VERIMLILIK

GIRIS ARREST-03 MI-2003 ARITMI-03 SOLUNUM-03 Photo Page AMBLNSKAZA MUKERRER ASILSIZ VAKAREDDI ILETISIM ASKER TRAFIKAZA-03 YENIDOGAN DOGUM-03 BAGLANTILAR OLAY YERI AFET AFET2 OLUM-03 SIGARA KANSER ENFEKSIYON KANSER KANSER SIKLIGI GSMH KANSER KANSER ONYIL SITMA KANSER HAVA KANSER KALP KANSER MESLEK KANSER ENDOKRIN KANSER RADYOLOJI KANSER HLA DUZENI KADIN ACIL-03 BEBEK TRIAJ ZEHIRLENME-03 PSIKIYATRI-03 MEVSIM-02 MEVSIM-03 MEVSIM-04 HLA GENLERI KANSER-02 KANSER-03 TRAVMA-02 HODGKIN S DISEASE BREAST BRCA PARAMEDIK-04 ISDOYUMU OZURLU1-04 OZURLU2-04 OZURLU3-04 ISDOYUMU-01 KARSINOGENEZIS SERVIKS CA KANSER KAYITLARI ERGONOMI ISKAZA(37-99) GRAMSCI TURKCAN ERCAN ERBAS YAYINETIGI AP NEDENLERI CINSELHASTALIK CINSELDAVRANIS SAGLIKFELSEFESI HEKIMLIKFELSEFESI DUNYADAISSAGLIGI OSMANLIISSAGLIGI ULUSLARARASI INSANIN DEGERI ANALJEZIK-02 MESLEKODASI INSANHAKLARI VERIMLILIK DONERSERMAYE PARTIveSAGLIK KURESELLESME About Blog

VERIMLILIK

VERIMLILIK”

Ahmet Haki TURKDEMIR
Mart 2002, Ankara

ICINDEKILER
Sekiller ve Tablolar i
Giris 1
I-1 Kavram ve Tanim 1
I-2 Verimlilik Dusuncesinin Tarihi 2
I-2.A Merkantilist Donem ve Agricola 2
I-2.B Fizyokrat Donem ve Dr. Quesnay 2
I-2.C Klasik Iktisat Okulu, Adam Smith ve Digerleri 3
I-2.D Neo-Klasikler ve Marjinal Verimlilik Teorisi 3
I-2.E Keynes ve Sonrasi 3
Bolum II Verimliligin Faktorleri 4
II-1 Verimliligi Artiran Faktorler 5
II-1.A Ic Faktorler 5
II-1.A.1 Kati Faktorler 5
II-1.A.2 Esnek Faktorler 6
II-1.B Dis Faktorler 6
II-1.B.1 Yapisal Duzenlemeler 6
II-1.B.2 Dogal Kaynaklar 7
II-1.B.3 Hukumet ve Altyapi 7
Bolum III Verimliligin Analizi 7
III-1 Toplam Verimlilik 8
III-1.A Emek-Zaman Yontemi 8
III-1.B Parasal Yontemler 9
III-1.C Emek Verimliligi 9
III-1.D Kamu Kesimi Verimliliginin Olcumu 9
III-1.E Verimlilik Karsilastirmasi ve Analizi 10
III-1.E.1 Kurosawa Yontemi 10
III-1.E.2 Lawlor Yontemi 11
III-1.E.3 Gold Yontemi 12
III-1.E.4 Hizli Degerlendirme Yaklasimi (QPA) 12
Bolum IV Verimlilik Analizinin Sorunlari 14
IV-1 Verimlilik Olcumunde Teknik Sorunlar 14
IV-2 Verimlilik Olcumunde Orgutsel Sorunlar 14
Bolum V Norm Kadro 15
V-1 Performans Standardi 15
Bolum VI Verimlilik Acisindan Avrupa Birligi ve Turkiye 16
Sonuc Olarak: Verimlilik Artirilmasi Onerileri 18
Degerlendirme 18
Kaynakca 20
Dizin 21

Tablo

Tablo VI?1 Isgucu Verimlilik Artislari (1961-1990) (Yillik Ortalama Yuzde Degisim) 23

Giris

Sinirli ekonomik gelisme saglanabilmesi, verimlilik kazanclari yaratilmasina onem kazandirmistir. Ozellikle nufus artis hizindaki yukseklik, hammadde ihrac fiyatlarindaki dusmeler, artan borclanma ve enflasyonun yuksek seyretmesi verimlilik sorunlarinin gundeme gelmesine yol acmistir. Makro duzeyde verimlilik olcumu, enflasyonla savasim ya da ucret politikalarinin belirlenmesinde, politika-koyuculara iyi bir yol gosterici; isletme duzeyinde ise, performansi degerlendirmeye yardimci olmaktadir .
1950-60 yillar arasindaki uygun kosullarin surmemesi (yuksek talep, olcek ekonomileri, yeni kaynaklarin yaygin kullanimi), ulusal ekonomilerin ve dunya ekonomisinin bozulmasina yol acan fonksiyonel karmasaya (is cevrimleri) neden olmustur. Bu durumun gelismesine 1970’lerde artan petrol fiyatlarinin onemli katkisi olmustur. Yatirimlardaki azalma, cogu kez enflasyon  ve artan sermaye maliyetlerine baglanmistir. Ekonomiye devletin duzensiz ve gelisiguzel mudahalesi, bazen rekabeti zayiflatmis, isgucunun motivasyonunu ve devingenligini azaltmistir. Buna karsilik, teknolojik gelismeler hizlanarak surmustur. Bu cercevede insan ve sermaye kaynaklarinin “yaygin” kullanimindan, “yogun” kullanimina dogru kaymaya yol acmistir. Buna bagli olarak issizlik acil bir sorun olarak ortaya cikmistir. Ote yandan, gelismis ulkelerde artan oranda nitelikli isgucu acigi belirmeye baslamistir. Bunun karsiti olarak “gelismekte olan ulkelerde” sermaye eksikligi, hizlanan issizlik sorunlari, oncelikleri degistirerek, var olan kaynaklarin daha etkin kullanimi, gelistirilmesi ve yeni isler yaratilmasi geregini dogurmustur .
Kavram ve Tanim
Genel bir tanimlama ile “verimlilik”, bir uretim ya da hizmet sisteminin urettigi cikti ile, bu ciktiyi yaratmak icin kullanilan girdi arasindaki iliskidir. Bu acidan verimlilik, cesitli mal ve hizmetlerin uretimindeki kaynaklarin –emek, sermaye, arazi, malzeme, enerji, bilgi- etkin kullanimidir diye tanimlanir. Bu iliski su sekilde ifade edilir:

      I.1

Verimlilik, sonuclarla, bu sonucu elde etmek icin harcanan zaman arasindaki iliski olarak da tanimlanir. Istenen sonucu saglamak icin harcanan zaman azaldikca, sistemin verimliligi artar . Bu yonleriyle, verimlilik, uretilen mal ve hizmetlerin, miktar ve kalitesi ile bunlari uretmek icin kullanilan kaynaklarin zaman icindeki iliskisi olarak belirlenmektedir.
Verimlilik, yoneticiler, endustri muhendisleri, iktisatci ve politikacilar icin bir karsilastirma aracidir. Birey, atolye, sektor ve ulusal ekonomilerin birbirleriyle karsilastirilmasini saglar. Verimlilik artisinin temeli, daha cok calismak degil, daha akilci calismaktir. Emek, sermaye gibi kaynaklarin daha yogun kullanimi ise verim (performans) gostergesidir. Gercek verimlilik artisi daha cok calismakla saglanamaz, insanin fiziki kisitliligi nedeniyle, bu ancak sinirli olcude gerceklesebilir .
Verimlilik, tek boyutu ile incelenemez. Sadece emegin verimliligi temelinde yapilacak belirleme, sermaye acisindan verimsiz gorunebilir. 1976-1982 yillarinda Ingiltere tarimindaki emek verimliligi % 60 artmis olmasina karsilik, 1983’de birim enerji basina uretilen bugday uretimi azalmistir. Harcanan para birimi basina alinan urun, daha uygun bir verim olcutudur .
Bir diger yanlis anlama, performansi yalniz cikti ile degerlendirme egilimidir. Oysa cikti, verimlilik artisi olmadan, yalniz girdi fiyatlarindaki orantisiz artislar nedeniyle de yukselebilir . Onceki donemlerle karsilastirmalarda, fiyat artislari ve enflasyonun dikkate alinmasi gerekir.
Ucuncu olarak, karlilik ile verimliligin birbirine karistirilmasidir. Gercekte, verimlilikte dusme olmasina ragmen, fiyatlarin yukselmesi nedeniyle kar elde edilebilmektedir .
Dorduncu olarak, verimliligin, verim ile karistirilmasi gelir. Verim yuksek kaliteli mallari, en kisa surede uretmedir. Oysa verimlilikte bu mallara gereksinim olup olmadigina da dikkat edilmelidir .
Besincisi, maliyetlerdeki dususun, daima verimliligi artiracagi inancidir .
Altincisi, verimliligin sadece uretimde uygulanabilecegi inancidir. Gercekte verimlilik, hizmetler ve ozellikle bilgi dahil herhangi bir orgut ya da sistem icin de soz konusudur .
Genellikle, verimlilik artisi ile calisma yasami kalitesindeki iyilesmenin elele gittigi kabul edilmektedir.
Verimlilik Dusuncesinin Tarihi
Verimlilik kavrami iktisadi dusunce okullarinda degisik yaklasimlarla ele alinmistir. Emegin uretkenligi hem toplumsal gelismelerle, hem de uretim araclariyla yakindan ilgilidir.
Toplumsal gelismenin ilk evrelerinde, emegin uretkenligi son derece dusuktu. Aletler, araclar cok ilkeldi, isbolumu yoktu. Bu donemlerde de insanlar uretimi ve verimliligi artirma cabasi icindeydiler. Ancak yaptiklarinin verimlilik oldugunu bilmiyorlardi .

Merkantilist Donem ve Agricola
Produktivite terim olarak ilk kez, Alman bilim adami Georgius Acricola (1494-1555) tarafindan kullanilmistir. Hekim ve maden muhendisi olan Acricola’nin olumunden sonra yayimlanan De Re Metallica (Metaller Uzerine) adli eserinde kullanilmistir . Agricola’nin yasadigi donemde Avrupa’da merkantilizm egemendi. Merkantilizm, 16. ve 17. yuzyillarda ticari kapitalizmin ve yeni gelisen mutlak monarsilerin iktisadi dusunce sistemini yansitiyordu. Merkantilist dusunceye gore, servetin kaynagi dis ticaret ve mubadeleydi. Ihracat tesvik edilerek, altin birikiminin saglanmasi amaclanmaktaydi.

Fizyokrat Donem ve Dr. Quesnay
Fizyokratlar “produktivite” sozcugune bir anlam yuklemisler, verimli-verimsiz emek ayrimini ortaya atmislardi. Bu gorusun oncusu, fransiz iktisatci ve hekim olan Dr. Francis Quesnay (1694-1774), Tableau Economique (Iktisadi Tablo-1758), adli kitabinda ekonomiyi uc sinif ve sektore ayirmisti. Birinci sinif ureticidir, uretkendir. Tarimla ugrasir, topraklari kiralayan girisimci ciftcilerdir. Ikinci sinif, kismen uretici sayilan toprak sahiplerinden olusmaktadir. Ucuncu sinif ise “kisir” dir (soylular, tuccarlar, kilise, kral, serbest meslek sahipleri). Eserinde girdi-cikti iliskisini incelemistir. Historical Viewpoint of Economics Theories isimli kitabinda, 18. yuzyilin ilk yarisinda gelistirdigi verimlilik kuramina gore; refahin ve zenginligin gercek kaynagi, tarim ve topraktir .
Klasik Iktisat Okulu, Adam Smith ve Digerleri
Adam Smith’e (1723-1790) gore, degeri ureten emektir. Emegin verimliligini artiran en onemli faktorler ise, sermaye, isbolumu, bilgi ve beceride uzmanlasmadir. Ona gore sanayi uretimi yaratan emek verimli, hizmetler ise verimsizdir. Ekonomi gelistikce artan getiri nedeniyle, uretimin reel maliyeti duser. Cunku isbolumu gelistikce ve makineler ozgunlestikce verim yukselecektir .
Smith’in cagdasi, Fransiz Iktisatci Turgot (1727-1781), 1776’da yayinladigi “Servetin Olusum ve Dagilimi Hakkinda Dusunceler” isimli kitabinda “Cogalan Masraf Kanunu” da denilen bu yasayi tarimsal isletmelerde kullanmistir. Buna gore: Uretim girdilerinden sadece birinin miktarinin cogaltilmasi, digerlerinin sabit tutulmasi halinde, toplam urun miktari bir noktaya kadar surekli artar, sonra azalmaya baslar. Ortaya cikan bu genel egilim kuralina “Azalan Verimler Kanunu” demistir .
Diger bir onemli isim olan Ricardo (1772-1823), “tarimda uretim fonksiyonunun azalan getiriye tabi oldugunu, bunun nedeninin toprak arzinin sabit ve topragin dogal verimliliginin turdes olmayip, topraktan topraga farkli oldugunu” ileri surmustur .
Karl Marx (1818-1883) ise, “Emegin toplumsal uretkenligindeki gelismeyi, ayni sekilde, ayni sayida iscinin daha fazla makine ve genellikle daha cok sabit sermaye kullanilmasi sayesinde, ayni surede, yani daha az emekle, gitgide artan miktarda ham ve yardimci maddeleri urune cevirmesi olgusuyla kendini gosterdigini” belirtmis, emek verimliligindeki artisla beraber emek gucunun fiyatinin dusebilecegini, bunun da artik degerde bir yukselmeye yol acabilecegini ifade etmisti .
Neo-Klasikler ve Marjinal Verimlilik Teorisi
Bir faktorun marjinal verimliligini belirlemek icin, diger faktorleri sbit tutmak suretiyle faktorun miktarini degistirip hasilada (ciktida) ne gibi degismelerin oldugunun gozlemlenmesi gerektigini soylemislerdir. Jevons’un (1835-1882) marjinal verimlilik teorisiyle verimlilik kavrami iktisat literaturune yaygin olarak girmistir .
1890’da Clark, 1898’de Wicksteed, olcege gore sabit getiri varsa her faktore marjinal verimine esit bir odeme yapildigi takdirde, butun faktorlerin ortak urununun bir bakiye birakmayacak sekilde dagitilacagini gostermistir. 1920’de Douglas, 1960’da Solow, faktorlerin fiyatlandirilmasina ait bu teoriyi kullanarak, ABD’de kisi basina gelirin buyumesinde emegin, sermayenin ve yeniliklerin katkilarini hesaplamaya calismistir .
Keynes ve Sonrasi
Keynes (1883-1946), “hayat standardimiz verimliligimize baglidir” diyerek konuya dikkat cekmis, verimliligi, talebin bir fonksiyonu olarak alarak, “istihdam ve talep yuksekse verimlilik sorununu cozulmus sayabiliriz” demistir .
Hicks ve Samuelson’un onculugunde, marjinal verimlilik, bolusum teorisi egemendir. Post-Keynesci goruste ise, gelir farkliliklari, sadece ne dogal, ne de iktisadi olaylardir. Piyasa kuvvetlerinin oldugu kadar toplumsal ve siyasal gelenek ve kararlarin sonucudurlar. Kaynaklarin belirli toplumsal oluslarla bazilari icin “kit” hale getirilmistir .
Yirminci yuzyilin ikinci yarisinda sadece kisiler degil kuruluslar da verimlilik uzerinde ozenle durmaya baslamislardir, verimliligi iktisadi analizin onemli bir unsuru olarak ele almislardir. 1950’de OECD “Terminologie de La Productivite” isimli bir kitap yayinlayarak, verimliligi “hasilanin uretim faktorlerinden herhangi birine orani” olarak tanimlamistir .
“Arz Iktisatcilari” olarak ortaya cikan Eckstein, Evans gibi arastirmacilar, ekonominin arz yonunu belirleyecek verimlilik fonksiyonu calismalari yapmislardir. Buna gore arz maliyetlerinin azaltilmasi gerekir. Bunun araci da vergi indirimleri ile calismanin ozendirilmesi ve tasarruflarin artirilmasi, bunlarin tekrar yatirima yonelmesi yoluyla, issizlikte azalma ile yuksek verimliligin saglanmasi olusacaktir. Sonucta artan verimlilik, dusuk maliyet getireceginden, enflasyonun hizi da kesilmis olacaktir .
Verimliligin Faktorleri
Verimlilik tanimi karmasiktir ve yalnizca bir teknik ya da yonetsel bir sorun degildir. Devlet daireleri, sendikalar ve diger sosyal kurumlari ilgilendirmektedir. Amaclar farklilastikca, verimlilik tanimlari da degisecektir. Verimlilik artisinin temel gostergesi, girdinin, sabit ya da gelistirilmis kalitedeki ciktiya oranindaki dusmedir. Genel anlatimla verimlilik, kurulusun asagidaki olcutlere ne kadar yaklasabildiginin kapsamli bir olcusudur :
Amaclar: Gerceklesme derecesi,
Etkenlik: Yararli cikti saglamak icin kaynaklarin ne olcude etkin kullanildigi,
Etkililik: Gerceklesmesi mumkun olana kiyasla gerceklesen,
Karsilastirilabilirlik: Verimlilik performansinin zaman icinde gerceklesme durumu.
Gayri safi milli gelir ya da gayri safi milli hasiladaki artis, ek sermaye ya da emek kullanimi sonucu degil, isgucunun etkililik ve kalitesindeki artistan kaynaklandigi icin onemlidir. Bir baska deyisle, verimlilik artinca milli gelir ya da gayri safi milli hasila, girdi faktorlerinden daha hizli artar. Bu ise yasam standartlarinda artis saglar. Bu nedenle verimlilikteki degisimlerin, hizli ekonomik kalkinma, daha yuksek yasam standardi, odemeler dengesi, enflasyonun denetimi ve hatta dinlencelerin sure ve kalitesi gibi pek cok ekonomik ve sosyal olayi buyuk olcude etkiledigi kabul edilmektedir. Bu degisimler, ucret duzeylerini, maliyet/fiyat iliskisini, sermaye yatirimi ihtiyacini ve istihdami etkiler.
Buna karsilik dusuk verimlilik, enflasyona, odemeler dengesinde aciga, dusuk kalkinmaya ve issizlige yol acar.

Verimliligi Artiran Faktorler
Verimlilik artisi, yalnizca isleri daha iyi yapmak degil, dogru isleri daha iyi yapmaktir.
Ic Faktorler
Kati Faktorler
Urun yer faydasi, zaman faydasi ve fiyat faydasi, urunun uygun fiyatla, dogru yer ve dogru zamanda hazir bulundurulmasidir.
Fabrika ve techizat verimliligi, kullanma, yas modernizasyon, maliyet, yatirim, fabrikada uretilen techizat, kapasiteyi surdurme ve artirma, stok kontrolu, uretim planlama ve kontrolu gibi alanlari icermektedir.
Teknolojik yenilik, yuksek verimliligin cok onemli bir kaynagidir.
Verimliligin yasamsal onemdeki kaynaklari arasinda hammaddeler ve endirekt malzeme (kimyasallar, yaglar, yakitlar, yedek parcalar, muhendislik malzemeleri, ambalaj malzemeleri) sayilabilir.
Esnek Faktorler
Insan, verimlilik artirma cabalarinin temel kaynagi ve ana faktoru olarak, bir kurulusta calisanlarin tumunun oynayacagi bir rol vardir. Her calisanin rolunun iki yonu bulunmaktadir. “Uygunluk”, insanlarin kendilerini islerine verme derecesidir. Insanlar yetenekleri ve calisma arzulari bakimindan da farklidirlar. Bu ise motivasyonla ilgilidir. Yine kisilerin performans standardi, yuksek ancak gerceklestirilebilir duzeyde olmalidir. “Etkililik”, insan cabasinin cikti ve kalite icin konulan hedefleri gerceklestirme derecesidir. Etkililik, yontem, teknik, kisisel beceri, bilgi, davranis ve yeteneginin “yapma yetenegi”nin bir fonksiyonudur.  Ozet olarak, emek verimliligini artirmak icin kullanilabilecek temel yaklasimlar; ucret ve maaslar, egitim ve ogretim, sosyal guvenlik, emeklilik ve saglik planlari, oduller, tesvik planlari, katilim ya da birlikte karar verme, sozlesme gorusmeleri, ise, denetime ve degisime karsi tutum, yuksek verimlilik icin guduleme, kariyer planlama, ise devam, devir ve is guvenliginden olusmaktadir .
Orgutlerin cogunda gorulen dusuk verimliligin nedeni, orgutlenmenin katiligidir. Kati orgutler yatay iletisimden yoksundur. Bu ise karar alma surecini yavaslatarak, verimsizlik ve burokrasiyi artirarak, esas eylemin gerceklestirilecegi kademede, yetki devrini engeller. Verimliligi en ust duzeye cikarmak icin, sistem tasariminda, dinamizm ve esneklik saglanmalidir .
Is metodu teknikleri, isin yapilma bicimini, insanin yaptigi hareketleri, kullanilan araclari, isyeri duzenini, malzeme manuplasyonunu ve makinelerin kullanim tarzini gelistirerek, elde yapilan islerin verimini artirmayi amaclar. Ozellikle sermayenin kit, ara teknoloji ve emek yogun yontemlerin baskin oldugu gelismekte olan ekonomilerde, gelistirilmis is metodlari verimlilik artisi icin en uygun alani olusturur. Is etudu, endustri muhendisligi ve egitim, is metodlarini gelistirmenin temel araclaridir .
Isletme kontrolundeki tum kaynaklarin etkili kullanimindan sorumlu oldugu icin, kimi ulkelerdeki verimlilik kazanclarinin % 75’inden yonetimin sorumlu olduguna inanilir. Yonetim bicim ve uygulamalari, orgutsel tasarimi, personel politikasini, is tasarimi, personel politikasini, is tasarimini, islemlerin planlanmasi ve kontrolunu, bakim ve satin alma politikalarini, sermaye maliyetlerini (degisken ve sabit sermaye), sermaye kaynaklarini, butce sistemlerini ve maliyet kontrol tekniklerini etkiler .
Dis Faktorler
Bu faktorler isletme verimliligini etkilemekte ancak isletme bunlari kontrol edememektedir.
Yapisal Duzenlemeler
Bir toplumdaki yapisal degisimler, genellikle, isletme yonetiminden bagimsiz olarak ulusal verimlilik duzeyini ve isletme verimliligini etkiler. Ancak uzun donemde bu etkilesim iki yonludur.
Ekonomik degisimler; tarimdan, imalat sektorunu olan istihdam kaymalari, ulke capinda verimlilik artislarina yol acmistir. Ikinci onemli ekonomideki yapisal degisim, imalat sektorunden, hizmet sektorune olan gecistir. Bu durum, sermaye ve enerji techizattan, emek gucu yatirima kayisi hizlandirmistir. Sermaye bilesimindeki degisimler, nispi yogunlugu, yasi ve turu de verimliligi etkilemektedir. Arastirma-gelistirme ve teknolojinin yapisal etkisi, makro duzeyde verimlilik artisindaki bir diger onemli faktordur. Olcek ekonomisi ya da uretimin olcegi de verimlilik ve endustriyel yapiyla yakindan iliskidir. Endustrinin rekabet gucu, hem ekonomiyi hem de tek tek isletmeleri etkiler .
Emek gucundeki yapisal degisimler, hem demografik hem de sosyaldir. Sosyal faktorler arasinda, emek gucu icinde kadinin artan payi da dikkate alinmalidir. Ekonomik baskilar, yasli insanlari da emek gucu icinde kalmaya zorlayabilir. Kulturel degerler ve davranislar, verimliligi artirabilir ya da engelleyebilir .
Dogal Kaynaklar
Bir ulusun dogal kaynaklari (insan, toprak, enerji ve hammadde), uretme, harekete gecirme ve kullanma yetenegi, verimlilik artisi saglamada cok onemlidir.
Insan, en degerli dogal kaynaktir. Insan ve onun becerisi, egitim ve ogretimi, davranis ve motivasyonu ve gelismesi giderek onem kazanmaktadir. Saglik ve bos zamanlara verilen onem, hastaliklarin azalmasi, yasam suresinin uzamasi ve artan canlilik cok buyuk tasarruf saglamis, genel emek kalitesi, saglik kosullarinin iyilestirilmesiyle yukselmistir .
Endustriyel gelisme ve yogun tarim, en temel malzeme girdisi olan, topragin saldirgan tuketicileri olmustur. Isci basina veya hektar basina tarim verimliligini artirma konusundaki baskilar, toprak erozyonunu hizlandirabilir. Bunu onlemek icin yapilan iyilestirme cabalari (gubreleme vb) surekli maliyet artisi ve cevre kirliligi riskini de birlikte getirmektedir .
1970’li yillarda baslayan, enerji fiyatlarindaki ciddi artislar, verimlilik ve ekonomik kalkinmadaki dususun tek onemli nedeniydi. Bu donemde yapilan enerji yatirimlari, emek verimliliginde cok az artis saglamistir. Buna karsilik ureticiler icin enerji kullanimi ve sermaye yatirimini azaltinca, kullanilabilecek tek kaynak olarak emegin fiyati, goreceli olarak enerji fiyatlarini izleyerek yukselmistir .
Genellikle, en zengin ve kolay elde edilebilecek durumdaki maden kaynaklari kullanildigindan, cikartilmasi daha guc ve daha dusuk kalitedeki cevheri kullanma gereksinimi, sermaye ve emegin daha yogun kullanimini gerektirmektedir. Bu durum ise bir cok ulkede, artan otomasyona karsilik, madenlerin verimlilik artisini yavaslatmistir .
Hukumet ve Altyapi
Verimliligi etkileyen yapisal degisimlerin cogu yasalar, yonetmelikler ve kurumsal etkinliklerin sonucudur. Ayni kaynaklarla daha cok hizmet verilmesini ya da ayni hizmetlerin daha dusuk maliyetle yapilmasini olanakli kildigindan, hukumetin verimliligi cok onemlidir.

VERIMLILIGIN ANALIZI

Verimlilik olcum ve analizinin basarisi, buyuk olcude, verimlilik olcumunun orgutun etkililigine neden onemli oldugunun ilgili tum kisi ve gruplar (isletme yoneticileri, isciler, isverenler, ticaret odalari ve kamu kuruluslari) tarafindan cok iyi kavranmasina baglidir. Olcum, gelistirilmesi gereken firsatlarin nerede aranmasi gerektigini ve gelistirme cabalarinin ne olcude basarili oldugunu ortaya koyar. Ekonomik performansi, sosyal ve ekonomik politikalarin niteligini, teknolojik gelisme duzeyi, yonetim ve emek girdisinin yeterliligi, planlama, gelirler, ucretler, fiyat politikalari ve vergileme alanlarini, sektorler arasindaki gelir ve yatirim dagilimini, yerel ve merkezi yetkililerce, sorunlu alanlarin ortaya konmasi ve ulusal kalkinma plan ve programlarinda hangi olcude yer alacaklarinin belirlenmesini saglar. Ornegin, isletmede herhangi bir yatirim ya da degisiklik yapilmadan, yalnizca olcme sistemi uygulanacaginin duyurulmasi, sistemin kurulmasi ve islemeye baslamasi, emek verimliligini % 5-10 artirmaktadir .
Toplam Verimlilik
Makro duzeyde verimlilik degerlendirmesi, mutlak verimlilik duzeyinin ve bir dizi indeksle ifade edilen gecmisteki egiliminin olcumu demektir. Boyle bir olcum olmadan, Gayri Safi Yurt Ici Hasila (GSYIH), Gayri Safi Milli Hasila (GSMH), Milli Gelir (MG) ve Katma Deger (KD), ulusal ya da sektorel ekonomik refahi tam yansitmayabilir. GSYIH yildan yila arttigi halde, girdi maliyetlerinin, ciktidan daha hizli artmasi durumunda gercekte verimlilik dusuyor olabilir.
Formul I-1’de verimliligin genel oranini vermistik. Buradaki degiskenler;
       III-1
Pt = Toplam verimlilik
Ot = Toplam cikti
L = Emek girdi faktoru
C = Sermaye girdi faktoru
R = Hammadde
Q = Diger cesitli mal ve hizmetler girdi faktoru
Toplam verimlilik, fiyat dalgalanmalarina gore duzeltilmis ve agirliklandirilmis emek ve sermaye verimliliklerinin ortalamalaridir. Toplam verimlilik iki yontemle hesaplanir; emek-zaman yontemi ya da parasal yontem.
Emek-Zaman Yontemi
Parasal olarak ifade edilen cikti, girdiye bolunup, bu da tekrar ulusal (ya da sektorel) isci basina ortalama gelire bolunurse, uretimde kullanilan tum malzeme, amortisman, hizmetler ve nihai urun, esdeger iscilik olarak ifade edilmis olur:
   III-2
Buradaki tanimlar net olmadigi icin, verimlilik olcusu olarak, net cikti ya da isci basina katma deger kullanilabilir. Bu durumda:
   III-3
olarak ifade edilir. Katma Deger (KD), cikti degerinden, girdi degeri; ya da toplam satislardan (S), dis harcamalarin (X) cikartilmasi ile elde edilir.
         III-4
Tum iscilerin etkiligini olctugumuzde, bazi durumlarda calisan sayisi yerine, fiili calisma saatleri sayisini almak daha uygun olabilir.
Parasal Yontemler
                             III-5

Burada Toplam Verimlilik soyle ifade edilir;
    III-6
Emek Verimliligi
Ulusal duzeyde emek verimliligi; ekonomik olarak aktif nufus, girdi, uretilen tum mal ve hizmetlerin degeri de cikti olarak kabul edilerek hesaplanir:
    III-7
Yine ulusal ve sektorel duzeyde emek verimliligi, is saati basina fiziki cikti miktariyla olculur. Ancak bir birim cikti uretmek icin gereken is miktari maldan mala degistiginden, bu olcu genellikle yeterli degildir. Bu nedenle emek-zaman (saat, gun ya da yil) olcumu kullanilmasi daha uygundur. Is birimi ise genellikle, standart performansta calisan nitelikli bir iscinin, bir saatte cikardigi is miktari olarak tanimlanir .
Ancak emek girdilerden sadece birisidir. Sermaye techizati icin yapilan hatali yatirimlar, issizligin ekonomide yol actigi verimsizlik , kullanilmayan kaynaklarin etkisi burada gorulmeyecek, dolayisi ile emek verimliligi dusuk gorunecektir.
Imalat endustrisinde, endirekt emek verimliliginin olcumunde, malzeme manuplasyonu yapanlarin ya da bakim personelinin verimliligi asagidaki denklemle olculebilir.
   III-8
Hizmet ve buro islerinin verimlilik olcumunde karsilasilan temel gucluk, ciktinin olcumunden ve cesitli nitelikteki ciktilarin ortak bir paydada toplanmasindan dogmaktadir. Parasal hesaplama yontemi ile, bir ortak maliyet sistemi kurularak, emek zamani yontemi ise is olcumu yapilarak uygulanir. Is olcumu icin; Buro personeli zaman standardi, zaman etudu, is orneklemesi ile yapilir.
Kamu Kesimi Verimliliginin Olcumu
Ozel sektor verimlilik degerlendirmesi cikti noktasinda saptanabilirken, kamu kesiminde, bir dairenin ciktisi ile o birimin gorevindeki basarisi arasinda fark vardir. Bir dairenin girdisi ile oranlanabilecek son ciktisi, onun “etkenligi”dir. Ornegin, kamu yonetiminin issiz egitiminde, ogretmen basina egitilen kisi sayisi, bir “etkenlik” olcusudur. Egitilenlerin, is bulanlara orani ise “etkililik” olcusudur. Isci-yil indeksi, yil icinde odeme yapilan isci-yil degerleri kullanilarak hesaplanabilir. Devlet dairelerinde, verimlilik calismalari, esas olarak, ayni maliyetle daha cok hizmet saglanmasi konusunda odaklasmalidir. Bu veriler, bir kurumun amacina uygun hedefler belirleme, kaynak tahmini, butce gereksinimi, orgut yapisindaki degisim ve yonetim insiyatifi degerlendirilmesi, islemlerin kontrolunde kullanilir. Duzenli degerlendirmeler yapilmasi, sosyal guvenlik yonetiminin ayrilmaz bir parcasidir .
Verimlilik Karsilastirmasi ve Analizi
Uluslararasi ve sektorler arasi verimlilik karsilastirmalari, farkli ulus ve sektorlerin birbirileri hakkinda bilgi sahibi olmalari ve en iyiyi saptamada yol gosterici olmaktadir. Burada emek girdisinin en belirgin ozelligi, beyaz yakali ve uretimde calisma, isci sayisi, uretim is-saatleri, saat basi ortalama kazanc ve maaslar, fazla calisma dahil yapilan toplam odeme ve emek gucunun bilesimi, nitelikli ve yari-nitelikli profesyonel isciler, yaslari ve devir hizlaridir. Tum bunlarda isgucunun egitimi son derece onemlidir.
Kurosawa Yontemi
Kurosawa’ya gore, isletmede verimlilik olcumu, gecmisin analizi ve yeni etkinliklerin planlanmasina yardim eder. Ayrica, islevsel etkinliklerin izlenmesi icin bir bilgi sisteminin kurulmasinda kullanilabilir. Bu nedenle verimlilik olcum sistemlerinin karar alma hiyerarsisine cok uygun olarak kurulmasi buyuk onem tasir.


Emegin Genel Etkenligi, iscinin etkenligi ile etkili calisma saatleri orani, calisma saatleri girdisi orani (surec etkenligi ile calisma saatleri girdisi orani carpimi) carpimlarina esittir.
      III-9
Lawlor Yontemi
Alan Lawlor’a gore, verimliligi orgutlerin, hedefleri, etkenligi, etkililigi, karsilastirilabilirlik ve gelisme egilimi amaclarina gore ne olcude verimli ve etkili bicimde gerceklestirdiklerinin kapsamli bir olcusu olarak dusunmektedir. Hedefler, orgutun temel hedeflerine ulasma derecesinin olculmesi durumunda gerceklesir. Buna Toplam Kazanc (TE) denir.
    III-10
Etkenlik, var olan girdiden, gercekten gereksinim duyulan ciktinin saglanma derecesi ce var olan kapasitenin kullanilma durumunu gosterir. Bu gosterge verimsizligin nerelerden kaynaklandigini gosterir. Buradaki (P/I), kar verimliligini gosterir.
    III-11
Etkililik, gerceklestirilenle, kaynaklarin daha etkili kullanilmasi durumunda yapilabilecek olani karsilastirir. Bu kavram, yeni bir performans standardi ya da potansiyeli gerceklestirmek icin bir cikti hedefi olusturulmasini da kapsar.
      III-12
Dort temel oranla gosterilir: (1) cari ciktinin, cari girdiye orani (var olan durum), (2) daha yuksek ciktinin, cari gercek girdiye orani, (3) cari gercek ciktinin, daha dusuk girdiye orani, (4) yuksek etkililik duzeyi; azami ciktinin asgari girdiye orani.
Karsilastirilabilirlik, herhangi bir karsilastirma yapilmamasi durumunda tek basina verimlilik oranlari bir anlam ifade etmeyeceginden, orgutsel performans icin bir yol gostergesidir. Uc duzeyde karsilastirma yapilmaktadir: (1) gecmisle karsilastirma, (2) diger birimle karsilastirma, (3) cari performansi, hedeflenen performansla karsilastirma.
Gelisme egilimi, isletme performansinin artan ya da azalan oldugunu ve hizini belirlemek icin, cari performansla, gecmis performansin karsilastirilmasi yapilmalidir.
Lawlor yaklasiminda en az iki duzeyde verimlilik olcumu yapilmalidir. Birinci duzeyde, toplam kazanc verimliligi (E) ile ilgilidir;
      III-13
Burada donusturme maliyeti (C), toplam ucret ve maaslar (W), toplam satin alinan fayda ve hizmetler (Ps), amortisman (K) toplamlarina esittir. Bu nedenle yuksek duzeyde kazanc elde edilmesi, orgutun saglikliligini gosterir.
Ikincil duzeyde, kar verimliligi (Ep) vardir.
    III-14

Kaynak ya da donusturme kullanim verimliligi soyle formule edilir;
   III-15
Temel kaynak verimliligi;
      III-16
Doner sermaye ve stok verimliligi;
        III-17
         III-18
Verimlilik potansiyeli, bir orgutun toplam kazanc potansiyeli –atil kapasite maliyeti olmaksizin- girdinin tamamen kullanilmasi durumunda saglanacak kazanclardir.
            III-19
Gold Yontemi
Gold yatirimin getiri oranini asil olarak alir ve kari, (1) urun fiyatlari, (2) birim maliyetler, (3) tesislerin kullanim orani, (4) tesis ve donanimin verimliligi, (5) sermaye kaynaklarinin sabit ve degisken sermaye arasindaki dagilimina baglar. Bunu su denklemle ifade eder :
            III-20
Hizli Degerlendirme Yaklasimi (QPA)
Kucuk ve orta boy isletmelerde kullanilan bu yontem, Filipinler Kalkinma Akademisi’nde gelistirilmistir. Bu yontem, birlestirilmis denetim yaklasimi olup, tani konulmasini ve orgutun tumunde verimlilik artirma programinin izlenmesini icerir (bkz. Sekil III-5).

QPA’nin amaci iki yonludur. Sorunlu alanlari saptamak ve verimlilik artisi saglanacak oncelikli alanlari saptamak, orgutun tumu icin verimlilik gostergeleri olusturmaktir. Uc bilesenden olusur (bkz. Sekil III-6). (1) Isletme Performans degerlendirmesi, (2) Niteliksel degerlendirme, (3) Endustri performansini degerlendirme.

Verimlilik Analizinin Sorunlari
Verimlilik Olcumunde Teknik Sorunlar
Cesitli gruplarin farkli amaclari oldugu, bu nedenle de farkli verimlilik olcum serileri kullandiklari icin, tek ve herkes tarafindan kabul edilen bir verimlilik olcum yontemi yoktur. Farkli tipteki girdilerin tek bir ortak paydada toplanmasi, girdilerde zaman icinde olusan nitel degisimler, girdi ve cikti olcumlerinin birbirlerinden bagimsiz olmalarinin saglanmasi birer sorun olarak karsimiza cikmaktadir. Uretim girdi-cikti iliskileri dogrusal olmadigi icin de sorun dogmaktadir. Bu nedenle, verimlilik uzun zaman diliminde olculmelidir. Bu sorunlardan kacinmak icin; (1) Performans gostergeleri hazirlanmasi, (2) Kardaki degismeyi uretimde kullanilan her kaynaga gore ayristirilmasi, (3) Her kaynagin kardaki degismeye katkisini, verimlilik ve fiyat duzeltme orani olarak ifade edilmesi, (4) Fiyat duzeltme oraninin, belli bir kaynak icin verimlilik kazancini belirlemekte kullanilmasi, (5) Kardaki degismeyi verimlilik indeks sayilarina donusturulmesini, (6) Kar artisi icin surekli yeni gostergeler gelistirilmesi onerilmektedir .
Verimlilik Olcumunde Orgutsel Sorunlar
Herhangi bir orgutsel degisimde oldugu gibi, bir verimlilik olcum sisteminin uygulanmaya baslanmasiyla, calisan ve isveren taraflarinda korku kaynakli bir direnis olusacaktir. Bunun nedenleri; (1) Olcumun yanlis anlasilma ve yanlis kullanilma olasiligi, (2) Performans yetersizliklerinin ortaya cikmasi, (3) Ek zaman ve rapor verme talepleri, (4) Personel azaltma, (5) Ozerkligin azalmasi algilaridir .
Buna karsilik “Guc Alani” analizi yoneticilerin degisme surecini anlamalarina yardim eden bir tekniktir. Bu teknik, davranislardaki degismeye karsi olanlarla, onu destekleyen guclerin, bir kisi ya da grup tarafindan analiz edilmesi surecidir (bkz. Sekil IV-1).

Analiz dort basmaktan olusan bir surectir:
Birinci Basamak: Verimlilik olcum sistemiyle nasil bir sonuc elde etmek istediginizi tanimlayiniz.
Ikinci Basamak: Istenen sonucun alinmasi ve alinmamasi icin calisan “baski” ogelerini belirleyiniz.
Ucuncu Basamak: Karsi olan ya da destekleyen guclerin en onemli ogelerini belirleyiniz.
Dorduncu Basmak: Destekleyen gucleri artiracak, karsi gucleri azaltacak bir plan gelistiriniz. Bunun icin orgut bilgilerinin paylasimini, isletmenin amac ve degerleri hakkinda ortak bir orgutsel gorus olusturulmasi icin uygun ortam, ust duzey yoneticilerin destegini, alt duzey yoneticilerin verimlilik olcum planlarini hazirlamalarini saglayiniz.
Norm Kadro
Orgutlerin onemli ogelerinden birisi de yonetimin, sevk ve idarenin her kadrodan, belli zaman sureleri icinde bekledigi standart uretim veya performansin sayisal ve niteliksel olarak bilinmesidir . Yonetimin temel hedefleri; (1) mal veya hizmet miktari, (2) mal veya hizmet kalitesi, (3) mal ve Hizmetlerin birim maliyetini uygun duzeye getirilmesidir.
Orgutlerin basarisi, iyi bir duzenleme ve kadrolama ile birlikte bu duzenin ve kadrosal yerlerin gereklerine gore yurutulecek bir uygulamaya bagli bulunmaktadir. Norm kadro uygulamasi :
Kadro unvanlarina aciklik getirir,
Tarafsiz yonetimin saglam temellere dayatilmasinda yapisal eleman hizmeti gorur,
Esit ise esit ucret sisteminin kurulmasina yardim eder,
Personel gereksinimlerinin belirlenmesine olanak verir,
Personel giderlerinin gercege uygun bicimde saptanmasi yoluyla, kurumlar acisindan dogru bir butcelemeyi saglar,
Kadro geregine uygun personelin bulunup ise alinmasina yol acar,
Kadroya uygun personel yetistirilmesi icin ip uclari saglar,
Personel egitim gereksinimlerinin saptanabilir,
Personel calismasinin degerlemesine olanak verir,
Kademe ilerletilmesi ve derece yukseltilmesinin, liyakat sistemi kurallarina uygun ve kadro odevlerinin etkinligini artirici bicimde yurutulebilmesini saglar,
Nakil ve yer degistirme gibi konularda yonetimin etkinligini artirir,
Personel kayitlarinin duzenli tutulmasini saglar,
Personelle ilgili alinacak kararlarda hiz ve guvenirligi artirir.
Performans Standardi
Norm kadro duzenlemesinin son asamasini, kadrolarin performans standartlarinin saptanmasi olusturur. “Etkinlik olcutleri” de denilen performans standartlari, kadrolardan beklenen mal veya hizmet uretimlerinin olculmesine ve personelin basari duzeyinin saptanmasina olanak veren onemli bir aractir. Performans, belirli zaman birimi icerisinde uretilen mal veya hizmet miktari anlamindadir. Islevine bakilarak “etkinlik”, “verim” veya “cikti –output” da denilmektedir. Genel anlamda performans, kamu kesiminde hizmet, ozel kesimde imalat olarak ortaya cikmaktadir. Calisanlarin uretimine verim, uretim, bunun birim zamandaki miktarina ise “performans” denilmektedir .

Kadrolar icin performans, miktar ve nitelik yonlerinden, kadrolarin sayisal olarak saptanmis uretim veya performanslarin degerlemesinde; (1) ayni ad veya unvandaki kadrolarin ayni ortam ve kosullardaki uretim sonuclarinin birbiri ile karsilastirilmasi, (2) bireyin performansinin, miktar ve nitelik yonunden bireyin calistigi kurumun standart performansina oranlanmasi, (3) personelin uretim veya performansinin ulusal duzeydeki standart performanslarla karsilastirilmasi, (4) kadro veya personelin uluslararasi standartlar karsisindaki durumunun saptanmasini icermektedir .
Performans standartlarinin saptanmasinda;
Gorev/Is alanlarinin saptanmasi,
Olculebilen is alanlari icin is birimlerinin secilmesi ve tanimlanmasi,
Zaman birimlerinin saptanmasi,
Islerin nitelik standartlarinin saptanmasi,
Temel nitelikteki istatistiksel bilgilerin kayit ve rapor edilmesi,
Elde edilen bilgilerin ve performansin incelenmesi ve analiz edilmesinden olusmaktadir.
Verimlilik Acisindan Avrupa Birligi ve Turkiye
Avrupa ulkelerinin de icinde bulundugu OECD ulkelerinde 1950-1970 arasinda dunya ticaretinin hizla artmasi, ulasim ve iletisimin gelismesi, ulkelerin disa donuk ekonomi politikalari izlemeleri, bolgesel entegrasyon hareketlerinin baslamasi, birbirini izleyen GATT Round’lari sayesinde dunya ticaretinin giderek engellerden arindirilmasi, o donemde olaganustu sayilacak verimlilik artislarini aciklayan etkenler arasindadir. 1970’lerden sonra ise verimlilik artislarinda bir gerileme gozlenmektedir. 1980’ler ve 1990’larin basinda ise bu konuda bir durgunluk izlenmektedir (bkz. Tablo VI-1). 1980’lerde OECD ulkelerinde ortalama isgucu verimliligi % 1,5 oraninda artmistir.

 

Tablo VI Isgucu Verimlilik Artislari (1961-1990) (Yillik Ortalama Yuzde Degisim)

ÜLKELER

1961-1973

1974-1979

1980-1985

1986-1990

Kanada

2,8

1,5

1,6

0,6

Fransa

5,3

2,9

2,2

2,7

Almanya

4,4

3,0

1,3

1,8

İtalya

6,1

2,8

1,3

2,7

Japonya

8,2

2,9

2,8

3,1

İngiltere

3,5

1,6

2,4

1,5

A.B.D.

2,1

0,0

0,7

0,4

Avusturya

5,6

3,1

1,6

2,3

Belçika

5,1

2,8

2,4

2,2

Danimarka

4,3

2,3

2,1

1,6

Finlandiya

4,9

3,1

2,9

4,2

Yunanistan

8,5

3,3

0,1

1,0

İzlanda

4,0

0,3

3,1

İrlanda

4,8

3,4

4,3

4,1

Hollanda

4,9

3,0

1,9

1,0

Norveç

3,7

0,8

2,8

0,6

Portekiz

7,2

0,5

0,6

3,1

İspanya

5,9

3,2

3,7

1,7

İsveç

4,0

1,4

1,6

1,3

İsviçre

3,2

0,8

0,6

1,7

Avustralya

2,8

2,1

1,9

-0,3

Yeni Zelanda

1,6

-1,3

2,1

1,2

Türkiye

3,8

3,8

1,9

3,8

Kaynak: OECD

AB ulkelerinde verimlilik ozellikle dunya ekonomi konjonkturundeki gelismelere bagli olarak onemli olcude degisebilmektedir. Bunun en onemli kaniti, 1. ve 2. petrol krizlerinin yasandigi donemlerde verimlilik gostergelerinde de onemli gerilemeler olmasidir. Enflasyonla mucadele amaciyla izlenen siki para politikasi, bir cok ulkede faiz oranlarinin yukselmesi, toplam talebin dusmesi ve mevcut kapasite kullanim oranlarinin onemli olcude azalmasina neden olmustur. Bu gelismelerin bir uzantisi olarak azalan yatirimlar ve sermaye yogunlugunda gozlenen dususler de verimlilik seviyelerindeki azalmanin temel nedenleri arasinda yer almistir. Bu cercevede AB uyesi ulkelerde, verimlilik artislariyla buyume, issizlik, dis ticaret, hammadde fiyatlarina iliskin veriler arasinda siki bir iliski oldugu one surulebilir. Diger taraftan, serbest piyasa ekonomisinin saglikli sekilde islemeye basladigi donemlerde, AB’de isgucu verimliliginin de artmakta oldugu gozlenmektedir. Ideolojilerin etkisini yavas yavas yitirmesi, is orgutlenmesindeki metodlarin rasyonellestirilmesi, kismi calisma turlerinin hayata gecirilmesi, isletmelerde rekabet kavraminin kalite ve fiyat unsurlari kadar etkin olmasi, teknolojik degismeler ve calisma hayatinda yasal yaptirim ve zorlanmalardan cok sosyal diyalogun temel platform olarak kabul edilmesi, egitim duzeyinin yukseltilmesi ve meslek ici egitimin gelistirilmesi konularinda kaydedilen gelismeler, verimlilik duzeyini olumlu yonde etkilemektedir .
Turkiye’de ise verimlilige yeteri kadar onem verilmedigi, verimlilik calismalarinin istenen duzeyde olmadigi gorulmektedir. 1980 oncesi, izlenen ithal ikameci sanayilesme politikalarinin bir sonucu olarak, firmalar verimliligi ve dis rekabet gucunu artirici teknolojik gelismeleri izlemeyi gerekli bulmamislardir. 1980 sonrasi goreceli bir iyilik hali, doviz darbogazinin asilmasi, ithal girdilerinin bollasmasina ve kapasite kullanim oranlarinin yukselmesine baglanan bir gelismedir. Yine bu donemde tasarruf ve yatirim alanlarindaki gelismeler, verimlilik artislarini ozendirici yonde olmamistir. Bu donemde kamu yatirimlari, alt yapi yatirimlarina yonelmis, ancak imalat sanayiindeki yatirimlar konusundaki ortaya cikan bosluk, ozel sektorce kapatilamamistir. Bu asamada kamu sektoru borclanma gereksiniminin giderek artmasi sonucu yukselen faizlerin, ozel sektor yatirimlarini azaltici etkisi, diger yandan kredi tahsis ve tesvik yapisinin, imalat sanayiinden cok hizmetler ve insaat sektorunu kayirici sekilde yeniden duzenlenmesi, sanayide yenileme yatirimlarinin disinda teknoloji yenileyici ve kapasite artirici yatirimlara gidilmesini engellemistir.
Kuresellesme, bolgesellesme, rekabet gucu, verimlilik gibi cagdas kavramlarla cevrili bir dunyada Turkiye’de verimliligin artirilmasi buyuk onem tasimaktadir. Gunumuzde dunya giderek tek bir Pazar halini almaya baslamistir. Ortalama verimlilik duzeyi, AB ulkelerinin 1/7’si dolaylarinda bulunan bir Turkiye bir cok sorunla karsi karsiyadir. Verimlilik farklari ucret farklariyla bir olcude telafi edilebilir. Fakat toplu pazarlik ve sozlesme sistemine sahip, demokratik bir ulkede ucretlerin surekli dusuk tutulamayacagi bilinmelidir. Bu durumda ucretler artacaktir. Ancak firma maliyetlerinin artmamasi ve rekabet guclerinin azalmamasi icin bu artislarin verimlilik artislarina baglanmasi gerekmektedir.
Sonuc Olarak: Verimlilik Artirilmasi Onerileri
Uzun donemde buyume olgusu incelendiginde, surekli buyumenin teknolojik yeniliklerden kaynaklanan verimlilik artislari oldugu izlenimi edinilmektedir. Uretilen yeni teknolojiler araciligi ile yeni urunler ve yeni uretim yontemleri ureterek kisi basina tuketilen urunlerin miktar, kalite ve cesidi surekli olarak artmakta, buna karsilik bireylerin ve toplumlarin refahi artmaktadir. Verimlilik artisi saglayan yontemler; (1) yeni uretim yontemi, (2) Yeni urunler ve uretim yontemleri, (3) teknoloji transferi, (4) yeniden yapilanma- uretimin reorganizasyonu, (5) kapasite kullaniminin artirilmasi, (6) vardiyali calisma, (7) kaynaklarin yeniden dagilimi, (8) egitim ve beceri duzeyini artirmak, (9) isyerinde mesleki egitim ve deneyim, (10) isyeri saglik ve guvenlik kosullarinin iyilestirilmesi, (11) isletmede demokrasi olarak siralanmaktadir .
Sendikalarin verimlilik uzerine etkilerine bakildiginda; olumlu ve olumsuz sonuclar iceren arastirmalarla karsilasilmaktadir. Sendikali isyerlerinde isverenler daha yuksek sermaye ve daha nitelikli isgucu kullanimi egiliminde olduklarinda, ayni zamanda isyerinde egitim ve deneyimden kaynaklanan verimlilik artislari gorulebilecektir. Diger taraftan, yonetim sendikali isyerlerinde yuksek ucret artislarini dengelemek, sendikasiz isyerlerinde ise sendikal egilimleri onlemek amaciyla daha rasyonel uretim ve yonetim teknikleri ile personel uygulamalarina gidilecektir . R. Freeman ve J. Medoff’a gore, sendikali firmalarda calisanlarin % 31-65 oraninda daha az isten ayrilma egilimine sahip olduklari yonundedir. Daha dusuk isten ayrilma orani ve buna paralel olarak azalmis mesleki egitim maliyetleri verimliligi de artiracaktir. Sendikalar “sok etkisi” ile yonetimin performansini artirirlar. Ayni zamanda cok daha vasifli, teknik kapasitesi yuksek profesyonel yoneticiler vardir, demektedirler. Ayrica, sendikalar ayni zamanda verimliligi artirma cabalarina aktif olarak katilirlar. Bu tur cabalar genellikle, “sendika-yonetim isbirligi” olarak adlandirilirlar. Ote yandan, sendikalarin verimlilik uzerine en olumsuz etkileri, sinirlayici calisma kurallari veya firmalari gerekenden daha fazla isci calistirmaya zorlamalaridir (featherbedding). Sendikalar, firmalara sinirlayici calisma kurallari, monopolist ucret kazanimlari ve sendikalarin teknolojik degisimleri engellemeleri gosterilebilir . Iscinin toplumsal cevresi ve yasamdan beklentileri isini benimsemesinde ve isgucu verimliliginde onemli bir rol oynamaktadir. Iscinin ailesi ile akrabalari hemsehrileri, komsulari ve arkadaslarindan olusan “yakin cevresi” bir yandan onun “yeni kentli”ligi benimsemesine ve kendini isine vermesini engellerken, diger yandan onu yalniz birakmamak ve sorunlarina cozum getirmek gibi islevleri ile de onun kent yasamina ve is yerine intibakini kolaylastirmaktadir. Ayrica, bu toplumsal cevre, is yerinde dayanismayi da saglayabilmektedir .

DEGERLENDIRME-KAYNAKCA

Verimliligi etkileyen pek cok etmen bulunmakla birlikte, temelde isgucunu saglayan emegin uretkenligini artiran onlemlerin etkisi oldugunu soyleyebiliriz. Bununla birlikte gunumuzdeki yeni-liberal politikalar isiginda, uretimin, insan etmeninden uzaklastirilmasi, sermayenin bagimsizlastirilmasina yonelimi artmaktadir. Bu ayni zamanda bir kriz ortamina da neden olmaktadir. Uretimden ayrilan sermaye, kendi kendini surekli olarak cogaltmasinin verimli oldugunu dusunmesine ragmen, insansiz bir uretimin, sermayenin degerinde de dusmeye yol acarak, sonucta verimsizlige neden olacagi dusunulmektedir. Ulusal ve uluslararasi toplumlar acisindan bakildiginda, toplumsal verimliligin saglanabilmesi icin toplumsal uzlasma ortami saglanmasi ve uretimin dengeli, gereksinimlere gore paylasimin saglanmasi onem kazanmaktadir.
Bunun yani sira isletme bazinda, uretim verimliliginde de yine diger etmenlerle birlikte insanin desteklenmesi, uretim degerini artiracagi dusunulmelidir. Kamusal yonetimlerde ise verimliligi belirleyen cok farkli etmenler bulunmaktadir. Her durumda verimlilik uygulamalarinin basariya ulasmasi, o birimde calisanlarin destegi ile saglanabilecektir.

Kaynakca
1. Propenko, J., Verimlilik Yonetimi, Uygulamali Elkitabi, (Productivity Management: A practical handbook, Geneva, International Labour Office, 1987) Cev. O. Baykal, N. Atalay, E. Fidan, Milli Produktivite Merkezi Yay. No:476, Ankara, 1998
2. Suicmez, H., Verimlilik Dusuncesinin Kisa Tarihi, Verimlilik Dergisi, MPM Yayini, Ankara, 1999
3. Ana Britannica, Cilt 1
4. Tore, N., Verimlilik Acisindan AB Ulkeleri ve Turkiye, Cimento Mustahsilleri Isverenleri Sendikasi, Verimlilik Toplantisi, Antalya, Ekim, 1995
5. Gurak, H., Verimlilik Artislari ve Egitimli-Yaratici Insan Kaynaklari Iliskisi, Verimlilik Dergisi, MPM Yay., Ankara, 2000
6. Turan, G., Sendikalarin Verimlilik Uzerine Etkileri, Verimlilik Dergisi, MPM Yay., Ankara, 2000
7. Gundogan, N., Sendikalar ve Verimlilik, Verimlilik Dergisi, MPM Yay., Ankara, 2000
8. Erdentug, S.A., Toplumumuzda Aileye, Yakin Cevreye ve Cinsiyet Ayrimina Iliskin Bazi Deger ve Tutumlarin Sanayi Iscilerimizin Isgucu Verimliliklerine Etkisi, Verimlilik Dergisi, MPM Yay., Ankara, 2000
9. Erken, N., Isletmelerde Insan Gucu Verimliligi Icin, MPM Yayinlari:384, Ankara, 1989
10. Canman, D., Insan Kaynaklari Yonetimi, Yargi Yayinlari, Ankara, Eylul 2000
11. Kalkandelen, A. Hayrettin, Kadrolama Yontem ve Teknikleri, Sumerbank Arastirma, Planlama ve Koordinasyon Birimi, Ankara, Eylul, 1984
12. Kalkandelen, A. Hayrettin, Norm Kadro ve Reorganizasyon, TODAIE,  Ankara, 1976
13. Adana Sanayi Odasi, Sanayide Is Etudu ve Verimlilik Sempozyumu, Adana, Mayis, 1986

My Contact Information

Links to Other Sites