fazla uyesi olan Odalar icin dokuz uyeden olusur. Asil uyeler kadar da yedek uye secilir. Oylarda esitlik halinde kuraya basvurulur.
Oda Yonetim Kuruluna secilebilmek icin bu Kanuna gore secilme yeterligine sahip olmak sarttir (md.9).
Butun Dishekimleri Odalarinin katilacagi Turk Dishekimler Birligi kurulitr. Birligin merkezi Ankara'dir.Birlik bu Kanunda yazili esaslar uyarinca dishekimligi meslegine mensup olanlarin musterek ihtiyaclarini karsilamak, mesleki faaliyetlerini kolaylastirmak, bu meslegin genel menfaatler uygun olarak gelismesini saglamak, meslek mensuplarinin birbirleri ve hastalari ile olan iliskilerinde durustlugu ve guveni hakim kilmak uzer meslek disiplini ve ahlakini korumak maksadi ile kurulan tuzelkisilige sahip kamu kurumu niteliginde meslek kurulusudur. Birlik, kurulus amaclari ve Kanunda belirtilenler disinda hicbir faaliyet gosteremez, kendisine Kanunla verilen gorevlerin yerine getirilmesiyle ilgili olmayan toplanti ve gosteri yuruyusu duzenleyemez. Siyasetle ugrasamaz, siyasi partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemez, bunlara maddi yardim yapamaz, bunlardan yardim alamaz, milletvekili ve mahalli idarelerin secimlerinde herhangi bir aday veya grubu destekleyemez (md.19).
Birligin gelirleri; Odalarin gonderecegi brut gelirlerinin % 25'i, Sosyal ve kulturel faaliyetlerden elde edilecek gelirler, Odalara saglanacak her turlu basili belge, defter ve benzerlerinden elde edilecek gelirler, Bagislar ve yardimlar, Cesitli gelirlerden olusmaktadir. Geliri giderini karsilamayan Odalara Birlikte yardim yapilir. Bu yardimin miktari ve odenme sekli Birlik Genel Kurulunca kararlastirilir(md.32).
Eczaci Odalari (TEB)
Eczaci odalari,6643 sayili 25.01.1956 tarihli Turk Eczacilar Birligi Kanunu ile duzenlenmistir. Diger odalar gibi o meslegi yapan kisilerin kayitlarinin zorunlu oldugu kuruluslardir. Eczacilarin sorunlarinin cozumunde etkili olmakta, isteklerinin ve ihtiyaclarinin gerceklestirilmesinde orgutlu olarak calismaktadir.
Eczaci odalari, kurulus amaclari ve kanunda belirtilenler disinda hicbir faaliyet gosteremezler, kendilerine kanunla verilen gorevelrin yerine getirilmesi ile ilgili olmayan toplanti ve gosteri yuruyusu duzenleyemezler, siyasetle ugrasamazlar, siyasi partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemezler, bunlara maddi yardim yapamazlar, bu kurumlardan yardim alamazlar, milletvekili ve yerel yonetimlerin secimlerinde herhangi bir aday ya da grubu destekleyemezler (md. 3).
Sinirlari icinde en az yuzelli eczaci bulunan her ilde bir eczaci odasi kurulur. Odalar kuruluslarini Turk Eczaci Birligi Merkez Heyeti aracili ile Saglik Bakanligi’na bildirmekle tuzel kisilik kazanirlar. Yeni kurulacak odalarin kurucu uyeleri Turk Eczacilar Birligi Merkez Heyeti tarafindan atanir. Yeni kurulan odalar en gec uc ay icinde organlarinin secimini yapar (md. 5).
Turk Eczacilari Birligi: Eczaci Odalari, Merkez Heyeti, Yuksek Haysiyet Divani, Buyuk Kongre'den murekkep hukmi sahsiyeti haiz bir tesekkuldur. Otuzdokuz ilde eczaci odasi bulunmaktadir.
Gelirleri; uye kayit ucreti ve yillik aidatlar, bagislar, yardimlar, yayin gelirleri ve sosyal faaliyetlerden elde edilecek gelirler, alinacak para cezalari ve gelirleri giderlerini karsilamayan odalara Merkez Heyeti tarafindan yapilacak yardimlardan olusmaktadir (md.54).
Esnaf ve Sanatkar Odalari (TESK)
Esnaf ve Sanatkar Odalari, 17.07.1964 tarihli 507 sayili “Esnaf ve Kucuk Sanatkarlar Kanunu” ile duzenlenmistir. Esnaf ve sanatkar meslegine sahip olanlarin uye olmasi zorunlu olan orgutlenmis bir kurulustur. Sorunlarin cozumlenmesinde ortak karar ve eylemlerin olusturulmasini saglamaktadir.
Esnaf ve sanat sahipleriyle bunlarin yanlarinda calisanlarin ortak ihtiyaclarini karsilamak, mesleki calismalarini kolaylastirmak, meslegin genel yararlarina uygun olarak gelismesini saglamak, meslek mensuplarinin birbirleriyle ve halk ile olan iliskilerinde durustlugu ve guveni hakim kilmak uzere meslek disiplini ve ahlakini korumak amaciyla kurulan kamu kurumu niteliginde tuzel kisilige sahip meslek kuruluslaridir (md.1).
Ister gezici olsun, ister bir dukkanda veya bir sokagin belli yerinde sabit bulunsunlar, ticareti sermayesi ile birlikte beden calismasina dayanan ve geliri o yer gelenek ve teamulune nazaran tacir niteligini kazanmasini gerektirmeyecek miktarda sinirli olan ve bu bakimdan ticaret sicili ve dolayisiyla ticaret ve sanayi odasina kayitlari gerekmeyen, ayni nitelige (sermaye unsuru olsun, olmasin) sahip olmakla beraber, ayrica calistigi sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, gorgu ve ihtisasini degerlendiren hizmet, meslek ve sanat sahipleriyle bunlarin yaninda calisan ve gecimini sinirli olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve soforlukle temin eden kimselerin yukaridaki paragrafta belirtilen amaclarla kuracaklari odalar bu kanun hukmune tabidir (md. 2).
Esnaf ve Sanatkar Odalari, oda kurulmasi istenen yerde calismakta olan, sanat, hizmet, meslek sahipleri ile esnaftan en az 200 kisinin istegi ve Bakanligin izni ile kurulur (md.3).
Esnaf ve Sanatkar Odalari, bulunduklari ilce sinirlarinda calisirlar. Buyukkent il merkezinde kurulan odalarin calisma alanlari buyukkente dahil ilcelerin sinirlaridir. Ayni bolgede ve ayni konuda birden fazla oda kurulamaz. Odalar calisma bolgeleri icinde subeler ve irtibat burolari kurabilirler (md.4).
Esnaf ve Sanatkar Siciline kayitli esnaf ve sanatkarlar calisma bolgesi icindeki ilgili odaya kayit olmak zorundadir. Kayit zorunlulugunu bir ay icinde yerine getirmeyenler, sicile kayit tarihinden gecerli olmak uzere dogrudan dogruya kaydedilirler. Esnaf ve Sanatkar Odasina kayitli olanlar, ticaret, sanayi veya deniz ticaret odalarina kaydedilemezler. Deniz, ticaret ve sanayi odalarina kayitli olanlar da Esnaf ve Sanatkar Odasina kaydedilemezler (md.5).
Esnaf ve Sanatkar Odalari organlari; genel kurul, yonetim kurulu, denetim kurulundan olusur.
Gelirleri; kayit ucreti, yillik aidat, duzenlenecek ve onanacak vesikalar icin alinacak ucretler, para cezalari, yayin gelirleri, bagis ve yardimlar, sinav harclari, oda amaclarini gerceklestirmek icin kurulacak kurumlarin gelirleri, duzenlenecek musamere ve benzeri gosteri gelirleri, uyelerinin yararlanilmasina ayrilacak ihtiyac maddesi dolayisi ile elde edilecek hizmet karsiliklaridir (md.36).
Mimar Muhendis Odalari (TMMOB)
Turk Muhendis ve Mimar Odalari Birligi (TMMOB) 7303 sayili Yasa, 66 ve 85 sayili Kanun Hukmunde Kararnamelerle degisik 6235 sayili Yasayla 1954 yilinda kurulmustur.  Muhendis ve mimarlarin mesleklerini icra edebilmeleri icin ait olduklari odaya uye olma zorunlulugu vardir. Odalarin mesleki sorunlara cozum getirmesi ve mesleki sorunlar karsisinda birligi saglamasinda yonlendirici olmasi gerekir.
Kurulusunda 10 Odasi ve yaklasik olarak 8.000 uyesi bulunan TMMOB’nin, 31.12.2000 tarihinde Oda sayisi 23’e, uye sayisi ise 220.000’e ulasmistir.
TABLO 1: TMMOB CALISMA GRUPLARI LISTESI
AfetlerBilim Ve Teknoloji PolitikalariÇevre PolitikalariCografi Bilgi Sistemleri
DenizcilikDogal KaynaklarEnerjiHaberlesme
Kentlesme Konut, Yerel YönetimlerSanayiSu PolitikalariToprak Ve Tarim Politikalari
UlasimYerbilimleriBagimsiz Iletisim AgiBölgesel Gelisme ve Köye Dönüs Projesi
Deprem Ve Etkilerine YönelikDiyarbakir Bölgesel Yasami Destekleme ProjesiEkonomik Demokratik Özlük HaklariElektromanyetik Kirlilik
Gap Projesinin DegerlendirilmesiInsan HaklariKamusal Hizmet AlanlariKüresellesme Karsiti Etkinlikler
Meslek Içi EgitimMesleki Denetim Ve Meslek EtigiMühendislik Mimarlik EgitimiSerbest Bölgeler
Tmmob II. Mühendislik Mimarlik KurultayiTmmob Mühendislik Ve Mimarlik Ögrenci Kolu Etkinliklerinin Yayginlastirilmasi Ve Ögrenci KurultayiYapi Üretim Ve Denetim SüreciYasa Yönetmelik Ve Yargi Kararlarini Izleme
Yayin Danisma KuruluYönetici Egitimlerini PlanlamaAB Sürecinde Hizmetlerin Serbest Dolasimi, Yabanci Mühendisler ve MimarlarTMMOB’nin AB Politikalari
Uluslararasi Iliskiler Danisma KuruluYenilenemeyen Dogal Kaynaklar Çalisma GrubuIsçi Sagligi ve Is Güvenligi Çalisma Grubu 

Gerekli gorulen yerlerde Birlik Genel Heyeti karari ile Turk Muhendis ve Mimar Odalari acabilir. Her uzmanlik subesi yalniz bir oda acar. Uzmanlik ve calisma alanlari ayri olan muhendis ve mimarlar, ancak uzman ve calisma kosullarinin ait oldugu odaya kaydolurlar (md.13-14).
Odalarda esas uye olabilmek icin Turkiye Cumhuriyeti vatandasi olmak ve Turkiye sinirlari icinde meslek ve sanatlarini icraya kanunen yetkili olmak sarttir (md.15).
Odalar ve organlari, kurulus amaclari ve Kanunda belirtilenler disinda hicbir faaliyet gosteremezler. Kendilerine, Kanunla verilen gorevlerin yerine getirilmesiyle ilgili olmayan toplanti ve gosteri yuruyusu duzenleyemezler, siyasetle ugrasamazlar, siyasi partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemezler, siyasi partilere maddi yardim yapamazlar, onlarla siyasi iliski ve isbirligi icinde bulunamazlar, milletvekilleri ve yerel yonetimlerin secimlerinde belli adaylari destekleyemezler (md.19).
Birligin karar, yurutme ve danisma organlari sunlardir;
Birlik Genel Kurulu, Birlik Yonetim Kurulu, Birlik Denetleme Kurulu, Yuksek Onur Kurulu, Birlik Danisma Kurulundan olusmaktadir.
Gelirleri; uyeleri deftere kaydetme ucreti, uye yillik aidati, hizmet karsiligi alinan ucretler, vesika ucretleri, yayinlarin hasilati, bagis ve yardimlar, para cezalari, ortakliklardan gelen karlar, mesleki yarismalarda derece ve mansiyon alanlarla, juriye uye secilenlerin alacaklari paralarin yuzde besi ve cesitli gelirlerden olusmaktadir (md.32).
Turkiye Mimar ve Muhendis Odalari Birligi bunyesinde yer alan odalar;
Elektrik Muhendisleri Odasi,
Fizik Muhendisleri Odasi,
Gemi Muhendisleri Odasi,
Gemi, Makine, Isletme Muhendisleri Odasi,
Harita ve Kadastro Muhendisleri Odasi,
Insaat Muhendisleri Odasi,
Jeoloji Muhendisleri Odasi,
Kimya Muhendisleri Odasi,
Maden Muhendisleri Odasi,
Makine Muhendisleri Odasi,
Metalurji Muhendisleri Odasi,
Meteoroloji Muhendisleri Odasi,
Orman Muhendisleri Odasi,
Petrol Muhendisleri Odasi,
Sehir Planlama Mimar ve Muhendisleri Odasi,
Ziraat Muhendisleri Odasi,
Jeofizik Muhendisleri Odasi,
Cevre Muhendisleri Odasi,
Gida Muhendisleri Odasi,
Tekstil Muhendisleri Odasi,
Ic Mimarlar Odasi,
Peysaj Mimarlari Odasi,
Sehir Plancilari Odasi,
Mimarlar Odasindan olusmaktadir.
Noterler Birligi (TNB)
5 Mayis 1972 tarihinde yururluge giren 1512 sayili Noterlik Kanunu hukumleri geregince; Noterlik mesleginin amaclarina uygun bir sekilde gorulmesini, meslegin gelismesini ve meslekdaslar arasinda birlik ve yardimlasmayi saglamak uzere, kamu kurumu niteliginde ve tuzel kisilige sahip Turkiye Noterler Birligi kurulmustur. Birligin merkezi Ankara'dir.
Orgutlendigi iller; Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakir, Erzurum, Eskisehir, Gaziantep, Icel, Istanbul, Izmir, Kayseri, Konya, Malatya,Sakarya, Samsun, Trabzon dur.
Turkiye'deki Noterlikler, 1512 sayili Noterlik Kanununun 4.maddesi ile dort sinifa ayrilmistir. 15 Mayis 2001 tarihi itibariyle; 448'i birinci sinif, 354'u ikinci sinif, 409'u ucuncu sinif olmak uzere sayilari 1211'dir. Bu noterliklere ilaveten, ayni kanunun 32.maddesi hukmu geregince ilgili adalet komisyonunun inhasi uzerine Adalet Bakanliginca gorevlendirilen katip sinifindan bir adalet memuru tarafindan gecici olarak yonetilen 200 dorduncu sinif noterlik bulunmaktadir.
Birlik ve organlari, kurulus amaclari disinda faaliyette bulunamazlar.
Birlik, amacina uygun islerde kullanilmak uzere menkul ve gayrimenkul edinebilir.
Birlik, protokol kurallarina uygun olarak resmi torenlere katilir.
Oda Baskanligi ve oda yonetim kurulu uyeligi gorevleri ucretsiz gorulur. Bu islerde ilgili olan yolculuk ve ikamet giderleri ile diger zaruri giderler Birlik butcesinden odenir. Turkiye Noterler Birligi Baskanligi, baskan yardimciligi, genel sekreterligi ve saymanligi gorevleri ucretlidir.(md.163).
Adalet Bakanligi Turkiye Noterler Birligi ile Birligin mahalli organlari olan odalar uzerinde gozetim ve denetim hakkina sahiptir. Birlik ve odalarin her turlu faaliyetleri ile hesap ve islemleri adalet mufettisleri veya Cumhuriyet savcilarinca denetlenir. Denetleme usulu yonetmelikte gosterilir (md.164).
Turkiye Noterler Birligi organlari; Turkiye Noterler Birligi Baskani, Turkiye Noterler Birligi Baskanlik Divani, Turkiye Noterler Birligi Yonetim Kurulu, Turkiye Noterler Birligi Disiplin Kurulu,  Turkiye Noterler Birligi Kongresi, Noter odalarindan olusur (md.167).
Turkiye Noterler Birliginin gelirleri; Her uyenin verecegi giris parasi,  Aylik gayrisafi gelirin % 1 inden asagi olmamak uzere odenecek aidat, Bagis,  Bosalan noterliklerden elde edilen gelir, Noterlerin gecici olarak isten cikarma cezasi almalari halinde 34 uncu madde uyarinca elde edilecek gelir, 117 nci maddenin ikinci fikrasi uyarinca gonderilecek paralar, Noter emanet paralarinin faizleri ile bu paralarla ilgili sair gelirler, 120 nci madde uyarinca odenecek zamlar, 126, 146 ve 148 inci maddelerin (C) bentleri uyarinca tahsil edilecek paralar, Birlik nesriyatinin ve tasinmaz mallarinin getirecegi gelir, Turkiye Noterler Birliginin bu kanun hukumleri uyarinca girisecegi islerden saglanacak diger gelirlerden olusmaktadir (md.189).
Turkiye Noterler Birliginin en yuksek organi Birlik Kongresidir.
Birlik Kongresi, noter odalari genel kurullari tarafindan secilen ikiser noter ile noter odalari baskanlarindan kurulur. Noter sayisi 10 dan fazla olan noter odalari, 10 dan fazla her 10 noter icin ayrica bir delege secerler. Turkiye Noterler Birligi Yonetim Kurulu Baskan ve uyeleri delege secilemez. Ancak, bunlar kongrenin tabii uyesi olup, Yonetim Kurulunun faaliyet raporu ile ilgili kararlarda oylamaya katilamazlar. Imkan oldugu takdirde ayni sayida yedek uye de secilir. Oda Yonetim Kuruluna secilme yeterligi bulunmayan noterler, delege secilemezler. Birlik Kongresi her yil Haziran ayinin ilk haftasi icinde toplanir. Toplanti gunu, yeri ve gundem Turkiye Noterler Birligi Baskani tarafindan en az otuz gun once gazetelerle ilan edilir; ayrica noter odalarina da bildirilir. Birlik Kongresi, Adalet Bakanliginin ve Birlik uyesi noterlerin onda birinin yazili istemi uzerine olaganustu toplantiya cagirilir. Birlik Yonetim Kurulu da gerekli gordugu takdirde, kongreyi olaganustu toplantiya cagirabilir. Olaganustu toplanti istemlerinin, bu Kanunda yazili gorevlere uygun gorusme konusunu kapsamasi sarttir.
Serbest Muhasebeci Mali Musavirler Odasi (TURMOB)
T.B.M.M'de 01.06.1989 tarihinde 3568 sayili kanun olarak kabul edilmistir. Resmi Gazetenin 20194 sayi ve 13.06.1989 tarihli sayisinda yayinlanmistir.
Bu kanunla isletmelerde faaliyetlerin ve islemlerin saglikli ve guvenilir bir sekilde isleyisini saglamak, faaliyet sonuclarini ilgili mevzuat cercevesinde denetlemeye, degerlendirmeye tabi tutarak gercek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsiz bir sekilde sunmak ve yuksek mesleki standartlari gerceklestirmek uzere, Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Musavirlik ve Yeminli Mali Musavirlik meslekleri ve hizmetleri ile Serbest Muhasebeci Mali Musavirler ve Yeminli Mali Musavirler Odalari, Serbest Muhasebeci Mali Musavirler ve Yeminli Mali Musavirler Odalari Birliginin kurulmasina, teskilat, faaliyet ve denetimlerine, organlarinin secimlerine dair esaslari duzenlemektir.
Bolgesi icinde kendi meslegi konusunda en az 25 meslek mensubu bulunan il merkezlerinde bir oda kurulur. Ayri ayri kurulan serbest muhasebeci mali musavirler ve yeminli mali musavirler odalari, bulunduklari ilin adiyla anilir (md.15).
Yeterli sayida meslek mensubu bulunmayan ve oda kurulamayan yerlerin en yakin odaya baglanmasina veya bolge odalari kurulmasina Birlikce karar verilir. Bu karar Maliye ve Gumruk Bakanligina bildirilir.
Odalar, kuruluslarini Birlik Yonetim Kurulu araciligiyla Maliye ve Gumruk Bakanligina bildirmekle tuzelkisilik kazanirlar.
Bu Kanun hukumlerine gore meslek icrasina hak kazananlara Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Musavir, Yeminli Mali Musavir denir.
Odalarin organlari; Genel Kurul, Yonetim Kurulu, Disiplin Kurulu, Denetleme Kurulundan olusmaktadir (md.17).
Odalarin gelirleri; Odaya giris ucreti, Yillik uye aidatlari, Yardim ve bagislar, Cesitli gelirlerden olusmaktadir (md.15). 26.318 Serbest Muhasebeci, 19.913 Serbest Mali Musavir, 2982 Yeminli Mali Musavir Odaya uye bulunmaktadir.
Ticaret Borsalari (TOBB)
Ticaret Borsalari, 8.03.1950 tarihli 5590 sayili yasanin 32. maddesinden itibaren konulan hukumlerle duzenlenmistir. Borsa islemlerinin kurallari, katilmasi zorunlu kisiler ve uygulamalar belirtilmistir.
Ticaret Borsalari, kanunda yazili esaslar dairesinde borsaya dahil maddelerin alim ve satimi ile fiyatlarin tespit ve ilani isleriyle mesgul olmak uzere kurulan tuzel kisilige sahip kamu kurumlaridir (md.32).
Ticaret Borsalari, ticari ihtiyaclarin gerekli kildigi yerlerde Sanayi ve Ticaret Bakanligi’nca kurulur. Il borsalarinin calisma alani bulunduklari il (o il icindeki ilce borsalarinin calisma alanlari haric), ilce borsalarinin calisma alani ise ilce sinirlaridir. Borsalar calisma alanlari icinde meclislerin karari ile subeler acabilirler (md.33).
Ticaret Borsalari’nin gorevleri icinde;
Borsaya dahil maddelerin her gunku fiyatlarini usulu icerisinde, tespit ve ilan etmek,
Alici ve saticinin teslim ve teslim edilen seyi tekrar teslim almak, verilmis borcunu odenmesi gorevini, her tipin asgari ozelliklerini ve vasiflarini ve islemlerin tasfiye sartlariyla fiyatlar uzerine tesir eden sartlari, anlasmazlik halinde istege bagli saglamlastirma (tahkim) usullerini gosteren ve Turkiye Ticaret ve Sanayi Odalari ve Ticaret Borsalari Birligi’nin onayiyla tekemmul eden genel temel ve hukumler olusturmaktir (md.34).
Ticaret Borsalari’nin organlari; Meslek Komiteleri, Meclis, Yonetim Kuruludur.
Gelirleri; kayit ucreti, yillik aidat, islemi sicile gecirme ucreti, yapilan hizmetler karsiligi ucretler, vesika harclari, yayin gelirleri, bagis ve yardimlar, para cezalari, benzer (misil) zamlar, turlu gelirler, borsalarda ajanlik ucreti olarak alinan paralardan artanlardan olusmaktadir (md.55).
Ticaret ve Sanayi Odalari (TOBB)
Ticaret ve Sanayi Odalari, 8.03.1950 tarih ve 5590 sayili yasa ile duzenlenmistir. Ticaret ve Sanayi Odasi olarak bir arada ya da Ticaret Odasi ve Sanayi Odasi olarak ayri ayri orgutlenebilmektedirler.
Ticaret ve Sanayi Odalari; uyelerinin ortak ihtiyaclarini karsilamak, mesleki faaliyetlerini kolaylastirmak, meslegin genel yararlarina uygun olarak gelismesini saglamak, uyelerinin birbirleriyle ve halk ile olan iliskilerinde durustlugu ve guveni hakim kilmak uzere meslek disiplini, ahlak ve karsilikli yardimlasmayi korumak ve bu kanunda belirtilen hizmetleri yapmak amaciyla kurulan kamu kurumu niteliginde tuzel kisilige sahip meslek kuruluslaridir (md.1).
TOBB Turkiye'nin en buyuk sivil ekonomik orgutu olmasinin yaninda, yari kamu orgut olma ozelligini tasimaktadir. Ancak, yonetimi uyelerce secilmekte, atama yapilmamaktadir. TOBB'nin en yuksek organi Genel Kurul'dur. Genel Kurul odalarin ve borsalarin meclis uyeleri arasinda dort yil icin secilen en cok 1000 delegeden olusur. Kurul'da her oda ve borsanin en az bir ve butce gelirine gore de en cok 20 delegesi bulunur. Giderlerinin genelde uyelerin verdikleri aidatlar ve uyelere yaptiklari hizmetlerden aldiklari ucretlerle karsilayan oda ve borsalar, yonetim ve butcelerinde ozerk kuruluslardir.
TOBB Genel Kurulu, Turkiye'nin cesitli yerlerinde kurulmus olan 351 oda ve borsanin temsilcilerinden olusmaktadir.
TOBB Turk ekonomisindeki gucunu ve yonlendirici yapisini ayni zamanda istirakleri kanaliyla da surdurmektedir.
Resmi istirakler;
Milli Produktivite Merkezi (MPM)
Turk Standartlari Enstitusu (TSE)
Ihracati Gelistirme Etud Merkezi(IGEME)
Kucuk ve Orta Olcekli Sanayi Gelistirme ve Destekleme Idaresi
Basin Ilan Kurumu
Ordu Yardimlasma Kurumu (OYAK)
Isletme Iktisadi Enstitusu
Turkiye Sanayi Sevk Idare Enstitusu (TUSSIDE)
Esnaf ve Sanatkarlar ve Diger Bagimsiz Calisanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (BAGKUR)
Dokuz Eylul Universitesi-Ege Bolgesi Arastirma ve Uygulama Merkezi
Bilim ve Teknoloji Yuksek Kurulu
Sosyal istirakler;
Iktisadi Kalkinma Vakfi (IKV)
Iktisadi Arastirmalar Vakfi (IAV)
Turk Tanitma Vakfi (TUTAV)
Mesleki Egitim ve Kucuk Sanayi Destekleme Vakfi
Milli Egitim vakfi
Turk Aile Sagligi ve Planlamasi Vakfi (TAPEV)
Turkiye Sanatkarlari Koruma Vakfi
Turk Loydu Vakfi
Turkiye Odalar, Borsalar ve Birlik Personeli Sigorta ve Emekli Sandigi Vakfi
Istanbul'un Insanina ve Kentine Hizmet Vakfi
Mevlana Vakfi
Ticari istirakler;
Umumi magzalar Turk A.S. (UMAT)
Askeri Pil Sanayi ve Ticaret A.S. (ASPILSAN)
Turkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasi
Istanbul Dunya Ticaret Merkezi (IDTM)
Mersin Serbest Bolge Isleticisi A.S. (MESBAS)
Antalya Serbest Bolge Isleticisi A.S. (ASBAS)
Izmir Fuarcilik Hizmetleri Kultur ve Sanat Etkinlikleri A.S. (IZFAS)
Kredi Garanti Fonu Isletme ve Arastirma A.S.
Turkiye'de tacir ve sanayiciler, bulunduklari yerlerdeki oda veya borsaya kayitli olmak zorundadirlar. Bunlar, oda ve borsalarda mesleklerinin cesitlerine gore "Meslek gruplarina" ayrilirlar. Her dort yilda bir, butun gruplari uyeleri arasinda ayri ayri secim yapilarak 5-11 kisilik meslek komiteleri secilir. Meslek komiteleri uyeleri arasinda secilen 2'ser kisinin toplanmasiyla oda ve borsalarin "Meclis"i olusur. Meclislerdeb secilen 5-11 kisi yonetim kurulunu olusturur. Oda ve borsalarin genel kurul dele geleri dort yilda bir kendi aralarinda 30'ar uye secerek TOBB'nin en ust duzey istisari organlari olan konseyleri olusturur. Bu uyeler arasinda secilen 15 kisi Birlik yonetim kurulunu meydana getirir. Yonetim Kurulu da kendi aralarinda Yonetim Kurulu Baskani'ni, 4 Baskan Vekilini ve Muhasip Uye'yi secer. TOBB'nin hukuki temsilcisi Yonetim Kurulu Baskanidir.
Ticaret ve Sanayi odalari, ayni is kolunda calisan insanlarin ortak ihtiyaclarini karsilamak, isteklerini gerceklestirmek amaciyla ve yasanilan sorunlarin cozumunde etkili olabilmek icin orgutlenerek, birlik olusturarak basariya ulasma cabasinin urunudur.
Ticaret ve Sanayi Odasi, oda kurulmasi istenen yerdeki ticaret siciline kayitli tuccar ve sanayicilerin %51’inin yazili istegi uzerine Sanayi ve Ticaret Bakanligi’nin izniyle kurulur. Ticaret ve Sanayi Odasi’nin kurulmasi istegini en az 100 sanayici ve tuccar tarafindan yapilmasi sarti vardir (md.2).
Gorevleri;
Ticaret ve sanayiye ait her turlu incelemeleri yapmak, bolgeelri icindeki iktisadi, ticari ve sanayi faaliyetlerine ait endeks ve istatistikleri yapmak, baslica maddelerin piyasa fiyatlarini takip ve kaydetmek ve bu bilgileri yaymak,
Mesleki faaliyetlere iliskin yasal duzenlemeler hakkinda bakanliklara, il yonetimlerine ve belediyelere oneri ve dileklerde bulunmak (Bu gorev sanayi ve ticaret odalarinin yerel siyaseti etkilemelerine olanak saglamaktadir),
Ticaret ve sanayi ile ugrasanlar icin uyulmasi zorunlu mesleki kararlar almaktir (md.5).
Ticaret ve Sanayi Odalari’nin uzman kadrolari bulunmaktadir. Kendi alanlarindaki tum gelismeleri takip etmekte ve ilgili konularda bilgi birikimlerini belediyelere aktarmaktadirlar.
Ticaret ve Sanayi Odalari’nin organlari; meslek komiteleri, meclis ve yonetim kurullarindan olusmaktadir.
Gelirleri; kayit ucreti, yillik aidat, ilave edilen aidat, yapilan hizmetler karsiligi ucretler, vesika harclari, yayin gelirleri, bagis ve yardimlar, benzer (misil) zamlar, para cezalari, istirakler kari ve diger gelirlerdir (md.24).
Veteriner Hekim Odalari (TVHB)
Veteriner Hekim Odalari 6343 sayili 9.03.1954 tarihli Veteriner Hekimligi Mesleginin Icrasina, Turk Veteriner Birligi ile Odalarin Tesekkul Tarzina ve Gorecegi Islere Dair Kanun ile duzenlenmistir. Veterinerlerin mesleklerini yapabilmeleri icin veteriner hekim odalarina uye olmalari zorunludur.
Sinirlari icinde en az 30 veteriner hekim bulunan her il merkezinde veya komsu iller birlestirilmek suretiyle en az 30 veteriner hekim bulunan bolgede merkez konseyinin karari ile Veteriner Odalari kurulur (md.13).
Veteriner Hekim Odalari, kurulus amaclari ve kanunda belirtilenelr disinda hicbir faaliyet gosteremezler, kendilerine kanunla verilen gorevlerin yerine getirilmesiyle ilgili olmayan toplanti yapamaz, gosteri yuruyusu duzenleyemezler, siyasetle ugrasamazlar, siyasi partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemezler, siyasi partilere maddi yardim yapamazlar, onlardan maddi yardim alamazlar, onlarla siyasi iliski kuramaz ve isbirligi icinde bulunamazlar. Milletvekili ve yerel yonetim secimlerinde herhangi bir adayi veya grubu destekleyemezler (md.14).
Yonetim organlari; Birlik, Veteriner Hekim Odalari ( 38 adet ), Birlik Merkez Konseyi, Yuksek Haysiyet Divani ve Buyuk Kongre gibi organlardan tesekkul etmektedir.
Gelirleri; giris aidati, yillik aidat, her turlu mesleki faaliyet ile duzenlenecek esya piyangosu ve yayinlardan saglanacak gelirler ve her cesit bagislar, para cezalari, merkez konseyi yardimlarindan olusmaktadir (md.19).
Veteriner Hekim Odalari, buyuk kongrenin belirledigi hadler dahilinde yillik gelirlerinin bir kismini merkez konseyine gondermeye mecburdur. Bu sinir, oda yillik gelirinin %30’unu asamaz (md.21).
Ziraat Odalari (TZOB)
Ziraat Odalari, 6964 sayili 6.05.1957 tarihli Ziraat Odalari ve Ziraat Odalari Birligi Kanunu ile duzenlenmistir.
Ziraat odalari tarim sektorunun her alanda genel yararlarina uygun olarak gelismesine ve devletin tarimsal plan ve programlarinin gerceklesmesine yardimci olmak, ciftcilerin ortak ihtiyaclarini karsilamak, mesleki faaliyetlerini kolaylastirmak, tarimda is, mesleki disiplin ve ahlaki ile birligini korumak, ciftcilerin birbirleriyle ve halk ile olan iliskilerinde durustlugu ve guveni hakim kilmak amaciyla kurulan tuzel kisilige sahip kamu kurumu niteliginde meslek kuruluslaridir (md.1).
Ziraat Odalari’nin calisma alanlari kanunla sinirlandirilmistir. Kurulus amaclari ve kanunda belirtilenler disinda hicbir faaliyet gosteremezler, kendilerine kanunla verilen gorevlerin yerine getirilmesiyle ilgili olmayan toplanti yapamaz, gosteri yuruyusu duzenleyemezler, siyasetle ugrasamazlar, siyasi partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemezler, siyasi partilere maddi yardim yapamazlar, onlardan maddi yardim alamazlar, onlarla siyasi iliski ve isbirligi icinde bulunamazlar, milletvekili ve yerel yonetimler ile mahalle muhtarliklari ve ihtiyar heyetleri secimlerinde herhangi bir adayi veya grubu destekleyemezler (md.2).
6964 sayili kanuna gore, her ilin merkez ilce ve bagli ilcelerinde Ziraat Odasinin kurulmasi gerekmektedir. Ulkemizde halen 600 Ziraat Odasinda 4 milyona yakin ciftci kayitlidir. Ziraat Odalarinin her koyde bir delegesi vardir. Ulke genelinde koy delegelerinin sayisi 35.000'den fazladir. Her odada da 15.000 yonetici ve 2500'den fazla personeli bulunmaktadir.Birlik merkezinde ise yaklasik 70 personel bulunmaktadir.Merkezdeki idari yapilasma Basta 10 kisiden olusan yonetim kurulu olmak uzere bir genel sekreter, teknik ve idari olmak uzere iki genel sekreter yardimcisi ile bunlara bagli birimlerden olusmaktadir.Teknik Genel sekreter yardimciligina bagli birimler.Teknik Hizmetler Kurulu, Ticari ve Mali Isler Mudurlugu, Dis Iliskiler Sube Mudurlugu, Basin ve Halkla Iliskiler Mudurlugu bulunmakta, Diger taraftan idari genel sekreterlige bagli birimler; Teftis kurulu Baskanligi, muhasebe mudurlugu,odalar ve organizasyon mudurlugu, ozel kalem mudurlugu,personel ve idari isler mudurlugu,hukuk musavirligi bulunmaktadir. Ayrica dogrudan baskana bagli baskanlik danismanlari bulunmaktadir.
 Odanin bulundugu ilce ve merkez ilcede her yil eylul ayinda koy muhtarlarinca koydeki ureticiler hakkinda ziraat odasina beyannameler teslim edilmekte, dort yilda bir aralik ayinda koy delege secimleri yapilmakta, secilen delegeler ile iki yilda bir subat ayinda ziraat odasi secimleri yapilmakta ve mart ayinda da ildeki ziraat odalari aralarinda genel kurul delege secimi yapmakta ve yine iki yilda bir mayis ayinda da birlik genel kurulu secilmektedir.
Ayrica il bazinda ulke genelinde 80 adet il koordinasyon kurullari bulunmakta, kurul ildeki ziraat odalari arasindaki koordinasyon calismalari yurutmektedir. Diger taraftan illerin bulunduklari tarimsal bolgeler dikkate alinarak olusmus bulunan 9 adet bolge baskanligi vardir.
 Gelirleri; giris ucreti, yillik aidati, yayin gelirleri, bagislar ve yardimlar, para cezalari, kurulus ve katilimlardan elde edilecek karlar, ziraat sergilerindeki giris ucretlerinden saglanacak hasilat, odalar birliginden yapilacak yardimlardan olusmaktadir (md.19).
Turk Tabipleri Birligi’nin Kurulus ve Gelisimi
Tarihsel Surec
Tum bilimlerin, bu arada hekimlik ve saglik bilimlerinin caglar boyunca, uzun ve cetin gelisme sureclerinde belli basli dort asamadan gectigi ileri surulmektedir . Bunlar : (1) Eski Mezopotamya, Misir, Indus ve Cin Uygarliklari’na denk dusen gorgusel (ampirik) bilgi toplama asamasi, (2) Eski Yunanlilar’in evreni, insan bedeni ve hastaliklarin olusumunu aciklamaya calisan akilci yanasimlarinin ortaya ciktigi asama, (3) Ortacag Islam Bilimi’nin gelismelerini kapsayan asama, (4) Yenidendogus (ronesans) sonrasi gelismelerin yer aldigi cagdas bilim asamasidir.
Anadolu’da tip; Orta Asya ve Arap tibbindan etkilenerek gelisme gostermis, 1217’de Sivas’ta, 1308’de Amasya’da kurulan hastanelerde hekim yetistirilmeye baslanmis olan Amasya Hastanesi daha sonra bir tip egitim merkezi olmustur. 1388'de Bursa'da acilan Dar-ut-tib ve Fatih Doneminde de(1500) Edirne'de acilan hastanede hekim yetistirilmeye baslanmistir. Bu ve izleyen donemlerde hekim sayisi az ve hekimler uzerindeki baski da yogun olmustur. Ornek verirsek; IV. Murat'in hekimbasisi Emir Celebi donemin hekimlik uygulamalari ve felsefesi hakkinda cok degerli eserler yazmistir, ancak IV. Murat bir satranc partisi sirasinda, onun ustunde ele gecirdigi afyon haplarinin hepsini yutturarak oldurmustur. 18. yuzyilda Padisah 3. Mustafa, Turk hekimlerini, baktiklari meshur bir sahsiyet kurtarilamazsa, surmek veya memuriyetinden atmak yolunu tutturdugundan bu topraklarda yabanci hekimler ragbet gormeye baslamis, yerli hekimler sindirilmistir .
1827 tarihi tip egitimi, dolayisiyla cagdas hekimlik icin onemli bir tarihtir. O yil Istanbul'da "Avrupa usullerinde" hekim yetistirmek uzere bir tip okulu acilmistir. 1838'de  Cerrahhane acilmis, ayni yillarda 2. Mahmut cicek asisini zorunlu kilmistir.
Toplum sagligi ile ilgili ilk kurumumuz 1838’de resmiyet kazanan Meclis-i Tahaffuz’dur . Ilk nizamname eczaciliga ait olan “Beledi Ispenciyarlik Sanatinin Icrasina Dair Nizamname” adindaki 49 maddelik bir nizamnamedir ve 22 Recep 1277/1860 tarihinde yayinlanmistir. Bunun arkasindan “Memalik-i Mahrusa-i Sahane’de Tababet-i Belediye Icrasina Dair Nizamname”de (7 Rebiulahir 1278/1861) hekimlik sanatinin icrasina dair bazi hukumler getirilmistir. Buna gore  Imparatorluk dahilinde Mekteb-i Tibbiye’den veya yabanci tip okullarindan diplomasi olmayanlar hekimlik yapamazlar.
Ilk tip cemiyeti onceleri Eyup Medresesi’nde gizlice toplanan hekimler, padisahtan ozel izin alarak 14 Subat 1865'de  “Cemiyet-i Tibbiye-i Osmaniye” (Osmanli Tip Cemiyeti) adiyla  kurmuslardir . Bu, hekimleri biraraya getiren bir orgutluluk adimidir, onemli etkileri olmustur. 1870 yilindan sonra tip egitiminin Turkce yapilmasi girisiminde etkin rol almistir. 1869’da kurulan “Cemiyet-i Tibbiye-i Mulkiye”nin gorevi; belediyelere hekim, eczaci, asici ve ebe gibi saglik personeli tayin etmek, yabanci ulkelerde saglik egitimi gormus olanlara Osmanli Imparatorlugu’nda calisma izni vermek olan bu dernegin 11 asil uyesi vardi, haftada iki kez Tibbiye’de toplanirdi ve konusma dili Fransizca’ydi. 1 Temmuz 1888’den itibaren konusmalar Turkce yapilmaya baslandi. Bu cemiyet 1906’da Meclis-i Maarif-i Tip adini alarak Umum Mekatib-i Askeriye Nezaretine baglandi. II. Mesrutiyet ilanindan (1908) sonra Meclis-i Umur-i Tibbiye-i Mulkiye ve Sihhiye-i Umumiye adini alarak 1912’de Sihhiye Cavus Mektebi’ni acmistir. Bu tarihten sonra cesitli illerde saglik mudurlukleri, ilcelerde de hukumet tabiplikleri kurulmustur. Hekim sayisinin azligi nedeniyle, 1843 yilinda bir ortak "muayenehane kusad" edilmis ve boylece Mektebi Tibbiyeyi Sahane Muallimleriyle, etibba ve cerrahlar oraya geceleri nobete gitmisler ve halk gece hekimsiz kalmamistir. 1920’de mutareke makamlari tarafindan kapatilmistir .
1897 tarihinde Sultan Hamid'e Tibbiye'de isyan edilmesi uzerine pek cok tip ogrencisi ve hekim Fizan'a surulmustur. Yine henuz ogrenci iken Tibbiyenin odunlugunda kurduklari Ittihat ve Terakki Cemiyeti(1892) ile tip ogrencileri padisahligi sarsmis, 1908'de Mesrutiyetin ilanini saglamislardir.
Imparatorluk'tan 2000'den az sayida hastane yatagi 1000'in biraz uzerinde hekim devralinmistir. Turkiye'de 1923 yilinda 950 yatakli uc devlet hastanesi vardir. 1924 yilinda Ankara, Diyarbakir, Erzurum, Sivas Numune Hastaneleri acilmistir. Saglik altyapisi bozuk, teknolojik destek  yok, hasta ise coktur. Hekimler daha cok muayenehanelerinde calismakta. yoksul hastalara hastanelerde, para verebileceklere ise muayenehanelerinde bakmaktadirlar.
1920-25 arasi hekim sayisindaki azlik nedeniyle milletvekili hekimlerin bile fiilen hastanelerde hasta hizmeti verdikleri biliniyor. Yani, savas surerken de hekimler hizmetten bilimsel calismalardan geri kalmamislardir. Ornegin; 17 Ekim 1921 Cuma gunu Abdulkadir Noyan, Tevfik Ismail gibi hekimler Ankara'da ogretmen okulu hastanesinde bir toplanti yapip "Gulhane Musamereleri"ni baslatmislardir.
Yine o yillarda da hekimler bugun oldugu gibi, kongrelere giderlerdi, bu toplantilardan 1928 yilinda Kahire'de yapilan "Memaliki Harre-i Hifzissihha Kongresine" 46 milletten 2200 kisinin  katildigini ogreniyoruz.
Etibba Odalari
Turkiye'de Tabip Odalari Etibba Odalari adiyla "Tababet ve Suabati Sanatlarinin Tarzi Icrasina Dair 11 Nisan 1928 tarih ve 1219 sayili kanuna muteferri Etibba Odalari Nizamnamesinin Maddei Muakkatesi ahkamina tevfikan" kurulmuslardir.
1929 yilinda once Istanbul Etibba Odasi kurulmus ve Istanbul Vali Vekili Bey'in nezareti altinda Sihhiye Muduru Ali Riza Bey tarafindan tedvir olunan ilk intihapta: Tevfik Salim Pasa Kurtulus Savasinda onemli katkilar yapmis bir "muallim"dir. Istanbul'dan Anadolu'ya giden hekim kafilesi icinde olan Istanbul Harbiye Nezareti Sihhi Harp Tarihi Komisyon Baskani Tevfik Salim Bey Ankara'da Sihhiye Baskanligi'na getirilmis, Baskumandanliga yaptigi bazi tekliflerin o gunun sartlari ile bagdasmamasi yuzunden verimli olamamis, Ocak 1921'de gorevden affedilmis, Diyarbakir, Sivas, Ankara Sarikisla Hastanelerinde dahiliye uzmani olarak calismis, zaferden sonra 1923'de Izmir'e askeri mufettis olarak atanmis daha sonra Gulhane'ye donmustur . Medikopolitik konulara ilgisini yalnizca Etibba Odasi kurucu baskanligi ile degil, Belediye Meclisi uyeligi yaparak da gostermistir. Tevfik Salim Pasa daha sonra Saglam soyadini alan Prof.Tevfik Saglam'dir ve ulkemizin onemli bilim, tip adamlarindan biridir. Yine Yonetim Kurulu'nda veznedarlik gorevini yuklenen Dr.Tevfik Recep Bey; Tip fakultesi reisi (dekan) ve Ensac ve Mephasulruseym (Embriyoloji) muderrisi (ogretim uyesi) olup, o donem icin cok yeni bu dalin kurulmasinda onemli yeri olan bir hekimdir. Yedek uyelerden Fuat Sureyya Pasa, Moda'da Sifa Hastanesi Yakacik'taki Sureyya Pasa Hastanesi de onun eserlerindendir(Dr.C.Arabacioglu, sayfa 247, 1992, Adana). Dr.Hayrullah Bey(yedek); tip fakultesi Emraz-i- Asabiye muallimi ve tibbi adli musahedehane muduru (sinir hastaliklari ogretim uyesi ve adli tip gozetim laboratuvar muduru) olarak gorev yapmis, ulkemizde adli tip konusunda buyuk hizmetleri olan bir hekimdir. Omer Lutfi Bey:Gureba Hastanesi Bastabibi ve Hastabakici Mektebi Mudurudur. Dr.Esat Nurettin Bey ise; ic hastaliklari uzmani olup, Haseki Hastanesi Muduru ve bashekimidir. Dr.Neset Osman Istanbul Belediye Saglik Muduru'dur. Dr.Rifat ise muhtemelen; iyi bir halk sagligi uzmani, kuvvetli bir idareci ve orgutcu yazar, hekimdir .
Bu ilk yonetim kurulunun 2. Toplantisi 22.10.1929 saat 09:00'da "Sihhat Mudurlugu"nde yapilmistir. Odanin bir toplantisinin cok duzenli tutulan kayit defterinden alinan ozetine bakilirsa; "Intihap esnasinda heyetimizce Gazi Hazretlerine keside edilen telgrafa varit olan cevap okunarak dosyasina vazolundu. Badehu icrayi tababet kanunu nizamnamesinin mevaddi mahsusasi tetkik ve muzarehati atiye ittihaz olundu”. Bugun de karsilastigimiz uye katilimi, aidat gibi sorunlar yanisira etibba odalari hekim/hekim iliskileri ve diger deontoloji konularinda calismalar yapmislardir.
Etibba Odasi'nin bir sonraki yonetimi, 1930 yilinda; Dr.Niyazi Ismet, Nazim Hamdi, Bahri Ismet ve Fethi Beyler'den olusmustur. Niyazi Ismet Gozcu Gulhane Tip Akademisi'nin kurucusu, akademi komutani ve 1 yil kadar da Istanbul Milletvekilligi yapmistir. Dunya capinda bir goz hekimidir. Dr.Fethi Bey, donemin ilk bakteriyoloji uzmanlarindandir. Cerrahpasa Hastanesinde laboratuvar sefidir. 11 Mart 1930 tarihli toplantilarinda o gunlerde kendilerini cok mesgul eden "yerli ilac" konusunu tartismislardir. "Rufeka'dan gelen mektuplar toplanmis, sihhat mudurlugunden musadesi alinan mustahzeratin bir nushasinin teksir edilerek butun azaya sirkuler halinde tevzine" karar verilmistir.
1934 yilinda basinda, "maarif vakeletinden fakulteye teblig edilen bir yaziyla fakultedeki iki kursunun lagvedildiginden ikinci dahiliye muderrisi Tevfik Salim Pasa ile parazitoloji muderrisi Ismail Hakki Beyefendi Fakulteden ayrilmislardir" seklinde bir haber yeralmistir.
1934 yilinda “Etibba Muhadenet Cemiyeti”de secimlerini yapmis ve idare heyetine daha once Etibba Odasinda calisan Dr.Neset Osman, calisacak olan Fahrettin Kerim, calismakta olan Dr.Fethi ve ayrica Ali Esref Bey (Gureba'dan Bevliye'ci), Dr.Ziya Nuri Pasa (Tip Encumeni Reisi, Tip Fakultesi Unniye Seririyati (KBB) Muderrisi(ogretim uyesi) ve tip fakultesi duvayeni(dekani) secilmislerdir. Bu dernegin tarihcesi soyleydi: "Turk Hekimleri Dostluk ve Yardim Cemiyeti'nin eski ismi 1919 senesinde kurulan (Istanbul Etibba Muhadenet Cemiyeti)dir. Etibba Muhadenet Cemiyeti mutarekenin en kara ve korkunc gunlerinde dogmustur. Herkesin birbirlerini bir parca daha fazla sevmeye, mudafaa etmeye, haklarini korumaya mecbur oldugu zamanlarda bu cemiyetin temelleri atildi.
Memlekette her sinifin bir tesekkulu mevcut oldugu halde; Etibbanin hukukunu koruyacak bir varlik mevcut olmamasi buyuk bir noksanlikti. Iste bu maksadladir ki, meslektaslar arasinda ictimai munasebetleri temin etmek ve Turk Etibbasinin terakki ve yukselmesine sarfi mesai etmek icin (Etibba muhadenet) namile bir cemiyet kuruldu. Bu ihtiyaclari duyan Kadikoy'deki meslektaslar da; birbirlerine yardim gayelerini guden (Kadikoy Etibba Teavun Cemiyeti Ilmiyesi) ismiyle ayni tarihlerde bir cemiyet tesis etmislerdi.
Cemiyet tesekkul ettikten dort sene sonra; Istanbul'da iki tibbi tesekkulun ayni gaye uzerinde ayri bir sekilde calismasi muvafik gorulmeyerek bu iki cemiyetin birlestirilmek suretiyle kuvvetlendirilmesi dusunuldu. 1923 senesinde her iki cemiyet, uzun muzakerelerden sonra Kadikoy Cemiyetinde(Teavvun) kelimesinin Etibba muhadenet cemiyetinin ismi arasina alinmak ve eski nizamnamesi aynen kabul edilmek sarti ile birleserek ismi (Etibba Muhadenet ve Teavun Cemiyeti) olmustur."
O yillarda tip bayrami 12 Mayis'ta kutlanmakta olup, "gunduz universitelerde dekan, rektor, hoca ve talebenin nutuklari oluyor, gece de Maksim salonlarinda tertip edilen neseli balolar" yapiliyor, Etibba Odalari da secimlerini "gurultulu" bicimde yapiyordu:
"Ucuncu Mintaka Etibba Odasinda Secimler: Ucuncu mintika etibba odasi Ekim ayi icinde gurultulu bir kongre yapmis ve yeni idare heyeti ile haysiyet divanini secmistir. Yeni Idare Heyeti Baskanligi'na Prof.Dr.Murat Cankat, uyeliklerine de Dr.Fuat Bayraktar, Dr.Baha Varnali, Dist.Ahmet Refik Ozegul, Eczaci Nail Halit Tipi secilmislerdir. Haysiyet Divanina Prof.Dr.Akil Muhtar Ozden, Prof.Dr.Ekrem Serif Egeli, Dist.Osman Burhanettin Borhan ve Eczaci Mueyyet Ercetin ayrilmislardir.
Yeni idare heyetinin, son zamanlarda sarsilma gosteren ve butun meslektaslari pek ziyade muteessir eden meslek tesanut ve haysiyetini korumaya matuf tedbirlerle ise baslayacagini ummakta ve kendilerine bu yolda basarilar dilemekteyiz."
O yillarda Etibba Odalari yanisira bugunku uzmanlik derneklerinin bir kismi da faaliyet yurutmekte idiler. Ornegin Turk Oftalmoloji Dernegi 1928 yilinda kurulmustu ve 1933 yilinda "birinci reisi" Dr.Niyazi Ismet Gozcu(ayni zamanda Etibba Odasi Baskani) idi. O yil Almanya'dan universite goz klinigine gelen ve Turkiye'de ilk kornea naklini yapan Prof. Iggersheimer'de Turk Oftalmoloji Cemiyeti'ne bir torenle kaydedilmisti, yabanci hekimler ozel izinle "hoca"lik yapmaktaydilar.
Ayrica Cocuk Hekimleri Encumeni, Turk Jinekoloji Cemiyeti(bu cemiyet tarafindan 3 ayda bir cikarilan Jinekoloji Arsivi, 1934'de yayina baslamistir). Prof.Hulusi Behcet'in onderliginde Cildi ve Zuhrevi Hastaliklar Cemiyeti (tum yurtta zuhrevi hastaliklardan korunma ve savas icin brosurler hazirlamislar, sinema, tiyatro ve mekteplerde konferanslar vermislerdir), Turk Uroloji Cemiyeti, Otorinolaringoloji Cemiyeti aktif calisan uzmanlik dernekleri olmuslardir.
Ayrica “Turk Tip Cemiyeti” adli dernek de faaliyetini surduruyordu. Bu cemiyetlerin toplantilarinin bir kismi Etibba Odasi Konferans Salonlarinda yapilmaktaydi ve tip ortaminda meslek orgutuyle, uzmanlik ve diger dernekler arasinda guzel bir iliski vardi. Etibba Odalarinin yasasinda varolan ortak Yuksek Haysiyet Divani Ankara'da toplanmakta idi. Kararlar Saglik ve Sosyal Yardim Bakanligi'nca valiliklere tamim edilmekteydi.
Bu yillar penisilinin bir kurtarici olarak tip alanina girmeye hazirlandigi yillardir penisilin ile ilgili pek cok yayin yapilmaya baslamistir.
Ayni yillarda(1940'lar)  ulkenin sagligi oldukca bozuktu. Ornegin, 1947 yilinda Eylul ayinda 40774 cocuk ishali buna bagli 425 olum gorulmustur. 1950 oncesi SSYB yurtdisindan getirttigi Dr.W.Beale'e Turkiye'nin on yillik saglik planini hazirlatmistir. Buna gore; o yil 18 milyon olan nufusun %75'i kirsal alanda ve daginik yasamaktaydi. Plan koruyucu hizmetler agirlikli olmus, memleket yedi bolgeye ayrilmis, her bir bolgeye bir tam tesekkullu hastane, bir dogumevi, her 40 koye 10 yatakli bir saglik merkezi (iki doktor, bir ebe, bir saglik memuru ve ziyaretci ebeler) her on koye bir koy saglik memuru ve koy ebesi onerilmistir. Bu teskilatin kurulmasi masrafi 60 milyon Ingiliz Lirasi, idamesi 4 milyon Ingiliz Lirasi olup bir milli saglik sigortasi kurulacaktir. Kaynak sitma savas teskilatinca kurutulan hastaliklarin gelirinden elde edilecektir. 1945'de Turkiye'de sitma 10 milyon isgucu kaybi yapmis, tuberkuloz 40-50 bin kisiyi oldurmustur.
1947 yilinda Tababet Uzmanlik Tuzugu yenilenmistir. Ismet Inonu Cumhurbaskani, Dr. Behcet Uz Saglik ve Sosyal Yardim  Bakani (SSYB)'dir. Bu Tuzuge gore  22 uzmanlik alani tanimlanmis, tum ulke hastanelerinde uzmanlik egitimi yapilabilir hale gelmistir. O yillarda Diploma onanmasi tip fakulteleri ve hastanelerce yapilmaktaydi.  Bir genelge ile asistanlarin ek islerde calismalari yasaklanmisti.
Hekimler kongrelere katiliyor, yurtdisindan konusmacilar geliyor, Ankara'da bir sanatoryum aciliyor, hekim hatalari icin danisman kurum Yuksek Saglik Surasi toplantilarini surduruyordu; Saglik Dergisi'nde:
"Ord. Prof. General Dr. Tevfik Saglam, Ord. Prof. General Dr. Ahmet K. Atay, Ord. Prof. General Dr. Ihsan Hilmi Alantav, Ord. Prof. General Dr. Tevfik Kazncigil, Ord. Prof. General Dr. Sedat Tarat, Dr. Enver Karam, Dr. Tevfik Ismail Gokce'den olusan Yuksek Saglik Surasi Bakan Dr.Ekrem Hayri Ustundag'in baskanliginda toplanmis, 4 adli ihbar, 31 meslek hastaligi mevzulari yanisira, Bakanligi'n bulasici hastaliklar tedbirlerini gozden gecirmistir" deniyordu.
Hekimlerle ilgili o gune dek yapilmis bir profil calismasi olmadigindan Ankara Tip Fakultesi Tip Tarihi Enstitusu'nden Prof. Nafiz Uzluk 12 soruluk bir anket hazirlayarak bir calisma yapiyordu. SSYB, Umumi Hifzissihha Kanunu'nu degistirme calismasini yine 1950 yilinda baslatiyordu.

TABLO 2: 1953 YILINDA TURKIYE'DEKI TIP MENSUP SAYILARI:

 
 MemurAskerSerbestYekün
Tabip3.5588752.9997.43
Distabibi56581.1281.24
Eczaci1661786801.02
Ebe435 1.2881.72
Hemsire1.014306161.34
Saglik Memuru1.759 3772.14
Köy Saglik Memuru1.533  1.53
Köy Ebesi1.024 3141.34

22 uzmanlik dalinda toplam 3722 uzman hekimin 1038'i dahiliye, 526'si hariciye, 403'u nisaiye, 294'u cocuk uzmani idi.
6023 sayili Turk Tabipleri Birligi Kanunu boyle bir ortamda 23.1.1953 tarihinde yururluge girmistir. Bu yasa; Turkiye sinirlari icinde serbest veya resmi vazifeli asker sivil tabip ve dis tabiplerini icine alan TTB yasasidir. 2. Maddesi TTB'yi Tabip Odalari, Merkez Konseyi ve Yuksek Haysiyet Divani ile Buyuk Kongre'den olusan hukmi sahsiyeti haiz bir tesekkul olarak tanimlar. TTB, hudutlari icindeki hekim sayisi 100'u asan illerde kurulan odalarin federatif yapisidir. Oda genel kurullari Mart ve Ekim ayinda yilda iki kez toplanir, secime uzaklik nedeniyle katilamayanlar mektupla oy kullanir". Her zamanki gibi Bakanlik’ta hazirlanip  TBMM'den gecen bu yasaya gore TTB'nin merkezde bir Yuksek Haysiyet Divani vardi ve 12 asil uye ile 3 musavirden olusuyor ve Ankara'da SSYB'de toplaniyordu. Yuksek Haysiyet Divani'nin uyeleri soyleydi:
SSYB Mustesari, Tip Fakultelerinden birer deontoloji profesoru, Temyiz Mahkemesi azalarindan bir temsilci, Devlet Surasinca secilen bir temsilci, Buyuk kongrece secilen en az 20 yillik ve biri asker hekim olmak uzere 4 uye, Musavir azalar ise; SSYB Personel Genel Muduru, SSYB Tabip Odalari ile ilgili daire temsilcisi, Genelkurmay Saglik Dairesi Personel Sube Muduru idi.
Yasaya gore TTB Merkez Konseyi'nin calisma yeri Istanbul'dur. 5 hekim, 2 dis hekiminden olusur. 1953 yilinda yayinlanan Saglik Dergisi'nin 2. sayisinda "TTB Kanununun yururluge girdigi ve 7 Mart 1953 gunu Birlik Merkez Konseyi, Yuksek Haysiyet Divani ve Murakiplar icin 5 tabip ve 5 dis tabibinin Istanbul'da bolge Etibba odasinda temini yapilacaktir" duyurusu yer almistir.
Sozu edilen secim Mart 1953'de Ankara Numune Hastanesi Salonu'nda Dr. Hasan Yusuf Basla baskanliginda yapiliyor ve Doc. Dr. Ahmet Rasim Onat Reis, Doc. Dr. Feyzullah Dogruer Ikinci Reis, Op. Dr. Sirri Alicli Umumi Katip, Dr. Huseyin Salor Muhasip ve Doc. Dr. Lemi Belger Veznedar seciliyor. Istanbul bolgesi ile beraber 22 tabip odasi da kurulmus bulunuyordu.
TTB Merkez Konseyi Kurucu baskani Doc.Dr.Ahmet Rasim Onat Dahiliye Sefi olarak 250 uzman yetistirdi, 1953-1961 yillari arasinda 8 yil (4 donem) TTB Baskanligi yapti. Ilk Turk Hekimi olarak girdigi Dunya Tabipler Birligi Yonetim Kurulunun 1957-58 yillarinda baskanligini yapti. Doneminde hekimlerin sosyal durumlariyla ilgili calismalar yuruttu. Menderes hukumetinin doktorlari kisitlayan narh kanununa basariyla karsi koydu. Turk hekiminin sosyoekonomik yonunu ulkemizde ilk kez ele alan genis bir raporu Turk Tip Kongresine 1958'de sundu. Bu bir anket calismasinin sonucu hazirlanmisti(6790 hekim:1955 yanit). TTB baskani sifatiyla Turkiye'yi Dunya Tip Birligi Konseyi'nde uzunca yillar delege olarak temsil etti. 1957 yilinda bu birligin toplantisinin Istanbul'da yapilmasini sagladi. Istanbul Bildirgesi(Catisma Durumlarinda Hekim Tutumu) o zaman yayinlandi. Toplanti ozel izinle Yildiz Koskunde yapildi. Turk Tabipleri Birligi'nin taban fiyat belirlemesi (asgari ucret) Dr. Onat zamaninda baslamistir. Her ikisi de profesor olan(Prof.Altan Onat, Prof.Teoman Onat) ogullarinin ifadesi ile "Laikligi, Ataturkculugu icine sindirmis, asiriya kacmayan milliyetci ve bir bilim adami"ydi.
Turk Tabipleri Birligi'nin 6023 sayili yasa ile yeniden kurulmasi ile ilgili Dr. Sirri Alicli (Merkez Konseyi Uyesi)'nin dile getirdigi hususlar sunlardi:
“Kanun ve talimatlarin muessir olabilmesi icin onemli olan su iki sartin hic birisi eski Etibba Odalari Kanununda geregi gibi ifade edilememisti;
1-Ait oldugu zumrenin hakiki dert ve ihtiyaclarinin birinci derecede ele alinmasi,
2-Meslektasi yalniz vecibelerin ifasi ile mukellef bir insan addederek onun bir de hakki oldugunu dusunmemesi. Bazi haklara da istinat etmeyen vecibelerden ibaret kalisi.”
“Fakat butun bu gayretler istenen ve beklenen semereyi veremeyecekti. Oyle zamanlar geldi ki resmen kurulmus oldugu halde bir cok Etibba Odalari kapilarini kapadilar ve hatta idare edecek insan bulamadilar. Saglik Vekaletinin o zaman kafasindaki tek dusunce su idi: Turk Hekimini memur olsun, serbest olsun, <avcunun icinde tutmak>”.
“Halbuki hekim ne kadar serbest, ne kadar kendi gorusunun adami olursa o nisbette icinde yasadigi cemiyet icin faydali bir uzuv olabilir. Onun mesleki dusuncesi idari bir takim mulahazalarla kosteklendigi gun hem hekim ve hem de memleket zarar ederdi.”
“Meslek buyuklerimizden intikal eden meslek disiplini, meslektas sevgisi, meslekdas bagliligi iste bu sebeplerle yavas yavas gevsemeye ve o nisbette de hekimin karakteri de kaybolmaya baslama yolunu tutmustu.”
“Iste Turk Tabipleri Birligi Kanunu yani 6023 sayili Kanun bu ihtiyacin mahsuludur. Bu kanunun gayesi; Hekime, ahlaklilik ve istikamet, sadakat, fedakarlik prensipleri dairesindeki mesleki hizmetlerinin ifasinda yardim etmek ve hazirlayacak olan Deontoloji kaidelerine gore hareket etmesini temin etmek gibi bir hedef gutmektedir. Bu Haysiyetle Turk Tabipleri Birligi teskilatini kendisine dahil uyelerinin yukaridaki esaslar dairesinde calismasini temin ve tip mesleginin seref ve istiklalini mudafaaya memur etmis bulunmaktadir.”
“Kanunun sumulu; san'atindan ve hekimlik sifatinda her ne suretle olursa olsun maddi karsiliklar temin eden tabip, dis tabibi ve disciyi de sumulu icine almis ve bunlari kurulacak Turk Tabipleri Birligi teskilatina kayit olunmagi mecbur kilmistir. “
“Bir temel atilmistir. Yapacagimiz binanin saglam, guzel, ise yarar bir sekilde insasi icin Birlige dahil butun arkadaslarimizin birlik etrafinda toplanmalari ve ona kuvvet vermeleri sarttir. Eger biz bu toplulugu temin edersek meslegimizi kuvvetlendirmis ve yukseltmis olacak ve bunun yarattigi enerji, kanunu istedigimiz sekilde gelistirmemizi temine kafi gelecektir.”
2. Kongresi 12 Kasim 1953'de Istanbul'da Cagaloglu ogrenci lokalinde yapilmis bu kongrede, hekimleri ilgilendiren yasalarin degistirilmesi onerilmistir.
3. Buyuk Kongre 28.6.1954'de yine Cagaloglu ogrenci lokalinde yapiliyor, Konseyin daha cesur davranmasi oneriliyor, "simsar meselesi" ele aliniyor. Ayrica bu kongrede deontoloji nizamnamesi komisyonu calismaya basliyor.
26.6.1955 tarihinde yapilan 4. Kongrede ise Deontoloji Nizamnamesi gorusulerek kabul ediliyor. Ayni kongrede oda gelirlerinin yetersizligi nedeniyle uyelerden yillik gelirleri uzerinden oda aidati alma konusunda kanun teklifi verme karari alinmistir. 19 Subat 1960 tarihli Resmi Gazete'de yayinlanmis olup, bu tarihten iki ay sonra yururluge girmis bulunacaktir.
1957 yilinin 27 Haziran tarihinde yapilan kongrede Diyarbakir Tabip Odasi'nin merkezi Mardin'e alinmistir. Ayrica Dunya Tip Birligi'ne ait ve harp zamanlarinda hekimi ve saglik unitelerini koruyan beyaz zemin uzerine kirmizi cubuga sarili kirmizi yilan amblemi kabul edildi.
25.6.1959'da yapilan 8. Kongre ardindan 25.7.1960 tarihinde 9. Kongrede cogunluk saglanamadigindan 30.7.1960 tarihine ertelendi ve Dr.Ahmet Rasim Onat'in hastaligi nedeniyle istifasi uzerine yeni bir ekip Merkez Konseyi'ne secildi. Dr. Ruknettin Tozum, Dr. Celal Oker, Dr. Ismail Topuzoglu, Dr. Selcuk Aybar, Dr. Suat Vural, Dt. Orhan Dincer ve Dt. Gazanfer Zembilci Merkez Konseyi'ne secildiler.
Bu Kongrede TTB yasasinda; daha ozerk bir yapiya izin verecek degisikligin yapilmasi, icra komitesinin Ankara'da olmasi onerilmis, Meclise gidecek iki temsilci secilmistir.
10. Buyuk Kongre 26.6.1961 tarihinde yapilacakken, yine cogunluk olmamasi nedeniyle 2 gun ertelenmis, donemin SSYB Mustesari Doc. Dr. Nusret Fisek Saglik Hizmetlerinin Sosyallestirilmesi ve Ihtisas Nizamnamesi hakkinda Buyuk Kongreyi bilgilendirmistir.
11. Kongrede Dr. Suat Vural, Dr. Abdulkadir Coruh, Dr. Necdet Coruh, Dr. Suleyman Yalcin, Dt. Nihat Berk, Dt. Orhan Dincer ve Dr. Asil Mukbil Atakam Merkez Konseyi'nde gorev almislardir. Dr.Asil Atakam Konsey Baskani olmustur. Bu kongrede,  TTB'nin Yuksek Saglik Surasi'nda temsil edilmesi teklifinin Bakanliga goturulmesi onerilmistir.
1964 yili Haziran ayinda yapilan 12. Buyuk Kongrede polio asisi, okul hekimligi, sosyal sigortalar konulari tartisilmis. Secimleri Doc. Dr. Ruknettin Tozum ve arkadaslari kazanmistir. Merkez Konseyi'ne Dr. Vahit Ege, Doc. Dr. Rukneddin Tozum, Dr. Necdet Coruh, Dr. Ferruh Ergene, Dr. Erdal Atabek, Dt. Tonguc Gorker, Dt. Fitri Oktem, Yuksek Haysiyet Divani'na; Prof.Dr.Rasim Adasal, Dr.Namik Dumlu, Dr.Turgut Bodur, Dr.Nesati Uter, Dt.Muammer Agabeyoglu, Murakip olara da; Dr.Saim Aksan, Dr.Huseyin Salor, Dr.Nasit Sunay secilmislerdi. Bu kongrenin 4 gun surecegi ilan edilmis ancak iki gunde bitirilmistir. Bazi delegeler sendika yasasina destek olunmasini istemistir. Dt. Tonguc Gorker Kongreye sendika konusunda ayrintili bilgi vermistir. Bu arada pek cok delege Tabip odalarin calisamamasinin nedeni olarak federatif yasayi gostermistir. Meslektaslarin ilgisizliginden yakinmanin yanisira bu kongrede tam gun yasasi ve sosyalizasyon da onemli gundem maddelerini olusturmustur.
14. Buyuk Kongre 1965 yilinda yapildiginda, delegeler "Bakanligin Turk Hekiminin karsisinda daima kale gibi durdugundan" yakinmislar, hekimlerin dertlerinin cok olmasina karsin, Saglik Bakanligi'nin ilgisiz oldugunu soylemislerdir. Ayni kongrede konusan Prof. Dr. Rasim Adasal "profesyonel futbolcularin bile sendikasi var, bizim yok, bu sucsa bizim" demis  ozluk haklarina ilgisizlikten yakinmistir. Yine bu kongrede Diyarbakir delegesi Dr. Tarik Ziya Ekinci de benzer gorusleri dile getirmistir. Merkez Konseyi Baskani Doc. Dr. Rukneddin Tozum Saglik Bakani ile yaptigi Dogu Seyahatinin yararindan bahsetmistir. Bu kongrede Merkez Konseyi'ne Dr. Vahit Ege, Doc. Dr. Ruknettin Tozum, Dr. Necdet Coruh, Dr. Ferruh Ergene, Dr. Erdal Atabek, Dt. Tonguc Gorker ve Dt. Fikri Oktem secilmistir. Merkez Konseyi "Turk Toplumunun saglik hizmetlerinin en iyi sekilde gorulmesi ve halk sagliginin en iyi sekilde korunabilmesi icin gerekli butun organizasyonlarda soz sahibi bir Turk Tabipleri Birligi'ni ve Turk Hekiminin hayat seviyesini yukseltmeyi" hedeflemistir. Bilindigi gibi bu yillarda Saglik Hizmetlerinin Sosyallestirilmesi Yasasi gundeme gelmistir. Turk Tabipleri Birligi orgutu de bu yasayi derinlemesine tartismistir. Yine bu yillarda hekimler sendika konusunda duyarli olmaya cagrilmislardir. Bir dergi ise Istanbul ve civari Memur Hekimler Sendikasi haberini vermesini TTB Merkez Konseyi'nin hos karsilamadigini dusundugune dair bir yaziyi yayinlamistir (Mediko Sosyal, Sayi 60, 1966) .
1965 yilinda; Turk Tabipleri Birligi Kanunu'na gore Tabip Odalarinin sayisi 25'dir.
TTB Merkez Konseyi'nin 1966 yilindan sonraki baskani Dr. Erdal Atabek'tir. Dr. Erdal Atabek'in Turk Tabipleri Birligi orgutu icindeki calismasi cok uzun bir doneme damgasini koymustur. Ic hastaliklari uzmani olan Dr. Atabek, SSK konusuyla cok ilgili olup, bir sure de SSK'da ust duzey yoneticilik yapmisti. Karizmatik kisiligi ile Turk Tabipleri Birligi'ni zengin bir calisma alani olan bir orgute cevirmistir. Dr. Atabek, secildigi kongredeki konusmasinda, "TTB'nin son yillarda gercekleri daha iyi degerlendirdigini; ancak hekimlik gercegi ile memleket gerceklerini birlikte degerlendirerek basariya ulasilacagini soylemis, hekim ozluk haklari ve bunun yanisira halk sagliginin tam saglanmasina calisacaklarini" belirtmistir. Bu yillarda genc hekimlerin destekledigi tam gun yasasi da cikmistir (1965). Bu hekimlerin bir gercegi kabul etmeleridir, kamuda olacaklar ve nitelikli hizmet vereceklerdir. Maas kadar ek odenek tesbit edilmistir. Bir yandan da doguda 224 uygulanmaktadir. Tam gun yasasi farkli yerlerde farkli uygulanmaya baslanmistir. Daha sonra ozellikle universite hastanelerinde doner sermaye gundeme gelmis, 1965 yilinda onemli olan tam gun odenegi giderek enflasyona yenik dusmus ve sikintilar baslamistir.
22.Buyuk Kongreyi konu alan bir yazida “Kurulusumuzun 20. yilinda yapilan Buyuk Kongremiz Turk hekimlerinin buyuk dusunce gucunu, bir Kongreden cok Turkiye'de saglik hizmetlerinin butun aksakliklarini, cozum yollariyla birlikte ortaya koyan bir seminer ortami yaratarak tekrar ispatladi. Tartismalarin gerek kisilik, gerekse bilgi olarak duzeyi, pek cok semineri imrendirecek kadar yuksekti. Son derece olgun, cesur ve bilincli delegelerin Merkez Konseyi calismalari ve ulkemizin saglik sorunlari uzerinde yaptiklari degerlendirme ve elestiriler, uyarici, isik tutucu ve tesvik edici olmustur. Turk Tabipleri Birligi 22. Buyuk Kongreden guclenerek  cikmistir. Tabip Odalari maddi ve manevi buyuk engellere ragmen, azimle gorevlerine devam etmektedirler. Bu konuda zaman zaman uyelerimize bilgi sunacagiz” denmektedir.
1970'li yillara kadar TTB yine de geleneksel oda kaliplari icinde calismistir. 12 Mart 1971 sonrasi olusan  gerginliginin azalmasi ile birlikte tabip odalari ve Merkez Konseyi'nde de bir hareketlenme olmus. 1975 yilinda Ankara, Izmir Tabip Odasi Bulteni cikmaya baslamistir. Ayni yillarda Merkez Konseyi Cagdas Hekim Dergisi'ni cikarmaya baslamistir. 1977 yilinda TTB Merkez Konseyi olusumu secim sirasinda Buyuk Kongre'de delegelerce tamamen degistirilmis, Dr. Erdal Atabek Baskan, Dr. Sukru Guner Genel Sekreter olmustur. Dr. Sukru Guner 1977'ye dek TTB Merkez Konseyi'nin "issiz" bir yer oldugunu ve yonetimle uye kopuklugunun varoldugunu soyler. 26. Buyuk Kongre, yasada olmasa da uc ayda bir toplanma (Temsilciler Meclisi) ve merkezi bir yayinla Merkez Konseyi faaliyetlerini duyurma karari alir. Toplum Hekim boyle dogar. O donemde TTB; genel saglik sigortasi, sendika hem de grevli toplu sozlesmeli sendika ve insan haklari konularini yayinlarinda surekli isler. "Demokratik universite" der, "1 Mayis yasal"dir der, "silahlanmaya hayir" der, cok yogun, etkin bir calisma yurutur.
O donemin Merkez Konseyi'nin ulkede yapilan secimlerle ilgili gorusu soyledir: Secim sonuclarinin Turk Tabipleri Birligini ilgilendiren ikinci bolum hekim milletvekilleri ve senatorlerdir. Basta 6023 sayili Turk Tabipleri Birligi Kanunu'nun tadili olmak uzere, saglik sigortasi, 1219 Sayili Kanunun tadili, Saglik Hizmetleri Personel Kanunu gibi cok onemli konular meslektaslarimiz olan parlamenterlerden ozel bir ilgi beklemektedir.
Bu arada oda sayisi 33'e cikar ve odalarin katilimi ile pek cok yerel temsilciler meclisi toplantilari yapilir. 1980 oncesi son Buyuk Kongre (28. Kongre) 28-30 Haziran 1979 tarihleri arasinda  Istanbul'da yapildi. 28. Buyuk Kongre, katilim yonuyle en fazla delegenin hazir bulundugu kongre idi. Rapor uzerinde gorusmelere ve tartismalara ikinci gun de devam edildi. Ucuncu gun secimlere gecildi. Buyuk Kongre'den sonra yeni secilen Merkez Konseyi uyeleri aralarinda toplanarak gorev bolumu de yaptilar.
Merkez Konseyi Uyeleri: Genel Baskan, Dr. Erdal Atabek,  II.Baskan, Doc. Dr. Esat Eskazan,  Genel Sekreter, Dr. Sukru Guner, Sayman, Dt. Sevinc Ozguner, Veznedar, Dr. Fazil Yazici, Uye, Dr. Mucahit Atmanoglu, Uye, Dt. Sinan Yildiz Gorgun.
Bu kongrede Turk Tabipleri Birligi onceliklerini; demokratik haklar ve ozgurlukler, halk sagligi, hekim haklari ve yararlari, tip egitimi ve saglik hizmetinin denetimi olarak belirlemisti. Bu yillarda cesitli illerde (Adana, Diyarbakir, Ankara) Temsilciler Meclisi toplantilari yapilir. Bunlardan birisinde yapilan Tipta Uzmanlik Tuzugu tartismasidir:
1-Tip Uzmanliklari Tuzugu: Buyuk Kongre'nin bitisinin ertesi gunu toplanan olaganustu Yuksek Saglik Surasi'nda tek konu olan "Tip Uzmanliklari Tuzugu (Tababet Uzmanlik Tuzugu) gorulmustur. Merkez Konseyi "Tip Uzmanliklari Tuzugu"nun degismesi gerektigi gorusundedir. Ancak, bu degisikligin nedenleri konusunda Saglik Bakanligi'ndan ayri gorustedir. Merkez Konseyi’nin olarak "Tip Uzmanliklari Tuzugunun" degismesinin nedenleri konusunda gorusu soyledir:
1.1.Tip Uzmanliklari Tuzugu Tip Fakulteleri Egitimi Uzmanlik Egitimi -Mezuniyet sonrasi egitim zincirinin bir halkasi olarak degismelidir. Uzmanlik egitimi, tip egitiminin eksikliklerini giderme egitimi degildir. Iyi bir uzman olmanin ilk kosulu iyi bir pratisyen hekim olmaktir. Bu da ancak, tip fakultelerinde saglanabilir. Tip fakultelerinde egitimin bes yilda bitirilmesi ilkesi kabul edilmeli, altinci yil meslek uygulama (intern'luk) donemi olmalidir. Bes yilin sonunda diploma verilmeli, altinci yilin sonunda diploma tescil edilmelidir. Meslek Uygulama doneminde hekimler, ancak bir uzman denetiminde fakulteler, egitim niteligi tasiyan kamu kurulusu hastaneleri ve merkezlerinde calismali, bu sure devlet memurlari statusunde sayilmalidir. Iyi bir pratisyen hekimin egitim eksikligi nedeniyle uzmanliga yonelisine gerek kalmamalidir.
1.2.Ulusal saglik politikasinda temel orgutlenme modeli sosyallestirmedir. Saglik hizmetlerinin sosyallestirilmesinin ozu "pratisyen hekimlige" dayanir. Bu bakimdan ulkenin daha cok pratisyen hekime, daha az uzman hekime gereksinmesi vardir. Bu nedenle uzmanlasma orani azaltilmali, bu uzmanlar da temel dal uzmanliklarina yoneltilmelidir. Temel dal uzmanliklari saptandiktan sonra ozel dal uzmanliklari yerine "sertifika" sistemi konmalidir.
1.3.Tip uzmanliklari egitimi bir program anlayisina dayanmalidir. Bugunku "sefe bagli egitim" yerine "programa bagli egitim" uygulanmalidir. Program uygulama ve denetimlerinde "objektif kriter" sistemi getirilmelidir. Boylece kurumlar arasinda egitim farkliliklari da bir olcude giderilmis olacaktir.
1.4.Tip uzmanlik egitimi sureleri de subjektiflikten kurtarilmalidir. Bugunku sure saptamada asistan bulunup bulunmamasi, yardimci hekim gereksinmesi gibi egitimle ilgili olmayan faktorler elimine edilmelidir. "Toplum icin uygulama"da bu tur bir faktor oldugu egitimle ilgili olmadigi bir yanlistir.
Tip uzmanlik egitimi surelerinin saptanmasinda uygulanacak "program" asildir. Her dal icin yetkili bilim kurullari "ana programi" hazirlamali, bu programin uygulanacagi sure de "uzmanlik egitiminin suresi" olmalidir. Bu konu icin ilk is; her uzmanlik dali icin "yetkili bilim kurullari"nin olusturulmasidir.
1.5."Tip Uzmanlik Egitimi"nin yonetim ve denetimi demokratiklestirilmelidir. Bu konuda agirlik giderek Turk Tabipleri Birligi'ne kaydirilmalidir. Secimle gelen uyelerin "Uzmanlik Duzenleme Kurulu"nda sayilari artirilmalidir.
2-Yuksek Hekimler Kurulu: Israrla uzerinde durdugumuz, meslegimiz icin buyuk bir guvence, orgutlu savasimimiz icin buyuk bir asama olacak "Yuksek Hekimler Kurulu" bizzat Sayin Saglik Bakani'nin kamuoyuna acikladigi gibi benimsenmis durumdadir.
Siyasal iktidara bagimliligi azaltacak, atama ve yer degistirmelerde "objektiflik" esaslarini getirecek, yonetimin demokratiklesmesinde onemli bir adim olacak "Yuksek Hekimler Kurulu" saglik hizmetlerindeki sureklilik ve kararliligin onemli bir dayanagidir.
29. Buyuk Kongre Genel Baskan Dr. Erdal Atabek'in konusmasi ile acildi. Divan Baskanligi'na Antalya Tabip Odasi Baskani Dr. Rifat Yenigun, II.Baskanliga Edirne Tabip Odasi Baskani Dr. Ibrahim Sakaroglu, Divan Sekreterliklerine Izmir Tabip Odasi Delegeleri Dr. Avni Aydemir, Dr. Dogan Akyol secildiler. Konusmalarda daha cok can guvenligi, tam sure yasasi uygulamalari ve saglik alaninda yapilan tayinler gundeme getirildi.
Kararlar Komisyonu 28. Buyuk Kongre kararlarina ek olarak asagidaki konulari da gozonune alarak 29. Buyuk Kongre kararlarinin duzenlenmesini, TTB Merkez Konseyi'nce yapilmasini onermektedir.
1-TTB Buyuk Kongresi, gunumuzun en yakin sorunu olarak tum demokrasi guclerinin fasizme, emperyalizme ve sovenizme karsi guc ve eylem birliginin saglanmasinin ertelenmez bir gorev oldugunu vurgular ve bunun yerine getirilmesinde kendisine dusen gorevi eksiksiz olarak saglanmasina,
Bu konuda ayni zamanda Tabip Odalari arasinda Tabip Odalari uyeleri arasinda ve saglik alaninda orgutlenmis, anti-fasist, anti-emperyalist, anti-sovenist ilkeleri savunan tum demokratik kitle orgutleri arasinda oncelikle saglanmasinin gerekliligine,
2-Gunumuzde iskenceler konusunda daha aktif girisimlerde bulunulmasina ve Barolar Birligi ile birlikte davranilmasina,
3-Yurt disindaki mesleki ve demokratik kuruluslarla iliskilerin gelistirilmesine,
4-SSK ve SSY Bakanliginda uygulanan rotasyon uygulamalarina karsi cikilmasina,
5-Surgun, kiyim ve demokratik haklarimizin gaspedilmesine karsi aktif savasim gelistirilmesi,
6-Ozluk sorunlarina karsi mesleki etkin kitle eylemlerini gelistirilmesi,
7-Hekimin Sesi ve Toplum ve Hekim'in uyelerimizin istemlerine daha uygun bir nitelige kavusturulmasi,
8-Merkez Konseyimiz en kisa zamanda merkezi bir yerde olaganustu Temsilciler Meclisi Toplantisi yapmasi ve gundemin tek maddeli olarak "Etkin ve Demokratik" haklarimizin sinirlandirilmasi olarak tespitine en kisa sure icinde tum Odalarimizin uyeleriyle toplantilar yaparak egilimi saptamasi yapmalarinin gerekliligine, karar vermistir.
Yasal Konumu
Turk Tabipleri Birligi Kanunu 31.01.1953 tarih ve 8323 nolu Resmi Gazete’de 6023 nolu yasa olarak yayinlanarak yururluge girmistir.
Amaci
Bu yasanin 07.06.1985 tarihinde degistirilen birinci maddesine gore amaci; “Turkiye sinirlari icerisinde meslek ve sanatlarini icraya yetkili olup da sanatini serbest olarak yapan veya meslek diplomasindan istifade etmek suretiyle resmi veya ozel gorev yapan tabiplerin katildigi Turk Tabipleri Birligi; tabipler arasinda mesleki deontolojiyi ve dayanismayi korumak, tabipligin kamu ve kisi yararina uygulanip gelistirilmesini saglamak ve meslek mensuplarinin hak ve yararlarini korumak amaciyla kurulmus kamu kurumu niteliginde mesleki bir kurulustur.” seklinde tanimlanmaktadir.
Yapilanmasi
Yapilanmasi ise 2. maddede “Turk Tabipleri Birligi; Tabip odalari, Merkez Konseyi, Yuksek Haysiyet Divani ve Buyuk Kongreden ibaret tesekkullerin butunudur. Bu birlik hukmi sahsiyeti haiz bir tesekkuldur.“seklinde siralanmistir.
Son olarak 18.06.1997 tarihinde yapilan bir degisiklikle “Turk Tabipleri Birligi ve tabip odalari, kurulus amaclari disinda faaliyette bulunamazlar.” denilmekte, buna karsilik bazi haklar taninmaktadir. Bu gorevler: “Birlik ve odalar protokol kurallarina gore resmi torenlere katilir, amacina uygun islerde kullanilmak uzere tasinir ve tasinmaz mal edinebilir, lokal, misafirhane ve benzeri sosyal amacli tesisler acabilir.” seklindedir. 
Gorevleri
4.maddede siralanan gorevleri su sekildedir:
a)Halk sagligina ve hastalara fedakarlik ve feragatle hizmeti ideal bilen meslek geleneklerini muhafaza ve gelistirmeye calismak,
b)Azalarinin maddi ve manevi hak ve menfaatlerini korumak ve bunlari halkin ve Devletin menfaati ile en iyi bir sekilde denklestirmeye calismak,
c)Halkin sagligini korumaya, azalarini muayyen refah seviyesine ulastiracak gerekli is sahalari bulmaya, Is Kanunu ile sosyal kanunlarin ve bunlara bagli nizamname ve talimatname hukumlerinin tatbikatinda meslek ve meslektaslarin hak ve menfaatlerini korumaya ve her turlu is tevziinin adilane bir surette duzenlenmesine calismak,
d)Halk sagligi ve tip meslekle

KAYNAKCA

1.        Yerel Yonetim ve Demokrasi, Kavramlar-Yaklasimlar, T.C. Toplu Konut Idaresi Baskanligi, Istanbul, 1993

2.        Walzer, M., Sivil Toplum Dusuncesi: Toplumsal Yapilasmaya Dogru Bir Adim, Birikim, Mayis, 1992

3.        Dalgic, D., Kamu Kurumu Niteligindeki Meslek Kuruluslari’nin Yerel Siyasete Etkileri (Izmir Ornegi), Y.L. Tezi, Izmir, 1997

4.        Yalcindag, S., Yerinden Yonetim, Yerel Yonetim, Cagdas Yerel Yonetimler, C.4 S.2, Mart, Ankara, 1995

5.        Leemans, A.F., Changing Patterns of Local Government, IULA, The Hague, 1970

6.        Maddick, H., Democracy, Decentralization and Development, Asia Publishing House, N.Y., 1963

7.        Riggs, F.W., Administration in Develophing Countries, Hougton Mifflin Co., Boston, 1964

8.        Filly, H., Decentralization as a Tool for Development [M.Heper(ed), Dilemmas of Decentralization, F.Ebert Stiflung, Istanbul, 1985] icinde

9.        Howen, W., Elshout A.V., (Cev. S. Yalcindag), Mahalli Idareler icin Merkezde Yurutulen Hizmetler, TODAIE, Ankara, 1972, s.19-20

10.     Ayman-Guler, B., Yerel Yonetimler-Liberal Aciklamalara Elestirel Yaklasim, TODAIE yayini, No.280, 2. Basim, Ankara, Mart, 1998

11.     Dalgic, D., Kamu Kurumu Niteligindeki Meslek Kuruluslari’nin Yerel Siyasete Etkileri (Izmir Ornegi), Y.L. Tezi, Izmir, 1997

12.     Abadan, N., Devlet Idaresinde Menfaat Gruplarinin Rolu, Anlara Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi Dergisi, C.XIV, No.1, 1959

13.     Cam, E., Siyaset Bilimine Giris, Istanbul, 1987

14.     Daver, B., Siyasal Bilime Giris, Ankara Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi Yayinlari, No.251, Ankara, 1968

15.     Kapani, M., Politika Bilimine Giris, Ankara Universitesi Hukuk Fakultesi Yayinlari, No.371, Ankara, 1975

16.     Eryilmaz, B., Burokrasi, Izmir, 1993

17.     Kislali, A.T., Siyaset Bilimi, Ankara, 1990

18.     Tortop, N., Memurlarin Dernek Kurma Hakki ve Kamu Kurumu Niteligindeki Meslek Orgutleri, Amme Idaresi Dergisi, C.17, S.1, Ankara

19.     Solak, A., Esnaf Birlikleri’nin Tarihsel Gelisimi, Y.L. Tezi, Istanbul, 1995

20.     Erkan, H., Demokrasi ve Piyasa Ekonomisinde Birlikler, Tukelmat A.S. Yayini, Izmir, 1992

21.     Genc, N., Demirogen, O., Yonetim El Kitabi, Birey Yayincilik, Erzurum, 1994

22.     Tascioglu, R., Orgutte Beseri Munasebetler, Ankara, s.23

23.     Gokceli, R., Demokratik Kitle Orgutleri Uzerine ve Bir Ornek Olay: Mimarlar Odasi, Kiyi Yayinlari, Genel Dizi: 101, 1. Basim, Istanbul, 1987

24.     Ulukan, S., Turk Kamu Yonetiminde Odalarin Yeri, TODAIE Uzmanlik Tezi, Ankara, 1989

25.     Alp, G., Mesleki Demokratik Kitle Orgutu, Insaat Muhendislerinin Oda’ya Bakis Acilari, Beklentileri ve Toplumsal Profilleri Acisindan Inceleme, TODAIE Uzmanlik Tezi, Ankara, 1996

26.     Hatemi, H., Tanzimat ve Mesrutiyet Donemlerinde Derneklerin Gelisimi, Tanzimattan Cumhuriyete Turkiye Ansiklopedisi, Iletisim Yayinlari,C.1, Istanbul, 1986

27.     Tanzimattan Cumhuriyete Turkiye Ansiklopedisi, Iletisim Yayinlari, Istanbul, 1985

28.     Oncu, A., Cumhuriyet Doneminde Odalar, Cumhuriyet Donemi Turkiye Ansiklopedisi, Iletisim Yayinlari,  C.2, Istanbul, 1985

29.     Cumhuriyet Donemi Turkiye Ansiklopedisi, Iletisim Yayinlari,  Istanbul, 1986

30.     Sivil toplum Kuruluslari Rehberi, Tarih Vakfi, Istanbul, Mayis, 1996

31.     Yildirim, C., Bilim Tarihi, Gercek Yayinevi, Istanbul, 1974

32.     Eren, N., Uyer, G., Saglik Meslek Tarihi ve Ahlaki, Hatipoglu Yayinevi, 2. Basi, Ankara, Mayis, 1987

33.     Sayek, F., Turk Tabipleri Birligi “Tarihe Giris”, Turk Tabipleri Birligi Merkez Konseyi, Haziran, 1998

34.     Yildirim, N., Tanzimatt’tan Cumhuriyet’e Koruyucu Saglik Uygulamalari, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Turkiye Ansiklopedisi, Iletisim Yayinlari, Istanbul, 1985

35.     Ankara Tabip Odasi, Ankara Il Merkezinde Calisma Kosullarinin Hekimlerin Is Psikolojisine

36.     Etkisi,  Ankara, 1989-1990

37.     Hekimlik ve Saglik Arastirma Grubu, Ankara Ili Kent Merkezinde Calisan Hekimlerin Is Doyumlarinin Arastirilmasi, Yayinlanmamis Arastirma, Haziran, 2001

38.     Turk Tabipleri Birligi, Hekimler ve Tabip Odasi Yoneticileri Icin Mevzuat, Mayis, 1998

39.     Turk Tabipleri Birligi, Merkez Konseyi, 1996-1998 Calisma Raporu

40.     Turk Tabipleri Birligi, Merkez Konseyi, 1998-2000 Calisma Raporu

41.     Gercege Cagri, 2000 Yili Ankara Tabip Odasi Secim Brosuru, Ankara, Nisan, 2000

42.     http://www.gercegecagri.org/web/gorusdx.html

43.     Ergonul, O., Toplumcu Hekimlerin Gelecegine Dair Tezler, Saglik, Toplum, Siyaset Dergisi, S.3, Haziran, 2000, s.31-33

44.   Ankarat Tabip Odasi, Demokratik Kitle Orgutleri ve Tabip Odalari: Perspektifler/ Sorunlar, Ankara, 11-12 Kasim 1989

My Contact Information

Links to Other Sites